SİYASET

Nedret Ersanel : Sistem... Kaybedenler... Kıpırdananlar...

Tarih
20 Nisan 2017
İzlenme
Kişi
Yazar
Nedret Ersanel
 Türkiye, siyasi tarihinin en zor ama en büyük seçimini kazandı...


Zorluk, zorlanmadan değil. Karşıdaki ittifakın niteliği-niceliği ile ilgili. Tek tek dişli değillerdi. 'Can havli' ile ve organize saldırdılar, devam edecekler.

Kendisini hâlâ “emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olarak görenler” ve kendi “sistemleri”ni korumak için “şahsi emellerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid edenler”den, tarihin en karanlık ve sözde inançlarını/ideolojilerini de yutarak “network” kuranlardan bahsediyoruz...

Şansölye Angela Merkel, şöyle diyor; “Almanya, bu çetin kampanya sürecinin ardından Ankara'dan, siyasi partiler ve sosyal güçlerle arasında saygılı bir diyalog bekliyor”.

Siyasi partiler malûm; CHP ile HDP. Berlin şu “sosyal güçlerin” bir listesini verse de, Türk istihbarat servislerinin elindeki dökümle uyumlu mu, eksik/gedik var mı görsek...

Sistem denilen; 1960'tan günümüze “yerleşik, çöreklenmiş, damar delip kan emen bürokrasi, iş dünyası, medya, işte o sosyal güçler ve bu güçlerin Türkiye'de tetiklediği, kullanışlı/elverişli etnik, mezhebi, aklınıza ne gelirse kimi çürük halkalar.. Artı, hepsinin küresel ve bölgesel konjonktüre göre “işbirliği” yaptığı, beslendiği bir düzineye yakın ülke, uluslararası kurum ve istihbarat servisleri.

Sistemin askerlerini tek tek her gün yenebilirsiniz ve bunun sistem için hiçbir önemi yoktur. Yenisini besler, büyütür. Ama bu sefer Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi, “tüm ülkeye metastaz yaparak yerleşmiş itirazı” yendiler. Hırıltıyı duymayan sağırdır.

Cumhuriyet Halk Partisi ise bu yazının kaleme alındığı gün Yüksek Seçim Kurulu'na “referandumun iptali için” başvuru yapıyordu.. Tabii Avrupa'dan gelen adımlarla senkronize olarak.

Ya bir de “hayır” çıksaydı?..

“Sistemlerini” geri istiyorlar. Ellerinden giden az-buz değildir ve bu son fasıldır. Bunun için pisleşecekler.

AVRUPA NEDEN BU KADAR ÜSTÜMÜZE GELDİ, ANLADIK MI?

Başta Almanya olmak üzere hem AB hem Kıta Avrupası üzerinden söyleyebiliriz ki, “giden sistem”le iltisaklıydılar ve bu büyük maddi menfaat ürettiği denli, daha önemlisi, “Türkiye'yi yönetme imkân-kabiliyeti” sunuyordu.

İç politikası, dış siyaseti, parası, medyası, istihbaratının ve askerinin bir kısmı dahil.

Ancak 16 Nisan referandumunda Avrupa'nın de-şifre olduğu yer var ve sistem mücadelesine yeni lehine delil sunuyor.

Kampanya döneminde Almanya, Hollanda, Avusturya, sair ülkelerin Türkiye'nin kendi ülkelerindeki kampanya sürecini baltalama girişimleri, referandumdaki oy dengesini iyi gördüklerini gösteriyor!

Kuşkusuz bu ülkelerden gelen oylar “evet”e önemli bir katkı sundu. Gelmese yine evet kazanacaktı ama bu kadar farka kıyamet koparan daha azına kim bilir neler yapardı.

İşte Avrupa'nın bu oyları boğma arzusu, sadece “şebekeyi” ve “hangi sistemi” korumak istediklerini değil, “rabıtayı” da gösteriyor.

HDP OYLARI NEREYE GİTTİ?

Başta; Ağrı, Muş, Van, Bitlis, Hakkari, Şırnak, Siirt, Batman, Mardin, Diyarbakır ve Tunceli olmak üzere oylardaki değişikliği anlamak zorundayız.

Eğer burada HDP oylarında bir gerileme, “evet” oylarına bir katkı var ise-ki rakamlar ortada-bunun pratikteki nedeni Ankara'nın terörle mücadele yöntem ve aklıdır.

Hem terör örgütünün boğazına basılması hem yerel yönetimlerin halka hizmet noktasına evriltilmesi hem de yine bölge halkının yanında durulması sahadaki başarıdır.

Ancak bölgeden asıl “evet” eski sisteme karşı geldi ve bu hayatın akışına da, tarihe de, dış güçler ile yerli kuklalar arasındaki ilişkiyi açıklamak noktasında da makuldür.

CHP ve “hayır” kampanyasının “bileşenleri” Güneydoğu'da terörle yapılan mücadele için kampanya sırasında ne söylediler?

Sadece bir reklam anımsıyorum, “kafası/yüzü olmayan” bir adama yine “saz” vermeye çalıştılar...

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, 2015 yılında HDP eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın, “biz sırtımızı YPJ'ye, YPG'ye ve PYD'ye yaslıyoruz, bunu söylemekte ve savunmakta hiçbir sakınca görmüyoruz” sözlerine, “Şimdi sana dört duvar verdik beğendiğine sırtını yasla”göndermesi, hayatın gerçeğini daha iyi anlattı.

BEYAZ SARAY, KREMLİN, ÇİN AÇIKLAMALARI

16 Nisan Referandum sonuçlarına ilişkin ABD'den ilk duyulan ses, Washington'un, AGİT raporuna göre bir pozisyon alacağıydı. AGİT raporu menfi çıkacak belli ama Başkan Trump Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı arayarak seçim zaferi nedeniyle kutladı.

Keza, Rusya da aynı yolda hareket etti ve “Türkiye'nin içişleridir karışamayız” dedi. Çin Başbakan Yardımcısı zaten buradaydı, “Türkiye'yi Çin Halk Cumhuriyeti adına içtenlikle tebrik ediyorum” dedi.

Tabii “pislik” yapanlar da mevcuttu; İngiliz Financial Times gazetesi, “yerli” ağızları da kullanarak, «Önümüzdeki birkaç gün Cumhurbaşkanı Erdoğan için kritik. Eğer bir şeyler yolunda gitmezse, meşruiyeti sonsuza kadar sorgulanır” ifadelerine yer verdi.

İster yerli ister yabancı olsun, referandumun oy yüzdeleri üzerinden bir hareketlenmeyi besleme girişimleri ile OHAL'in uzatılması noktasındaki itirazları “paralel” ve hepsiyle (b)ağlı görmek gerekiyor.

Cumhurbaşkanı'nın referandumun hemen ardından “idam” konuşması yapmasını, Avrupa Birliği'nin “kırmızı çizgimizdir” ifadesiyle birlikte okumak gerekmekte.

Yenişafak
20 Nisan 2017

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;