SİYASET

Salih Tuna : Çok zekisiniz bayım ama Kılıçdaroğlu sizden daha zeki

Tarih
15 Haziran 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Salih Tuna

Dört bir yandan “kuşatma” altında olduğumuz muhakkak. Bunu inkâr etmek gerçeklerle bağdaşmaz.

Kuşatmanın “merkez üssü” de belli. Lafazanlıklarla sürgit gizleyemezsiniz bunu. En fazla, “tek bir Amerika yok,” diyebilirsiniz.

Hele hele, “üst akıl” veya “Irkçı Siyonist network” gibi “tanımlamaları” itibarsızlaştırmaya çalışmakla olmaz. Olur da, kuşatmaya katkı sunmanın ötesinde hiçbir anlam taşımaz.

Almanya'nın “soykırım” kararı bile tek başına her şeyi açıklamaya yetiyor.

Almanya “derin devleti” de “üst akıl”dan bağımsız bir adım atmaz. Medyası derseniz, hepten eklemlenmiştir.

Siyaseti mi?

Sosyal demokrasi deyince dünyada ilk akla gelen isimlerden Willy Brandt'ın siyasi hayatı boyunca CIA'nın maddi himayesinde hareket ettiği ortaya çıktıktan sonra fazla söze ne hacet.

Demem o ki çok yönlü kuşatma altındayız.

Komşularımız Irak ve Suriye'nin halini görüyorsunuz.

Medeniyetimizin kadim şehirleri Bağdat'ı, Halep'i viran ettiler. Irak'ta yetişmiş onca bilim adamını öldürdüler. Çoluk çocuk kadın ihtiyar milyonlara varan insanımızı katlettiler.

İran devrimini cezalandırmak ve bloke etmek için 8 yıl boyuncaSaddam'ı destekleyip İran'a saldırttılar. Sonra da Saddam'ı şeytanlaştırıp Irak'ı işgal ettiler.

Bugün de aynı oyunun bir başka versiyonunu devreye soktular.

Evvela DAEŞ'in bir yeri işgal etmesi sağlanıyor sonra da “kara kuvvetlerimiz” dedikleri PKK'nın Suriye kolu PYD ile güya o yeri kurtarmış oluyorlar.

DEAŞ'ın mahut oyundaki fonksiyonu bu. Zaten fonksiyonu bitince, yani, enerji yolları için koridor mesabesindeki “İkinci İsrail” kurulunca, DEAŞ ossaat buharlaşmış olacak.

İsrail için işler hayli zamandır tıkırında. Arz-ı Mev'ud için adeta mıntıka temizliği yapılıyor.

Sonra sıra Türkiye'ye gelecek.

PKK'nın hendek terörü Türkiye'yi söz konusu oyuna çekmek içindi sadece. Havada uçuşan haritaları gerçekleştirmek için henüz bitirici hamleye başlamadılar.

Derin Tarih dergisinin bir süre önce okurlarına hediye ettiği “Genelkurmay Başkanlığı'nın “Karşılaştırmalı Sevr ve Lozan Haritası (1928)” bakarsanız piyasada uçuşan o haritaların arkaplanını görürsünüz.

İşgalcilerimiz, yarım kalan hesaplarını görmek için geldiler. İşin aslı bundan ibarettir, gerisi teferruattır.

Kuşatmayı yaracağız, bundan kimsenin kuşkusu olmasın.

Lakin hamasetle olmaz.

Hep söylüyorum, hep söyleyeceğim: Direniş cephesini tahkim etmez zorundayız.

Bozgunculara malzeme verecek söylemlerden ve tavırlardan uzak durmaya azami dikkat edeceğiz.

Dahası, ortak duyarlıklar geliştirmenin gayreti içinde olmalıyız. İçimize kapanmak bir nevi körlüktür, bu körlüğe düşmeyeceğiz.

Direnmek hesap kitap işidir.

Neo-İttihatçı maceralara kalkışmak felaketten başka bir şey getirmez.

Enver Paşa da vatanseverdi ama mecali tükenen Osmanlı'nınNapolyon'u olmak istedi.

Gücümüzü bilerek hareket edeceğiz.

Her farklı sözü de sonuna kadar dinleyecek, “hakikati birlikte arayacağız.”

Direniş cephesinin tahkimine engel olmak için irtibat tellerini kesmek isteyenlerin iğvasına kapılmayacağız.

Paralelcilerin bu ülkeye en büyük zararlarından biri de şudur: “Hoşgörü ve diyalog” diye diye toplumun bütün irtibat tellerini kestiler, ortak dil alanlarını zehirlediler.

Şuncağızı ne olur unutmayalım; herhangi bir yerde toplumun farklı katmanları birbirleriyle konuşmuyor, konuşamıyorsa o toplum operasyona uğratılıyor demektir.

Evet, her sözü sonuna kadar dinleyeceğiz, dağıtıcı değil kuşatıcı olacağız ama asla aynı yerden bir daha ısırılmayacağız.

ABD ile “stratejik müttefikimiz” diyerek yıllar yılı birlikte hareket ettik, lakin, “kara kuvvetlerimiz” diyerek bize rağmen kimlerle müttefik olduklarını gördük.

Kendini çok zeki sanan birileri de “teröristlerle” masaya oturmadığımız için ABD ile hareket etme şansını kaybettiğimizi söylüyor.

Çok zekiler ama kusura bakmasınlar, Kemal Kılıçdaroğlu kadar değil.

Geçen ay, “Başkanlık sistemini kan dökmeden gerçekleştiremezsiniz “dedi; geçen hafta da, “ ABD'deki gibi başkanlık sistemini getirecekseniz buyur getirin ” dedi.

Başbakan Binali Yıldırım da buna mukabil, “ ABD tipi istiyor, hodri meydan, buyrun …” karşılığını verdi.

Kılıçdaroğlu partisinin grup konuşmasında ne cevap verdi biliyor musunuz?

Şunu: “ Binali Yıldırım hodri meydan diyerek ABD tipi Başkanlık sistemi de olur dedi. Önce bu sorulara cevap ver. Türkiye'de eyalet sistemini kabul ediyor musunuz, etmiyor musunuz? ABD'de her eyaletin ayrı yasaları var. Böyle olsun diyor musun, demiyor musun? Bize sorarsan biz kabul etmiyoruz… 

Zekâ dediğim bu işte. Nasıl da ofsayda düşürüyor, gördünüz mü?

Canım benim, hendekteki arkadaşların öpsün seni.

Yenişafak
15 Haziran 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;