Sesli Makale

22 Ocak 2015

Ne ‘fuatavni’ymiş ama! 
Paralel örgütün Twitter kuşu önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özel hayatı da dahil olmak üzere kışkırtıcı yazılarıyla dikkat çekti. Arkasından örgüte yönelik operasyonları önceden haber vermesiyle ünlendi. 17-25 Aralık darbe girişiminin deşifre olmasının ardından ‘fuatavni’ hesabının kimlerden oluştuğuna dair bilgileri bu köşeye taşımıştım. 
İsterseniz, önce o yazıyı bir hatırlayalım: 
“fuatavni bir kişi değil, bir ekip. Ekip elemanlarından bazıları yurt dışında. Beş kişi oldukları belirlenen ekipte gazeteciler ve emniyetçiler bulunuyor. ‘fuatavni’ hesabından yayınlanan bazı bilgiler, yabancı bir istihbarat servisinin yardımıyla elde ediliyor, ekipteki bir gazeteciye bu istihbarat servisinden çeşitli bilgiler geliyor, bu isim de ortak hesap ‘fuatavni’de bunları paylaşıyor”. 

KÖKLÜ ÇARE 

Evet, birkaç ay önce yazdığım bu bilgilerin sonunda tespit edilen isimleri deşifre etmemiş, devletin kurumlarının bu isimleri bulabileceğine işaret etmiştim. Ancak, aradan oldukça uzun bir süre geçmesine rağmen, ‘fuatavni’ gövde gösterisini sürdürdü. Son olarak, TÜBİTAK ve TİB’e yönelik casusluk operasyonunu da bir gün önceden duyurdu. Bunun üzerine önceki gün, ‘fuatavni’ hesabına erişim yasağı konuldu. 
Tabii ki bu çare değil! Çünkü, aynı hesap şimdi ‘fuataliavni’ ismiyle faaliyetlerini sürdürüyor. Bu duruma çok daha köklü bir çare bulunmalı. 
Bu arada, ‘fuatavni’ geçen bu süre zarfında haber kaynaklarını daha da geliştirdi. 

BÖYLE PALAZLANDI

Gelin şimdi bugünkü durumu, ‘fuatavni’nin giderek nasıl palazlandığını özetleyelim: 
“Emniyet içerisindeki paralel örgüt unsurları ‘fuatavni’yi beslemek için hainlikte sınır tanımıyor. Diğer terör örgütlerin içindeki muhbirlerden alınan anlık bilgilerin bazıları fuatavni ile paylaşılıyor. Fuatavni 1 saat önce bomba konulacak yazıyor ve 1 saat sonra bomba konuluyor. Bunun örneği İstanbul’da yaşandı. Amaçları ‘bakın fuatavni yazmıştı’ demek. Fuatavni, paralel örgütün provokasyon yaratmak, moral bozmak için en önemli unsurlarından biri. Yeni atanan müdürler, bu kumpaslarla her gün mücadele etmek zorunda. En ufak bir hatalarını bekleyen gizli hücreler, halen emniyet içerisinde oldukça hakim. 17 Aralık öncesinde İstanbul Emniyeti’nin yüzde 40’ını, hem de en üst düzeyde, paralel örgüt polisleri oluşturuyordu. Bu polisler tek tek tespit edilerek gereken yapılıyor.”

Akşam