Sesli Makale

30 Aralık 2014

Putin, Rusya’nın yeni güvenlik doktrinini ilan etti: ABD’nin bölge politikaları ile NATO’nun Doğu Avrupa’daki genişlemesi en büyük dış tehdit sayıldı.

Ukrayna Krizi ile birlikte ABD ve Avrupa ile ilişkilerinin gerginleşmesi, Rusya’yı yeni arayışlara yöneltti. Putin’in 1 Aralık’taki Türkiye ziyaretini de bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor.
Moskova’nın Ankara’ya yakınlaşmak suretiyle kendisine yönelik kuşatmayı kırmaya çalışması Batı Cephesi’ni iyice rahatsız etti. Batı Medyası’nda Putin aleyhinde yapılan yayınlar bunun yansımasıdır...
Derin Almanya’nın gözdesi, aynı zamanda Ecnebi Hürriyet’in “kardeşi” Bild gazetesinde atılan “Putin, 2015’te gider mi?” başlığı Batı Medyası’ndaki derin falcılığa örnektir!
ABD ve Avrupa’daki medyanın Gezi Kalkışması ve 17 Aralık darbe girişimine verdiği devasa desteği tam da buraya not edelim...
Yeri gelmişken, bir başlığı daha hatırlayalım:
Almanya’da yayınlanan Focus dergisi Ankara’daki Erdoğan-Putin zirvesini “Çar ile Sultan’ın Buluşması” diye vermişti...
“Her iki lider hakkında şu anda Batı’da hiç de iyi konuşulmuyor. Bu Rambo politikacılar Batı’ya karşı işbirliği yaparlar mı?” diye yazarak ağzındaki baklayı çıkarmıştı!
-Batı Cephesi’nde haklarında iyi konuşulmaması, hem Erdoğan hem de Putin için takdir edilecek bir husustur.
Ankara ile Moskova, başta Suriye meselesi olmak üzere Kırım-Ukrayna krizinden Çeçenistan olayına oradan Azerbaycan-Ermenistan arasındaki Karabağ sorununa kadar başlıca ihtilaflı konularda düğümü çözebilecek potansiyele sahip bulunuyorlar.
İşbu kriz dosyalarında başarılı neticeler almaları mümkün olabilecek mi, bunları bekleyip göreceğiz.
*
CIA’in finanse ettiği ‘Özgür Avrupa Radyosu’nun Azerbaycan’daki ofisinin mühürlenmesi, Putin’in yeni güvenlik doktrinini açıklamasıyla yani ABD-NATO’yu tehdit ilan etmesiyle aynı zamana rastladı!
Radio Free Europe, 1950’de CIA tarafından “anti komünist propaganda” amacıyla kurulmuştu. Soğuk Savaş döneminde tepe tepe kullanılmıştı. Son derece kirli ve kanlı bir süreci ifade eden “Komünizmle Mücadele” konseptinin “ideolojik dinozoru” CIA ajanı Paul Henze’dir...
Henze, CIA’deki görevine Radio Free Europe’un politik danışmanı olarak başlamıştı. Türkiye’de 1960 ile 1980 darbelerinden önceki dönemlerde iki kez CIA adına görev yapan Henze’nin Ankara’daki kankası Kasım Gülek’ti. CIA’in kurduğu ve kol kanat gerdiği Moon tarikatının Türkiye’deki ilk temsilcisi Gülek’tir.
Moon’dan bahsedildiğinde “Radio Free Asia” ile bağlantıları da akla gelir!
*
Paul Henze, 1981’deki Papa Suikastı’nı SSCB’ye yıkarak arka plandaki ABD-NATO-Gladio-Vatikan’ı gizlemek için büyük çaba sarf etmiş bir ajandır.
Dünkü Baronsal Hürriyet’te, Papa’nın mezarını ziyaret eden Mehmet Ali Ağca için “Nereden Çıktı Bu Adam?” başlığı okunuyordu! Haberde, “M.Ali Ağca’nın Roma’ya kaçak girişinin sırrı çözülemedi” deniliyordu. Ağca ise “33 yıl önce Roma’ya nasıl girdiysem, yine aynı şekilde girdim” diyerek ilginç bir cevap veriyor!
Şu tuhaf Roma gezisiyle, Ağca “vaktiyle kendisini istihdam etmiş olan” Gladio’ya mesaj yolluyor olabilir mi? Papa Suikastı’nın SSCB ve Bulgaristan’ın üzerine yıkılması için nasıl antrene edildiğini dört yıl önceki kitabında ifşa ettiğinde bu önemli itiraflar haber bile olmamıştı!
Henze, 1982 sonrasında “CIA ustalarının şirketi” Rand Corporation’da çalıştı. Rand denildiğinde, 1990 yılında kitap olarak yayınlanan “Türkiye’deki İslamcı Akımlar” raporu (Beyan Yayınları) aklımıza geliyor!
Rand’in raporu, ABD’nin “Ilımlı İslam” projesini anons ediyordu ve o süreçte bir “kilometre taşı” idi...
ABD ve NATO’ya bağlı “Türkiye’deki Gladio”nun Paralel Yapı’ya biçmiş olduğu gizli misyon, 90’ların başından itibaren hareketlendirilmiştir!
1990’da Doğu Bloku’nun çökmesiyle, NATO’nun İslam’ı düşman konseptinde ilk sıraya yerleştirdiği dönemi, eş zamanlı olarak da Türkiye’de ‘laik aydın’ suikastlarının başladığı yılı hatırlıyoruz!
1990-1993 arasındaki derin cinayetler dönemi 28 Şubat darbesiyle neticelenmişti.
Rand Corporation’ın sözkonusu “İslamcı Akımlar” raporunda Sabri Sayarı sahne almıştı. Henze gibi Rand’in danışmanları arasında yer alan (Boğaziçi Üniversitesi’nden) Sayarı, ABD-Azerbaycan Ticaret Odası Mütevelli Heyeti’ne de alınmıştı. Washington merkezli kuruluşun amacı, ABD şirketlerinin Azeri pazarına girebilmesi idi. Yani, konu petroldü.
*
Rand Corporation’ın 2007 yılındaki bir raporu da “Ilımlı Müslüman Ağlar Oluşturmak” üzerinedir!
Şubat 2010’da, Rand’in Avrupa Masası görevlisi Stephen Larrabee tarafından yazılan raporda ise “CHP üst yönetimi değişmelidir” deniliyordu!
Üç ay sonra Deniz Baykal’ın kaset operasyonuyla devrilmesi tesadüf değildir. O raporda, Deniz Baykal “Batı karşıtlığıyla suçlanıyor” ve “1 Mart tezkeresinin reddedilmesindeki rolünden dolayı” kıyasıya eleştiriliyordu!

Yenişafak