Sesli Makale

22 Ocak 2015

Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç, yönettiği bir programda Amerika’daki meslektaşına, “Son söz senin, sen anavatandasın.” deyiverdi. Hatta Amerika için, “Bütün dünyanın anavatanı; dünya oradan idare ediliyor.” da dedi.

Sonrasında lafı toparlamaya çalıştı ama “dervişin fikri neyse zikri oymuş” demek bu durumda yanlış olmayacak.

Hoş, zaten biz bu kadar direkt olmasa da kimlerle, hangi zihniyetlerle hareket ettiklerini yazıp söyleyip duyuyordu. Sağ olsun Ali Bulaç, konuyu kısa yoldan özetlemiş oldu.

Hani hep diyoruz ya “bütün taşlar yerine oturuyor” diye…

Aslında en büyük taşlardan birisini de tam yerine Ali Bulaç oturtmuş oldu.

Ee, şimdi adama sormazlar mı?

Madem anavatanın orası da buranın kimliği ile neden yaşıyorsunuz?

Veya insanlar kendi kendine “sizler için orası anavatansa bu topraklar ne anlama geliyor” demezler mi?

Kimin anavatanı neresi bilemeyiz ama bizim anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti topraklarıdır. Zaten bu yüzdendir ki, bizler son iki yıldır resmen bir “İSTİKLAL VE İSTİKBAL MÜCADELESİ” verirken bazıları resmen Batı’nın diliyle ve onların güdümünde anavatanlarına demediklerini bırakmadılar.

Bazıları için bu toprakların, bu vatanın, dökülen şehit kanlarının, inançların, ne kadar önemli olduğunu (!) çok iyi anladı bu millet.

Peygamber Efendimiz’i alaya alanların yanında ifade özgürlüğü adı altında yer alanların anavatanı neresi bilmem ama bu vatan topraklarına karşı çok samimi olmadıklarını hepimiz görüyoruz.

Müslüman’ı Müslüman’a kırdırmaya çalışan, “üst akılların” oyunlarına bu millet gelmedi. Önce “cemaat” ayağına milletin maneviyatını ele geçirip, sonra da ülke yönetimini gasp etmek isteyenleri de gördü bu millet…

Ve bu millet gerçekten anavatanın anlamını bilenleri ve “VATAN”ne anlama geliyor idrak edenleri de gördü…

Bunca olaydan sonra çıkıp bazıları vatan- millet- ezan diyemezler.

Ot, kökünün üstünde bitermiş!

Köklerine sadık olmayanlar, köküne ecdadına sahip çıkıp korumayanlardan ot bile olmaz; kaldı ki, gerçekten samimi vatandaş olsunlar. Çok açık bir şekilde istikbalimize ve istiklalimize karşı düzenlemiş bir oyunun aktörlerinin kendi kendilerini ele vermelerini görüyoruz.

Bu ülkede seçilmiş bir hükümeti demokratik yollarla değil antidemokratik yollarla devirmeye yemin etmişçesine saldırıyorlar.

Fethullah Gülen’in son ağlama videosunda “her an ölebilirim” sözlerinin sadece bir algı operasyonu olduğunu düşünüyorum. Neden böyle bir video paylaşıldı bilemiyorum ama velev ki, Gülen’in başına bir şey gelse şu ortamda hükümet yaptı dahi diyebilecek insanlar var…

Daha önce çok kere söylemiştim; ABD ve Batı, cemaatten istediklerini almayınca onları bir kenara itecekler. Ve bunları görmemize de çok fazla bir zaman kalmadı. Zira uluslararası ilişkilerde dostluk, yoktur menfaat vardır. O Amerikalıların meşhur “dostum” sözü sadece lafta kalır. Konu siyaset olunca, menfaatleri neredeyse hemen oraya dönerler.

Kısacası silkeler atarlar.

Aynı, bir süre sonra cemaate yapacakları gibi…

Tabi bizimle uğraşmaktan vazgeçecekler mi?

Hayır… Asla…

Peki, biz; iradesini eline almış halk, dik duruşumuzdan vazgeçecek miyiz?

Tabi ki, hayır!

Bilirim, anavatanından çok uzaklarda yaşamak çok zordur, zira gurbette yaşadım…

Bu yüzden anavatanı Amerika olanları çok iyi anlıyorum. Bizdeki Amerikalıların haline üzülmemek elde değil…

Hem anavatanlarından ayrılar hem de buralı gibi davranmaya çalışıyorlar.

“Köküne bağlı olmayan ot bitmezmiş” ya!

Kökü olmayan bir Amerikalının yani içimizdeki Amerikalıların nerede biteceğini de hep birlikte göreceğiz…

Artık anlayana…

YeniŞafak