Sesli Makale

Bıçağın kemiğe dayandığı en karanlık günlerde sahne alıp, olumlu ve çözüm odaklı yaklaşımıyla ülkeye rahat nefes aldırdı. Halk gibi düşündü, "Halka gidelim" demekte hiç tereddüt etmedi.

Bülent Ecevit ile Mesut Yılmaz'ın yönettiği ülkenin uçuruma yuvarlandığını gördüğünde, bir an bile düşünmeden erken seçim çağrısı yaptı. Hem de partisinin baraj altında kalacağını bile bile...

Aradan yıllar geçti...

7 Haziran seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisine önerdiği Başbakanlık makamını elinin tersiyle itti. 

"Kabul" deseydi, şu an ülkeyi CHP, MHP, HDP koalisyonu yönetiyor olacaktı. "Gerekirse bir kez daha seçime gideriz" diyerek oynanan oyunu bozmasını bildi.

15 Temmuz darbe kalkışmasının daha ilk dakikalarında ülkesinin ve milletinin yanında yer aldığını ilan eden tek siyasetçiydi. Genel Başkan olduğu tarihten bu yana ülkücüleri sadece bir kez sokağa çıkmaya davet etti. 

Darbe gecesi, darbecilere karşı direnmeleri için...

Dedim ya!

Dost; zorda, darda kalınca belli oluyor. Bahçeli o gece ülkesinin, milletinin dostu olduğunu herkese gösterdi. 

Şu sıralar bir kez daha adının hakkını veriyor, kendine yakışanı yapıyor MHP lideri...

Sistemin sıkıştığı, çarkların işlemez hale geldiği süreçte, sönmek üzere olan umudu yeniden alevlendiriyor.

Kısır tartışmalarla yıpratılan Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi için halkın hakemliğine başvurulması çağrısı yapıyor.

Dikkat ediniz!

"Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi'ni destekliyoruz" demiyor. 

"Desteklemiyoruz" da demiyor.

"Meclis'e getirin, tartışalım. Eğer Meclis'ten geçerse, referanduma götürelim. Halkın verdiği karar neyse, başımız gözümüz üstüne" diyor.

Ama gelin görün ki bu çağrı, nice zamandır kah açıktan, kah gizlice birbirini destekleyen CHP ile HDP kanadında hezeyanlarla karşılanıyor.

Aslına bakılırsa ne CHP, ne de HDP Başkanlık Sistemi'ne karşı değil. Onlar, Recep Tayyip Erdoğan'ın Başkan olmasına karşı. Haşerinin ilacı sevmemesi gibi onlar da Erdoğan'ı sevmiyor, sevemiyor.

Her zaman söylediğim gibi...

Erdoğan'ın gitmesi için, ülkeyi cehenneme çevirecek zebanileri bile desteklemekten geri kalmaz her iki partinin yöneticileri...

Bahçeli'ye saldırmalarının altında bu nefret yatıyor. Kısaca, "Sen niye halka gitmekten bahsediyorsun. Neden Erdoğan'ın Başkan olma ihtimalinin önünü açıyorsun" diyorlar.

Onun içindir ki bugünlerde ülkesine sevgi ve sadakatle bağlı olan herkes Bahçeli'nin yanında yer almalı...

Başkanlık Sistemi'ne Meclis'te destek vermese bile.

Yeni Anayasa'nın ve Başkanlık Sistemi'nin referanduma götürülmesine katkıda bulunmasa bile desteklenmeli Bahçeli...

Sırf halktan kaçmadığı için, sırf milletinin hakemliğinden korkmadığını gösterdiği için verilmeli bu destek...

Sırf halkın karşısında olduğunu gösteren, halkın hakemliğinden hazzetmediğini her fırsatta belli eden CHP ile HDP'nin saflarında yer almadığı için bile bu desteği hakediyor MHP lideri...

Konu Başkanlık Sistemi tartışmalarından açılmışken, Kemal Kılıçdaroğlu'na ayrı bir paragraf açmadan geçmek olmaz. 

Dün gazetelerde yayınlanan bir haber ilişti gözüme. Harfi harfine aktarıyorum o haberi:

"Kemal Kılıçdaroğlu, Bahçeli'nin başkanlık konusundaki sürpriz çıkışının ardından akademisyenlerle bir araya gelerek beyin fırtınası yaptı."

Akademisyenler Kılıçdaroğlu'na ne demiş biliyor musunuz?

O sözleri de aynen aktarayım:

“CHP, parlamenter sistemden yana olan Meclis’teki ve Meclis dışındaki bütün partilerle dirsek temasına geçmeli. Başkanlık sistemine sadece CHP karşı çıkıyor’ algısı yıkılmalı” önerisinde bulundu.

Peeee!

Kurban olduğum, ne fırtınaymış be! Duyan da Kılıçdaroğlu beyin gücüyle kasırgalar gönderiyor, akademisyenler sel olup taşıyor sanacak ha!

Fikrin kendisinde esinti bile yokken, çıkan fırtına varolan beyinleri de alıp götürmemiştir inşallah!

Dipnot: Bylock listelerini merakla beklediğinizi biliyorum. 63 bin kişiden oluşan listeyi net ortamına taşımak, tahmin edeceğiniz üzere kolay bir şey değil. İnternethaberin tüm ekipleri bu işle meşgul. Liste kısa sürede yayınlanacak. 

Bilginize sunarım..

İnternethaber
24 Ekim 2016