GÜNCEL

Salih Tuna : AK Parti CHP koalisyonu kimin oyunu?

Tarih
27 Haziran 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Salih Tuna

27 Haziran 2015

İsmet Özel 18 Nisan 2015'te, yani henüz kimi anketlerin HDP'nin barajı aştığını göstermeden evvel verdiği bir konferansta, “7 Haziran seçimlerinden sonra Meclis'te bulunan siyasi partilerin sayısı belli ki 4'e çıkacak” demişti.

Dinleyicilerden biri, “HDP baraja takılacak” yollu kanaatini belirtince İstiklal Marşı Derneği Genel Başkanı tatlı tatlı gülmüş ve kendinden gayet emin bir şekilde şu karşılığı vermişti: “Yok… Yani, yüzde 10 baraj aşılır. Hiç merak etme. O öyle ayarlanmış bir şey. Yoksa denenmezdi yani…”

Hülasa, İsmet Özel'e göre bu işin Pentagon tarafından dizayn edildiği tartışılamayacak kadar netti.

Yoksa denenmezdi” ifadesine dikkat isterim. Her şeyden evvel sonucun alınan karara mündemiç olduğuna işaret ediyor. Yoksa parti olarak değil bağımsız adaylarla seçime girerlerdi. Demek ki, “öyle ayarlanmış bir şey.”

Peki bu kararlar nerde nasıl “ayarlanıyor?”
Paralel yapının İsrail terör devletiyle bağlantılı lobilerle ilişkilerinden sorumlu adı lazım değil bir işadamıyla, Sözcü gazetesinin adı lazım değil bir muhabirinin 26 Ekim 2013 tarihinde yaptığı o şok edici telefon görüşmesini hatırlamanın tam vaktidir. (Parantez içleri bana aittir)

- Pazartesi günü Washington'da BDP'nin (HDP'nin bir önceki adı) Amerika bürosu açılıyor. Demirtaş ve bütün Kürt diasporası oraya geliyor. İmralı'nın karşısında olan, yani onun karşıtı olan bütün dünyadaki herkes oraya geliyor. (28 Ekim 2013'te Washington'daki Kürt kongresi kastediliyor) Amerika devleti resmi olarak oranın en büyük kongre salonunu verdi ve devlet koruması altına aldı. Şu anda orada kongre yapılacak. Amerika da şunu şey ediyor, kongre yaptırıyorsam ben, ülkemde buna müsaade ediyorsam, büro açtırıyorsam ve kongrede konuşulanlara da kendim destek ve himaye edip kolluyorsam ben resmen tanıyorum demektir (….) Bizim o güneydeki ülke var ya benim sevdiğim ülke, onlar da destek oluyorlar, yani o güneydeki ülke, Amerika, bizim Kürt kardeşlerimiz birlikte bir organizasyon, yani güç birliğini dayanışmayı organize edecekler tamamen. Bu da bir şekilde İmralı'nın bertarafı anlamına geliyor aynı zamanda. İmralı'nın şeyi bitti, yani hükmü bitti…

-Ne demek?! Allah Allah!...

-Bundan sonra tekrar silahlı ve çatışmalı bir dönem geliyor. Çünkü İmralı mecburen hapiste olduğu için bi şekilde yandaş olmak zorunda yani Türkiye'yle ilgili sempatik olmak zorunda (Bilinçaltına dikkat : Yandaş olmayı Türkiye taraftarı olmakla eşitliyor. Nasıl da biliyor! ) ama öbürleri bunu kabul etmek durumunda değil. Öleceksen de öl diyorlar s(..)tir git artık, yeter.

-Şey?… dağdakiler artık şeyle (Öcalan'ı kastediyor) ipi koparıyorlar…

-(…) Barzani'yi de bertaraf edecekler (…)karar verdiler kongre olarak. Onu da yakında bertaraf edecekler. Olacakları biliyorum ne olacağını biliyorum sonuçta bağımsızlık ilan edecekler kongrede (…)

Doğrusunu isterseniz ne olursa olsun yasadışı ses kayıtlarıyla işim olmaz. Bu nedenle söz konusu telefon görüşmesini gerçekleştirenlerin adlarını vermek yerine, adı lazım değil deyip geçtim.
Lakin burda çok ilginç bir durum var: 26 Ekim 2013'teki bu konuşma hepimizin gözleri önünde bir bir gerçekleşiyor.

Nasıl oluyor bu?
Kandil'den geçen hafta gelen, Öcalan özgür değil o halde silah bırakma çağrısı yapamaz yollu açıklama, sonuç itibariyle Öcalan'ın tasfiyesi anlamına gelir. Kobani olaylarıyla da çatışmalı ortamın işaret fişeği atılmıştı. Bölgedeki son gelişmeler Oslo'dan önceki durumdan daha vahim bir ortamın eşiğinde olduğumuzu gösteriyor.

-17 Aralık yargı darbesinin nihai amacı Sayın Erdoğan'ı tasfiye etmekti. (Dercettiğim telefon konuşmasının devamında Erdoğan'ın tasfiye edileceğini de iddia ediliyordu.)
Başaramadılar; B planını devreye soktular.
Plan şudur kardeşlerim: AK Parti'yi Erdoğan'dan, Gülay Göktürk'ün ifadesiyle ruhundan kopartmak.
Zaten başkanlık sistemine de mahut planlarını tarumar edeceğini bildikleri için bu denli karşı çıktılar.

Bütün hesaplarını La Repubblica'nın 7 Haziran seçimleri ardından attığı manşet özetliyordu: “Selahaddin Eyyübi durduruldu
Irkçı Siyonist network sevincini kursağında bırakacak bir erken seçim de istemiyor. Onun için geçenlerde 6 Alman gazetesi birden, Erdoğan muhalefeti seçimle tehdit ediyor ortak manşetiyle çıktı.
-B planı devam ediyor: AK Parti'yi CHP koalisyonuna zorluyorlar. Adeta icbar ediyorlar buna: Ya çatışmalı ortam ya da CHP'yle koalisyon. (Kobani üzerinden psikolojik harp yapmalarının nedeni de bu!)
Hiç lafı dolaştırmadan direkt söyleyeyim: AK Parti'nin CHP'yle koalisyonu intihardır.
Neden mi? Ve, AK Parti ne yapmalı mı?
Konuşacağız efendim, buradayız, bir yere gitmiyoruz.

Yenişafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;