TARİH

Yavuz Bahadıroğlu : Atatürk isteseydi halife olur muydu?

Tarih
03 Nisan 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Yavuz Bahadıroğlu

3 Nisan 2015

“Atatürk isteseydi halife olurdu”
diyorlar, gerçekten olabilir miydi?..

Tarih “olsaydı-bulsaydı” tekerlemelerinin üzerinden okunmaz malum, belgelerin ve gerçeklerin üzerinden okunur...

Mustafafa Kemal Paşa’nın saraya damat olup Enver Paşa gibi bir statü kazanmak istediğini herkes biliyor...

Hikâyesini kısaca anlatayım...

Sultan Vahideddin’in iki kızından biri olan Sabiha Sultan’a (diğeri Ulviye Sultan), o tarihte kendine “statü arayışı” içinde olan Mustafa Kemal talip oldu... 

Aralarında bir aşk olması imkânsız gibi bir şey; çünkü kızı ancak bir veya iki kez görmüştü (Sabiha Sultan bir kere gördüğünü söylüyor), zaten bu yüzden “Mustafa Kemal’ın statü arayışı” diyorum.

Bu talep evlilikle sonuçlanmadı, zire Sultan, son Halife Abdülmecid Efendi’nin oğlu Şehzade Ömer Faruk Efendi’ye âşıktı (zaten sonunda onunla evlendi).

Sabiha Sultan, Mustafa Kemal’in kendisiyle evlenmek istediğini yıllar sonra verdiği bir mülakatta doğrulayacak, Suat Hayri Ürgüplü’ye yazdırdığı kısa hátıratında, Mustafa Kemal Paşa sizi istemiş, pederiniz razı olmamış, doğru mudur?” şeklindeki soruyu şöyle cevaplandıracaktır:

“Evet, istemiş. Benimle konuşmuş değildir ama ben çekindim ve istemedim. Zira, önümde hiç de iyi örnek olmayan Enver Paşa ile Naciye Sultan’ın hayatı vardı.”

Bu evlilik gerçekleşseydi, olaylar farklı gelişebilirdi, ama gerçekleşmedi. 

Mustafa Kemal Paşa, Milli Mücadele kazanıldıktan sonra, halife olma niyetini birkaç kez seslendirdi, hatta bazı yabancı gazetecilere, böyle bir teklif gelmesi halinde kaçınamayacağı yolunda beyanlarda bile bulundu.

Aslına bakarsanız İslam dünyası da büyük ölçüde buna hazırdı: Çünkü Milli Mücadele döneminde Mustafa Kemal Paşa, İslam dünyasını esir eden İngiliz emperyalizmine kafa tutan adam olarak gözüküyordu. Zaten bu yüzden Milli Mücadeleyi duaları ve paralarıyla desteklemişlerdi.

Ancak Lozan görüşmeleri durumu değiştirdi. İngiltere, sömürü düzenine engel teşkil ettiğini düşündüğünü hilafeti çoktan kadırmayı plânlamış ve adım adım bu noktaya gelmişti.

Lozan’ın galip devletler tarafından kabulü, Musul ve Kerkük başta olmak üzere bazı topraklarımızdan vazgeçmemize ve ayrıca hilafeti kaldırmamıza endekslenmişti.

Görüşmeler bu yüzden kesildi. İnönü ülkeye döndü. Mustafa Kemal Paşa ile görüştü ve dayatılan şartlar kabul edildi.

O günlerde Mustafa Kemal’in yabancı gazetecilere verdiği beyanat ilginçtir: Özet olarak, “İngiltere ile savaşacak durumumuz yok” demiştir. Bu her istenileni yapmak zorundayız” anlamına gelmektedir.

Nitekim İnönü, Meclis’te hırpalanmış, “vatanı satmak”la suçlanmış, ne var ki Birinci Meclis lağv edilmiş, İkinci Meclis ise her istenileni yapacak isimlerden oluşturulmuştur.

İnönü de Lozan’a dönmüş, andlaşmayı imzalamıştır.

Ne var ki, Lozan Andlaşması’nın İngiltere parlamentosunda tasdiki geciktirilmiştir. Ne zamana kadar derseniz, hilafetin kadırılmasına kadar...

Türkiye hilafeti kaldırdıktan birkaç gün sonra, İngiliz parlamentosu tarafından Lozan onaylanmıştır.

Ne tesadüf!

Atatürk’ün kendini halife ilan ettirmesinin başka engelleri de vardır:  

Halife demek sadece Türkiye’deki Müslümanların değil, onlarla birlikte dünya Müslümanlarının da lideri olmak demektir ki, bu öncelikle “dindar” olmayı gerektiriyor...

Yani imanın tüm şartlarını, tüm Kur’an ahkâmıyla (ki adıyla-sanıyla buna “şeriat” derler) birlikte benimsemek...

Ve hem takipçisi, hem de savunucusu olmak...

Yani, namaz kılacaksınız, oruç tutacaksınız, her türlü haramdan sakınacaksınız, gayrimeşru zevklerden uzak duracaksınız...

Fakat bunlar da yetmez: Ümmetin de böyle yaşaması için çaba harcayacaksınız...

Uzun zaman öyle gözükmesi, hilafetten sitayişle bahsetmesi biraz da bu yüzden olsa gerektir.

Lozan’dan sonra durum büsbütün değişecek, Çankaya köşkünde her akşam rakı sofraları kurulmaya başlanacaktır.

Ve Atatürk de kendisini hilafetten de saltanattan daha güçlü bir konuma getirip “Tek Adam” olacaktır! 

YeniAkit

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • Atatürkçü Adam

    17 Ağustos 2017 23:44
    0 0
    Ulan sahtekar ulan cahil Atatürk düşmanı olduğun çok belli Atatürk dindar bir insandır kafana bunu sok Allah Kusurumuzu Affetsin der!
  • laedri

    03 Nisan 2015 19:20
    1 1
    hilafetin kaldırılması ingilterenin hedefleri arasındaydı kadir mısıroğlu bu olayı gayet güzel açıklıyor m.kamalın balıkesirde yaptığı hutbe ile devamında izmir iktisat kongresindeki zıtlık haim naumun lozan dönüşü m.kamal ile görüşmelrinden sonra olmuştur m.kamal halife olmayı arzuluyordu kim arzulamazki tüm islam alemine lider olmak ama ingilizlerin buna cevaz vermediğini haim naum bildirince bu fikrinden vazgeçmiştir konuyu kadir mısıroğlundan dinlenmesini tavsiye ederim yavuz bahadıroğlu bu olayı basitleştirmiş tarihi gerçeklere uymayan bir kurguyla vermiştir
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;