Sesli Makale

Şu politika pis iş, siyasetin “ilmî” olanına lâf yok.

Bizim Köy’ün seçmen sayısı 23; baktım 5 vatandaş muhtar aday adayı...

Yerel seçim dönemlerinde sıkı nabız tutan ve sonucu yüzde 99 tutturan bu kardeşiniz, bizim köyün kaygan nabzını tutmakta güçlük çekti!

Böyle bir durumda nasıl nabız tutacaksın, baktım olmuyor, seçim döneminde köye uğramamaya karar verdim.

Dönüşte bir sitem bir sitem...

Kendisini köyün kurtuluşu için tek isim olarak gören herkes bana çıkışıyor; “Senden destek beklerdim, yazıklar olsun!” makamında!..

Bir süre sonra yine gittim köye, aileler dargın, vay sen bana oy vermedin de gittin şuna verdin muhabbeti!..

Şu demokrasi tam bir “nifak” rejimi, bölüyor, bölüyor, bölüyor, hücrelerine kadar.

Her partide “çıkar” koalisyonları var, lider ipi gevşetti mi her partide kıyamet kopar!..

Bakın her partide yürek yaraları, MHP’deki dava arkadaşları da feci koltuk kavgasında!..

¥

Daha fazla uzatmadan başlığın işaret ettiği meseleye gelelim;

“MHP’deki durumlar, Akşener olayı, vesaire..!”

Üzücü durum; nerede bir delikanlı adamımız varsa, paralel yapının presinde iyice bir eziliyor.

Dikkatinizi çektiyse, kalemimi uzandığı her yere dokunduran bendeniz Meral Akşener Hanımefendi’yi korudum, kolladım.

Sessiz destek ya da “avans” verdim...

Sayın Bahçeli kendisi için “paralel destekli aday” dedi, lafın üzerine hemen atlamadım. 

Dedim ki;

“28 Şubat sürecinde, ne darbe çetesine ne de yalı çetesine prim vermişti. Makamları kaybetmeyi göze almış ama onurundan taviz vermemişti. Onda sağlam bir ruh var, dokusu sağlam, geleneği sağlam, düzgün insan, mutlaka birşeyler yapıp, paralel yapıya ağzının payını verecektir!”

Şimdi adlarını vermek istemediğim “iki adet parti genel başkanı”ndan da bunu beklemiştim.

Hatta yüzyüze görüşmelerimde, AK Parti’ye yüklendiklerinin yarısı kadar paralel ihanet çetesine yüklenmelerini tavsiye ve talep etmiştim.

Ne gezer; bir yattılar paralel yapıya, o kadar olur.

Paralel yapı bunları kullandı, kullandı, kullandı...

Sonra...

Seçimlerde gitti, HDP ile CHP’ye çalıştı!..

Bunlara zırnık koklatmadı ve hatta, paralel ziyaretlerinde bir kutu çikolata olsun götürmedi alçak herifler!..

Bizler haklı çıkmışız neye yarar, paralele râm olan bizim -eski- dostlarımız, bizim adamlarımız, hepsi yürek yaramız.

Ne iştir arkadaş; muhalefette şöyle “doğruya doğru, yanlışa yanlış” tavırlı, delikanlı adam arıyoruz...

Zor...

¥

Meral Akşener bunu yapabilirdi...

“Paralel Yapı” desteğini aramasına ya da gelen pasları almasına gerek yoktu!..

Ama, o da aynı tuzağa düştü.

Uzun yıllar boyunca öre öre bugünlere taşıdığı “delikanlı kadın” imajına büyük zarar verdi.

Kendisine büyük saygım vardı oysa, en zor zamanlarında biz destek vermiştik, en zor zamanlarımızda da yanımızda olmuştu.

Hak’tan ve milletten başka hiçbir dayanak noktası aramaksızın çıksaydı ve “muhalefet gibi muhalefet” yapma vaadinde bulunsaydı...

İnanın en ufak bir sitemimiz olmazdı.

Ancak...

Artık ilkokul çocuklarının bile ayrıntılarına vakıf olduğu paralel ihanet çetesine işaretten ısrarla geri durması, bizi sarstı.

Üzdü bizi, bir “dost” daha kaybetmiş olduk.

Bu bizim için önemli ama kendisi için bir “dost!” kaybetmiş olmak önem taşımıyor olabilir.

Meral Akşener Hanım, “AK Parti yıllar yılı bugün paralelci dedikleriyle kol kola değil miydi?” diyerek çıkamaz işin içinden.

Tamam AK Parti öyle yaptı, yıllar yılı yanıldı, yanıltıldı...

Peki Meral hanım, siz ne yapıyorsunuz?

Efendim...

Der ki;

“Paralel yapı adı verilen de, bir çıkış yolu olarak bana destek vermiş olabilir!”

Hangi durumdan kurtulmaya çalışıyor, ne yapmaya çalışıyor paralel yapı?

Meral Hanım, “adi bir e. paşa” size alçakça saldırırken neredeydi bu paralelciler?..

Düşünün; 

HSYK seçimlerindeki “4000 hâkim ve savcılık zinciri”ni hangi güç oluşturdu?

Bir kamu görevlisinin emri “hukuk”tan değil de, “Okyanus Ötesi”ndeki “guguk”tan alması ne demektir?

Nereye hizmettir?

¥

Sayın Akşener...

Olanı biteni görüyorsunuz, görüyorsunuz ama “belli merkezlerin” telkinlerine kapılmış gidiyorsunuz...

Mesele, Bahçeli meselesi değil, hâlâ anlamadınız mı?

Aslında sırf “Tayyip Erdoğan” meselesi de değil...

Bunu nasıl görmezsiniz?

¥

Rahmetli Muhsin Başkan’ın “yanından” ayrılmamak ve Sayın Bahçeli’nin yanlışlarına taaa o zamandan itibaren direnmek bir yol alabilirdi.

MHP’nin seçim başarısızlığının ardından, Sayın Bahçeli’ye tepki göstermek normal elbet...

Mesela... 

“MHP’ye kurulan paralel kaset komplosunun üzerine niçin gitmiyor sunuz?” diye çıkışmak ve “Ne iktidar partisi ne de paralel ihanet çetesi” diyerek bir başka hattan yürümek de olabilirdi.

Ama, siz kabaca “Ekmelettin İhsanoğlu” olmaya gayret ettiniz...

Yanılttılar sizi...

“Hayır” diyorsanız, “Serdar, bana haksızlık ediyorsun” diyorsanız, “Paralel İhanet Çetesi”ne tepkinizi net bir şekilde dile getiriniz...

Getiriniz ki, tepkim havada kalsın.

Getirin ki, “Bu Meral Akşener de ne ayak?” diye soranlara, “Boşver”den daha güçlü cevaplar verebileyim!..

Hürmetlerimle!..

YeniAkit
28 Mayıs 2016