GÜNCEL

Murat Bardakçı : Ankara Andlaşması ve ekran gevezeleri

Tarih
27 Eylül 2017
İzlenme
Kişi
Yazar
Murat Bardakçı
 MESUD Barzani’nin yaptığı referandum Türkiye’de de gündemin ilk sırasına yerleşince, TV’lerimizde hemen her gün arz-ı endâm eden profesyonel konuşmacılara da gün doğdu. Şimdi sabah-akşam Musul ile Kerkük’ten bahsediyor; Lozan, Ankara, vesaire andlaşmaları yorumlayıp duruyorlar!

Bu profesyonel konuşmacılara “profesyonel çenebazlar” yahut“gevezeler” demek aslında daha doğru olur. Zira yaptıkları iş katıldıkları programlarda bilgi vermek, ortaya elle tutulur birşeyler koymak yahut seyirciyi aydınlatmak falan değil, sadece çene çalıp kendilerini göstermekten ibaret!

Maaşallah, bilmedikleri hiçbirşey yok ve hepsi âlim-i küll, yani her mevzuda âlim! Meselâ kadın hakları konusundaki programa davet ediliyor, iştirak buyurup uzun uzun konuşuyorlar; derken sohbet bir başka konuya, diyelim ki petrol fiyatlarına geliyor ve onu da anlatıyorlar. Program sırasında Başkan Trump hakkında bir haber mi geldi, bu defa Amerika’nın yönetim sistemi ve dış politikası hakkında milleti irşad ediyorlar! Devlet idaresinden çiçekçiliğe, Musul-Kerkük meselesinden İngiltere ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilere, Almanya seçimlerinden İstanbul’un kanalizasyon problemlerine kadar aklınıza gelebilecek hemen her konuda güya bilgileri var, şakır şakır anlatıyorlar ama dediklerinde dinleyenin istifade edebileceği tek bir mâlûmat bulabilene helâl olsun! Söyledikleri sadece lâftan, sadece bol ve bomboş lâftan ibaret!

 

SAKIN HAAA İNANMAYIN!

Bir günde bazen birkaç kanal dolaşan, diğer kanalların davetlerine ekranlarda arz-ı endâm etmekten vakit bulamayıp gidemedikleri zamanlarda telefonla bağlanan profesyonel gevezelerimiz Barzani’nin referandumunun ardından şimdi Musul, Kerkük, Lozan ve Ankara Andlaşmaları hakkında ahkâm kesiyorlar!

Ve, söyledikleri ne varsa, hepsi yanlış!

Bu iki andlaşma ve daha sonra imzalanan protokoller Türkiye’ye Irak’a müdahale hakkı verirmiş de, Musul üzerinde zaten hakkımız varmış da, bu husus Lozan’ın 16. maddesinde açıkça ifade edilmişmiş de, vesaire, vesaire...

Ekran gevezelerinin konuştukları bahisleri aslında hiçbir şekilde bilmemeleri dışında ortak bir noktaları daha var: Yayınlara katılmadan önce programda anlatacakları konuları asla araştırmamaları, kitap karıştırıp tek bir satır bile okuma zahmetine katlanmamaları ama temennileri ve zanları ile internetten gördükleri yalan-yanlış kırıntıları “bilgi” diye ortalığa saçmaları!

“Cahil cesareti” denen şey herhalde budur; zira, Lozan’ın “feragat”bahsi olan meşhur 16. maddesini “Türkiye’nin Musul üzerinde vârolan hakkı” olduğunu iddia etmenin yahut Ankara Andlaşması’nın Brüksel Hattı’ndan bahseden ilk maddesinin “garantörlük” olduğunu söyleyebilmenin “cehalet” ve “cesaret” kavramlarının dışında izahı hiçbir şekilde mümkün değildir!

 

BUNLAR MI UZMAN?

Ekranlarda görünmeye hevesli bazı akademisyenler de birkaç günden buyana profesyonel çenebazların yolundan gitmeye başladılar. “Devletlerarası hukuk uzmanı” olduklarını söyleyen bu zevât Barzani’nin referandumunun ardından gazetelere demeç üstüne demeç veriyor, kadrolu çenebazlardan yer bulabildikleri takdirde ekrana çıkıp “Türkiye’nin müdahale hakkı”ndan bahsediyorlar...

Açık ve net şekilde ifade edeyim: Türkiye, Irak sınırı ve Musul bahsinde Lozan ve Ankara Andlaşmaları ile diğer protokollerin hiçbirinde“garantör” olarak geçmez, sadece “taraf”tır ve bu andlaşmalar ile protokoller Türkiye’ye sınır yahut Musul konularında bir değişiklik hâlinde müdahale hakkı vermez. Ankara Andlaşması’na göre sadece Türkiye’nin değil, andlaşmaya taraf olan İngiltere’nin de böyle bir hakkı yoktur! Günlerdir “Hakkımız var, gireriz, alırız, ilerleriz, oralar zaten bizimdi, şimdi yine bizim olacak” diyen ekran gevezeleri ile güya devletler hukuku uzmanı olan zevât ise TV’lerde görünmek yahut isimlerini duyurmak maksadıyla böyle konuşarak hem karar mercilerini hem de milleti yanıltmakta, yani memlekete zarar vermektedirler!

Peki, Türkiye Kuzey Irak’ta olup bitenlere müdahale edemez mi?

Eder, bıçak kemiğe dayandığı takdirde herhalde zaten edecektir ama bu iş hayalî anlaşma maddelerinden meded umarak değil, gücüne güvenerek, yani “Güvenliğim tehdit altında idi, müdahale ettim” diyerek yapılır!

Habertürk
27 Eylül 2017

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • Erdemliler

    28 Eylül 2017 23:00
    0 0
    Peki hocam Amerika nasil mudahale editor kimsenin sesi cikmiyor . Şişli diyeceksin super gucde ondan degil mi?
  • Muatafa

    28 Eylül 2017 14:38
    1 1
    Aynen. Acaba Murat bey bu yazısında bize ne malumat vermiş diye beklenti içinde sonuna kadar okudum. Bir kısım zevatı eleştirmek ve eleştirdiği insanların pozisyonuna düşmek dışında bir şey yok. Verimsiz malumatsız bir yazı olmuş.
  • demir

    28 Eylül 2017 10:44
    1 0
    sayın murat bardakçı yazısında bahsettiği uzmanlar ile aynı duruma düşmüş. Ona göre ekranlarda birileri bilgi ve belge olmadan konuşuyor ve yazı kurgusu bu yönde okuyucuda bekliyor ki bir belge ile söylenenlerin aksine delil getirecek oda sonunda eleştirdiği kişilerin de zikrettiği milli güvenliğim tehlikeye girdiği için müdahale ettim gerekçesi ile yazısını bitiriyor. ARADA NE FARK VAR. BARİ 16. MADDENİN ORJİNAL METNİNİN GÖRSELİNİ YAZISINA AKSETTİREBİLSEYDİ
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;