Sesli Makale

2 Haziran 2015

Muhalefet liderleri, “Gel vatandaş!” kıvamındaki işporta tarzı propaganda ile siyasette, derinlik yerine sığlığı tercih etmişlerdi malum…
Nasıl olsa iktidara gelemeyecek olmalarının verdiği rahatlıkla kesenin ağzını açıp hayal tacirliği yapmada pek mahirler.
Avcının, av maksadıyla yemlediği kuş misali, vatandaşın önüne olmayacak şeyleri sürmekten imtina etmiyorlar zira.
Gezi’de ve 17-25 Aralık süreçlerinde başaramadıkları memleketi batırma çabalarını, bu seçimde vaatler silsilesiyle taçlandırdılar (!)
Ne kadar başarılı olduklarını sandık gösterecek elbette.
Ama şu var ki, vaatleri sıralarlarken kaynak ve delil gösterme zahmetine katlanmayan bu sözde liderler, iş hükümete ve Cumhurbaşkanı’na eleştirilere geldiği zaman kelimenin tam manasıyla çuvallıyorlar.
Çünkü burada somut argüman gerekiyor.
Söz gelimi Kılıçdaroğlu, öğrencilere, “Üniversite harcını kaldıracağız’”derken, Türkiye’den haberdar olmadığını açık ediyor.
Bahçeli de “ÖTV’yi” kaldırmaktan söz ettiğinde memleketten habersiz olduğunu göstermişti hatırlarsanız…
Demirtaş’tan örnek vermeyeceğim zira o, tehdit, şantaj ve Müslüman Kürtlerin öldürülmesi işine harcıyor mesaisini.
Kılıçdaroğlu’nun devirdiği son çam, Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili iddialarında sarf ettiği, “altın kaplama klozet” yalanı oldu.
Sayın Cumhurbaşkanı, katıldığı bir TV programında bu hususa değindi ve, “Eğer ana muhalefetin başındaki zat, dürüstse, namusluysa, hemen bu akşam Genel Sekreterime talimat vereceğim buyursun gelsin, Cumhurbaşkanı Külliyesi’nde buraları dolaşsın, herhangi bir lavaboda, tuvalette acaba böyle altın kaplama bir klozet bulacak mı? Eğer böyle bir şey bulamazsa kendisi bu görevi bırakmaya var mı? Bulursa ben Cumhurbaşkanlığı görevini bırakacağım. Siyaset namusla yapılır, dürüst yapılır, adil yapılır”  diyerek adeta Kılıçdaroğlu’nun ipini çekti.
İfadeler çok net ve açık söylemek gerekirse içerdiği iddialar nedeniyle de Kılıçdaroğlu’nu iddiasını ispat edememesi halinde ağır bir bedel bekliyor.
“Dürüstlük, namusluluk” bağlamındaki bu çağrının karşılık bulmayacağına adım gibi eminim.
Birileri (Paralel İhanet Çetesi medyası ve Doğan medyası ile cahil danışmanları), Kılıçdaroğlu’nun kulağına üfürdü, o da hiç tahkik etme ihtiyacı duymadan konuşuverdi.
Tıpkı, üniversite harcının 2 yıldan beridir kaldırılmış olmasına rağmen, kulağına üfürülen fısıltıyı araştırmadan miting meydanında matah bir şeymiş gibi söylemesinde olduğu gibi…
Evet, muhalefet, aslı astarı olmayan iddialarla vatandaşın aklını çelmeye çalışıyor, bu çok açık.
Yeminli muhalifler ile bu yalanlara teşne zihinler için bulunmaz Hint kumaşı kıvamında olan bu yöntemin, kimi safdil seçmenler üzerinde de etkili olduğu vakıa…
Umarım bu kimseler, Sayın Cumhurbaşkanı’nın ‘hodri meydan’ deyişinden sonra Kılıçdaroğlu’nun ve tabii ki diğer muhalif liderlerin, yan çizip bu meydan okumaya kulaklarını tıkayacaklarını ve bu türden tezviratların koskocaman birer yalan olduğunu görürler.

Diriliş Postası