Sesli Makale

Bir kaşı yukarıda, bir kaşı aşağıda…

Bir öyle konuşuyooor, bir böyle konuşuyor.

Dalgalanıyor, duruluyor…

Koşuyor ardından, yoruluyor.

Hah uslandı derken, sonra en küçük bir ümitle yeniden coşuyor…

Sahneleri özlüyor belli ki…

Alkışları…

Manşetlerde olmayı…

Popisini geri istiyor kısacası…

Kızılcahamam’da başına gelen F Tipi komploya rağmen, FETÖ kumandalı hareket etmeyi sürdürüyor.

Bir orada duruyor bir burada…

Hamamcılarla başka konuşuyor, abimle başka…

Cumhurbaşkanı’nı hicvediyor, kendince istihza ediyor.

Yakışsa canım yanmaz ama bir Allah’ın kulu da çıkıp yahu “Allah’ını seversen fıkra anlatmak sana yakışmıyor” demiyor.

Aslında ressam gözüyle bakıyorum da…

Yüzünün yarısı, diğer yarısından çok farklı görünüyor.

Tıpkı “siyasi istikametinde olduğu gibi”…

(Ayyyyyy, ya cüppesini giyerse?)

Dur bir anlatayım, giymekte özgür isterse!

Kendisine “... dönmesi” diyen Yalçın Küçük’e “dava açmayacağım” diyen Arınç, anca bize aslan kesilir “dava açacağım” diye…

Valla açarsa ayyyynen şöyle diyeceğim: “Sana ‘... dönmesi’ diyen Yalçın Küçük’e dava açsana önce?”

Neyse…

Konumuza dönelim…

Evet, Bülent Arınç, Refah Partisi döneminde yaptığı konuşmalarda, İsrail’i “Gasp Devleti” ol-makla suçlayan… “İsrail bir gasp devletidir. Çalınmış bir toprakta gasp dev-leti kurmuştur. Müslümanların kanlarını akıtmıştır. İsrail’in MOSSAD örgütü bugünkü terör olaylarında başı çekmiştir...” diye esip gürleyen biridir!

Nitekim Bülent Arınç, 3 Kasım 2002 se-çimleri öncesi, Yahudiler için şöyle diyordu: “…Müslümanlarla Yahudiler harp etmedikçe kıyamet kopmayacaktır. Bu harpte Müslü-manlar galip gelecektir, öylesine galibiyet ki, Yahudiler taşla-rın ve ağaçların arkasına saklanacak, ağaçlar haber verecektir, ‘Ey Müslüman arkama Yahudi saklandı gel onu öldür’ diye-ceklerdir.” 

Bu kısım, kaşının yukarı kalkık kısmıydı…

Şimdi yüzünün diğer tarafına bakalım, kaşının aşağıda durduğu tarafına…

Hiç şaşırmayın…

Zira aynı Bülent Arınç, 26 Mayıs 2005 tarihinde TBMM Başkanı sı-fatıyla koştura koştura Washington’a gidip, Musevi Toplumu temsilcileri ve ATAA yetkilileriyle bir araya geliyor!

Nasıl çark ediyor peki? 

Bakın, görün, tanıyın, bilin diye söyleyeyim…

Bülent Arınç, 26 Ocak 2006 tarihinde Meclis İnterneti’nde, İsrail Meclis Başkanı’na Uluslararası An-ma Günü nedeniyle gönderdiği mesajda, Yahudi soykırımı iddialarını “korkunç” olarak değerlendiriyor. 

Diyor ki: “Bu tür korkunç olayların tekrarlanmaması için yeni nesille-rin bilinçlendirilmesine verdiğimiz önem çerçevesinde, 1 Kasım 2005 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilen ‘Yahudi Soykırımının (Holokost) anılması’ başlıklı karar tasarısı-nın ortak sunucuları arasında Türkiye de yer almıştır. 27 Ocak tarihinde ülkemizde de Yahudi soykırımı kurban-larının anılması ve Dışişleri Bakanlığımızca bu amaçla bir açıklama yapılması kararlaştırılmıştır. Aynı tarihte, günün an-lamı ile ilgili TBMM adına bir açıklama yapılmasını da öngör-mekteyim.”

Yahu Cüppeli Arınç, hani İsrail bir “Gasp Devletiydi?”

Hani “Çalınmış bir toprakta gasp devleti kurmuştu?”

Hani “MOSSAD terör olaylarında başı çekiyordu?”

Seni hangi Bülent olarak kabul edelim?

“O eski halinden eser yok şimdi” arabeskiyle seni çizelim mi ne edelim?

Şu anlatamadığın fıkradaki Temel gibi “Seni tanımayrum” mu diyelim?

Buna da katıla katıla güler mi yeni kankilerin?

İçinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderme yok ama Hamaönü huzurevi sakinleri, eh işte idare edin!

Bahar geldi değil mi?

“Son gülen, iyi güler” demeyin…

Ne var, az neşelenin?

İşte bakın son çarkına!

Bülent Arınç “Yüksek mahkemenin Twitter ile ilgili kararı yanlıştır. Düzeltilmesi gerekir. Anayasa Mahkemesi, durumdan vazife çıkarmıştır” diyor.

Aynı Bülent Arınç, “AYM kararları, isteyenin de, istemeyenin de kabul edeceği kararlardır. Bu kararlar herkesi bağlar… (Cumhurbaşkanı Erdoğan’a taş geliyor…) ‘Anaayasa Mahkemesi’nin kararını tanımıyorum’ demek, bu Anayasa mevcut oldukça geçerli değildir. Bu Anayasa ile Cumhurbaşkanı seçildi, ant içti.”

Ha şimdi “gül”me vakti!

Seni hangi yüzünle kabul edelim Bülent Arınç? Kaşının yukarı baktığı tarafıyla mı, aşağı baktığı tarafıyla mı?

İsrail’e “gasp devleti” dediğin yüzünle mi?

Koşa koşa Yahudi örgütleriyle “Holokost” ağlamaları yaptığın yüzünle mi?

Ha bunu söyle de ona göre hareket edelim!

YeniAkit
5 Mart 2016