Yusuf Kaplan : Yol, değerini bilenlerle yürünür...
Tarih 05 Mayıs 2017İzlenme KişiYazar Yusuf Kaplan
Paylaşım
Türkiye, zorlu bir süreçten geçiyor... İki asırdır yaşadığımız, bizi perişan eden, fırtınalı denizde esen rüzgârların önünde oraya buraya sürükleyenyorucu ama bir o kadar da öğretici bir süreç bu. O yüzdendostunu da, düşmanını da, dost-görünümlü post peşinde koşturan çakalları da iyi bilmek zorundadır önden giden, önalan, önaçan öncü insanlar...
YOL'UN DEĞERİNİ BİLMEYENLER, YOL'U DA, YOLCULUĞU DA BİTİRİR
Yol, değerini bilenlerle yürünür. Sefasını sürenlerle değil, cefasını çekenlerle... Dünyayı, dünyanın ayartıcı ve geçici nimetlerini elinin tersiyle iten, bedel ödemekten çekinmeyen,fikir, oluş ve varoluş çilesi çeken çilekeş hakikat erleriyle... Ancak o zaman aşılamaz sanılanbütün engeller aşılır teker teker; açılamaz sanılanbütün kapılar açılır birer birer; veRahmân, ancak ondan sonrarahmetiyle muamele eder; vefakâr, fedakâr ve cefakâr hakikat erlerine kol kanat gerer... Unutma şunu aslâ: Yol, değerini bilenlerle yüründüğü zaman mesafe katedilir. Yolun değerini bilmeyenler, yolu da, yolculuğu da bitirir.
YOLA ÇIKTIĞIN ADAMA İYİ BAKACAKSIN, “ADAM MI?” DİYE...
Yolun ve yolculuğun değerini değil, sadece kendilerini, kendi menfaatlerini düşünenler, ilk engelde, ilk engebede, ilk tökezlemede, çelme takar düşürürler... Yola çıktığın adama iyi bakacaksın, “adam mı?” diye... Adamsa, sağına soluna bakmadan yola koyulacaksın vedört nala koşturacaksın... Adam değilse, yanına bile yaklaştırmayacaksın.
DOST'UN DERDİ HAKİKAT'TİR
Dost, post peşinde koşturmaz. Dostun tek derdi vardır: Hakikat. Dostuntek hayalivardır: Hakikatin -Mekkesürecinde-hayat bulması;-Medinesürecinde-hayat olması, hayatın kendi olması ve hakikatle donanması; -medeniyetsürecinde de-hayat sunmasıdırbütün insanlığa ve varlığa. Dost, her şeyden önce, hakikatle hemdert, hemdost ve hemhâl olan yürek ülkesinin çocuğudur. Kendini değil hakikati düşünür. Kendi geleceğini değil hakikatin geleceğini dert edinir. O yüzden sille yer, tokat yer amahakikati de, hakikat öncülerini de, hakikat yurdunu da aslâ terketmeyiaklının ucundan bile geçirmez.
DÖRT ŞAŞMAZ DOST KARAKTERİ: HZ. EBÛBEKİR, HZ. ÖMER, HZ. OSMAN VE HZ. ALİ
Dost, önce, Hz. Ebûbekir karakteridir: Hakikatin önünü açar, yolunu yapar,hakikatin hayat bulmasını sağlar;hakikat adamlarının sağ kolu olur, önündekiçakıl taşlarını temizler... Dost, sonra, Hz. Ömer karakteridir: Adaleti, hakkaniyeti öğütler: Adım adımhakikatin hayat olmasını sağlar;hakikat adamlarının sol kolu olur, hakikatin yapı-taşlarını döşemesine yardım eder... Dost, daha sonra Hz. Osman karakteridir: Hayayı, edebi, ruhu tahkim eder,önden gider... Dost, son olarak Hz. Ali karakteridir:Basireti, feraseti, tehlikeleri ve imkânkarı gösterir;hakikat adamlarının arkasından gider,hakikatin herkese hayat sunması için canını feda eder...
TARİH, YALNIZ ADAMLARIN KANATLARINDA YÜKSELİR...
Zorlu yolculuklarda önalan ve önaçan, hiç bir kınayıcının kınamasına aldırmadan ama basireti de, feraseti de elden bırakmadan yol almaya çalışan öncü insanların etrafını çakallar, sırtlanlar sarar... Dost-görünümlü ama post peşinde koşturan düşük adamlardır bunlar. En iyi bildikleri şey “dans etmektir”, reverans yapmaktır; gürültü-patırtıyla, hır-gür çıkararakkendini toprak gibi gören, kefeniyle dolaştığını her dem yineleyen öncü insanların önünü tıkamaktır bu dost-görünümlü fırsatperestlerin, çıkarperestlerin tek dertleri. Öncü insanlar, mecburen, “yalnız insanlar”dır, o yüzden. Tarih, “yalnız insanlar”ın kanatlarında yükselir. “Yalnız insanlar”, zor zamanlarda bileylenirler, ateşten gömlek giyerler ve “dört inanmış adamla” tarihin akışını değiştirirler...
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.
YORUMLAR
YOLCU
05 Mayıs 2017 17:19
20
YOLDA GİDERKEN SATTIKLARINIZIN DİYETİ SATILMAK OLUR. Kİ BU YOL HAKİKAT YOLU İSE. ÇIKAR AMAÇLI BİRLİKTEKİLERİN SONUCU SATILMAKSA SIRADAN BİRŞEY. AMERİKAN FİLMLERİNDEKİ ALTIN ARAYANLARIN MACERASINDAN ÖTEYE GİTMEZ.
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.