YAŞAM

Serdar Demirel : Kapitalizmin kadınsı erkek projesi

Tarih
28 Aralık 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Serdar Demirel
Erkekler arasında yaygınlaşan kadınsı / feminen eğilimler bütün dünyada kendisini hissettirmektedir. Feminen, yani kadınsı erkek. Bizim geleneğimizde hünsa denmektedir. Kadını andıran, kadına benzeyen, kadın gibi, kadınımsı. Hareketlerinde kadınsallık olan, erkek olduğu hâlde kadın hissiyatıyla yaşayan iki cins arasında bir yerde duran bir ara form.
Bunun doğuştan gelen hormon bozukluğu veya yetiştirme tarzından kaynaklanan davranış bozukluğu gibi kadîm sebepleri vardır. Ancak son on yıllarda ivme kazanmış bu trend kendi iç dinamikleriyle gelişen bir durumdan ziyade inceden inceye yürütülen planlı bir projenin ürünüdür. 
Bu yazıda bu projenin iki önemli dayanağını ele alacağız. İkisi de önemli ama ikincisi daha da önemli ve tehlikeli. İlkinden başlayalım. Postmodern bir durum. Biraz felsefik ve fakat çözümü yanlış yerde arayan toplum mühendisliğine dayanmaktadır.
Postmodern bu yaklaşım, erkek ve kadın arasında tarih boyunca cinsellik farkından kaynaklanan bir iktidar mücadelesinin varlığından hareket ediyor. Buna göre, kadın ve erkekler cinsiyet dayanışması içerisine girerek birbirleriyle rekabet edip kendi cinsinin lehine, karşı cinsin aleyhine alan kazanma mücadelesi vermekteler. Sonuç ise güçlü taraf olan erkeğin kadını birçok haklarından mahrum etmesiyle neticelenmiştir.
Bu iktidar mücadelesini dengelemek, daha âdil bir sistem kurmak için tarafların ve bahusus erkeğin empati yapmasını sağlamak gerekiyor. Bu yaklaşıma göre bunu gerçekleştirmenin yolu ise erkeği biraz kadınlaştırmak, kadını da biraz erkekleştirmekten geçiyor. 
Bu tarihsel iktidar mücadelesini kadın ve erkek arasında bir ara formun dengeleyeceğini ve böylece cinsler arasında barışçıl bir ortam sağlanacağını vehmederek kadın ve erkeğin yaradılış kodlarını değiştirmeyi hedefler. 
Asıl tehlikeli dediğim ikinci sebep ise, kapitalizmin kârını büyütmek amacıyla erkeğin feminenleşmesini planlayıp teşvik etmesidir. Neden mi? İzah edelim.
Kapitalizm bilimsel çalışır. İnsanın kâra dönüştürülecek zaaflarını tesbit eder. Bu zaafları oluşturduğu moda trendleriyle yönlendirir. Cins-i lâtif olan kadının zerafete karşı olan eğilimlerini, güzel gözükme ve beğenilme zaafiyetini kışkırtır. Birbirinden albenili ürünler piyasaya sürer. 
Kadınların alışveriş yapmayı sevdikleri herkesin rahatlıkla gözlemleyebileceği bir hakikattir. Yıllar önce bir iş adamı arkadaşım, hanımıyla kavga ettiklerinde onu alışverişe götürdüğünü, çünkü o mekânlarda sakinleştiğini söylediğinde epey şaşırmıştım. 
Dikkatle baktığınızda göreceksiniz ki, büyük marketlerin raf dizaynı birinci derecede kadınlara, ikinci derecede çocuklara ve sonra da erkeklere hitap edecek tarzda kurgulanmıştır. Reklamlar da bu minvaldedir. Ürünlerin kahir ekseriyetinin kadınlara hitap eden ürünlerden oluşması tesadüf değildir. Bilimsel olarak çalışılmış bir durumdan bahsediyoruz. 
Kapitalizm sınırsız büyümeyi hedefler. Bunun için de sınırsız üretmeyi ve tüketmeyi zorlar. Bu sebeple insanların sınırlı olan biyolojik ihtiyaçlarını değil sınırsız olan psikolojik zaaflarını başarıyla kışkırtır. Kadının ise bu projenin temel dayanağı olduğu açıktır. 
Kapitalizm pazarını daha da büyütebilmek uğruna erkeği de kadın gibi, kadın kadar, en azından ona yakın tüketmeye programlamak çabasındadır. Bunun yolu da erkeğin kadınsallaşması, kadın refleksleriyle hareket etmesinden geçer.  
Erkeği diziler, filmler, bilgisayar oyunları, romanlar, moda ve diğer soft yöntemler aracılığıyla biseksüelliğe özendirir. Bu ise tabi dengeyi bozmakta, nesil emniyetini tehlikeye sokmaktadır. Paradigması sınırsız büyüme yanılgısı üzerine kurulu kapitalizmin buna ehemmiyet vereceğini düşünmek ise mümkün değildir.  

YeniAkit
28 Aralık 2015

 

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;