Sesli Makale

Osmanlı'nın dağılmasının ardından Müslümanlar arasındaki birliğin bozulmasını fırsat bilerek İslam coğrafyasında istediği gibi at koşturan batılı ülkeler sınırlarını cetvelle çizerek dizayn ettikleri Ortadoğu ülkelerinde istedikleri gibi darbeler yaparak kendi güdümündeki yönetimleri iş başına getiriyordu. Bu yöntemle yıllarca İslam topraklarındaki zenginlikleri sömüren ABD, Arap Baharı’nı da fırsata çevirerek Libya, Tunus ve Mısır gibi ülkelerde yönetimlerin değişmesine ön ayak oldu.

Son olarak Sudan’da Ömer el Beşir’in devrilmesinde Suudi Arabistan ve BAE ile birlikte etkin rol oynayan Pentagon güdümünlü ABD, ilk büyük darbeyi ise 15 Temmuz’da yedi.

15 Temmuz 2016’da Türkiye’de FETÖ eliyle darbe yapmak isterken baltayı taşa vuran Washington yönetimi, Türk milletinden unutmayacağı bir ders aldı.

Amerikan solunun yayın organı Jacobin’e röportaj veren Amerikalı dilbilimci ve tarihçi Noam Chomsky de ABD’nin artık istediği gibi darbe yaptıracak güçte olmadığına vurgu yaptı. Trump yönetiminin Venezuela’ya uyguladığı ekonomik yaptırımlardan ABD ve İran arasındaki gerginlik gibi konulara dair önemli açıklamalarda bulunan Chomsky, ABD’nin uyguladığı ekonomik yaptırımların halihazırdaki krizi felakete dönüştürdüğünün altını çizdi.

"Dünya barışını en çok tehdit eden ülke ABD"

Chomsky, 2014 yılında yapılan bir kamuoyu anketinin sonucuna atıfta bulunarak insanların dünya barışını en çok tehdit ettiğini düşündüğü ülkenin ABD olduğunun altını çizdi ve buna özgür medyada yer verilmediğini söyledi.

"Trump ekonomiye zarar verdi"

İran ve ABD arasındaki nükleer anlaşma gerginliğine dair ise “Trump yönetimi anlaşmadan çekilerek ekonomiye zarar verdi ve vahşice yaptırımlar uygulayarak nüfusu cezalandırdı. İran, Avrupa Birliği’nin efendisinin emirleriyle arasına mesafe koyacağını umarak ilkin herhangi bir adım atmadı. Ancak AB bunu yapmakta başarısız olunca, İran nükleer programını yenilemek için hamleler yapmaya başladı” yorumunda bulundu.

Muhayyel İran nükleer tehdidini yatıştırmak için Ortadoğu’da nükleer silahların kullanılmayacağı bir serbest bölge (NWFZ) oluşturulabileceğini belirten Chomsky, “Bu fikir onlarca yıl Arap ülkeleri tarafından önerildi. İran da G-77’de güçlü biçimde savunmuştu. Fakat bu fikir ABD tarafından veto edilmişti. Bu, diğer taraftan İsrail’in büyük nükleer silah cephanesinin varlığını kabullenmek anlamına geliyor” dedi.

"ABD’nin kapasitesi azaldı"

ABD’nin küresel gücünün çoktandır azaldığını ifade eden Noam Chomsky,“Yarım yüzyıldır çok kutuplu bir dünyada yaşıyoruz. ABD artık basitçe askeri darbeler gerçekleştirip istediği gibi terör rejimi dayatamıyor. Hala ayakta olsa da ABD’nin kapasitesi azaldı” ifadelerini. kullandı.

Chomsky, ABD egemenliğinin Trump’ın istikrarsız hamlelerine rağmen muhtemelen farklı bir biçimde devam edeceğini söyledi.