Sesli Makale

Ohoooo, adam aşmış!

Öyle gizli-saklı da değil!

Şehit ailelerinin gözlerinin içine baka baka...

YDG-H’li ölülerin gözlerinin içine baka baka...

HDP’li Sırrı Süreyya, dansözlü Cihangir partilerinde keyif çatıyormuş baksanıza!

Diyarbakır’da, Cizre’de, Suruç’ta sokaklar savaş alanına dönmüşken...

HDP-PKK gazıyla sokağa salınan YDG-H’li gençler toprağa gömülürken...

PKK’nın “çoluk-çocuk acımayın öldürün” emrine itaat etmeyen militanların, savaşmaktan cayıp kaçan YDG-H’li çocukların “kafasına sıkılırken”...

Kobani’den “paket servis” edilen dağlı militanlar, parayla kandırdıkları YDGH’li çocukların ardına saklanarak operasyon yaparken...

HDP’li Sırrı, doğum günü partilerinde kafa çekip eğleniyormuş!

Tehey... 

Bir de bunlar “solcu” gençlerin “idolüymüş”...

“Başkanıymış”, “önderiymiş”, “lideriymiş”...

Bunların “idollüğü” de, kendileri gibi tırışkadan işte!

Haksızlık etmişiz Proje Selahattin’e...

PKK’nın Suruç Katliamı’nda onlarca genç paramparça olurken, teselliyi beş yıldızlı otel havuzunda arayan Proje Selahattin, yalnız değilmiş demek ki...

DHKP-C’li gençler “canlı bomba” edilip “patlatılırken”, Bodrum-Türkbükü’nde villa sahibi olan “burjuva” DHKP-C yöneticisi Özer Çetin Şenyurt yalnız değilmiş!

Meclisteki yemin töreninde sol yumruğunu kaldırarak “ezilenlerin yanındayız” derken, Rezidans Kraliçesi oluveren “eski gecekondu kızı” CHP’li Gamze İlgezdi yalnız değilmiş!

Bunların alayı “çakma solcularmış” işte...

Bunlarda ne ideoloji var, ne de ilke!

Ne “siyaset ahlakı” var, ne de “PKK”!

Bin kere söylüyorum, yine söyleyeyim...

Yahu hevaller!

Bunların aklına uyup da, dolduruşa gelmeyin...

Bunların ipiyle kuyuya inmeyin!

Bakın “maskesiz” hallerine, görün işte...

“Allah aşkına” söyleyin!

Yok, Marksist iseniz “Kozmos aşkına” deyin...

Gerçek sol nere, bunlar nere...

Bunların “yoldaşlığı” da, “solculuğu” da bu kadar işte!

Ama yoook, “ille de öleceğiz” diyorsanız, yapacak bir şey yok hevaller!

Yıkanmadan, kefenlenmeden...

Namazsız, niyazsız...

Tabusuz, mezarsız...

Mezar taşsız, isimsiz...

Artık nerede, hangi kırsalda, hangi çukura gömülecekseniz...

Eh bu halle nasılsa “cennete de gitmezsiniz”...

Onlara “dansözlü” partiler, size “hendekler”...

Onlara beş yıldızlı otellerde keyif etmeceler, size Suruç’taki gibi “bedava kahvaltılı patlamalar”.

Onların çocuklarına “özel üniversiteler”, sizinkilere yağmurda çamurda “hendekler”.

Can siziiin, canan sizin!

Oğul siziiin, kız sizin!

Ana siziiin, bacı sizin!

Ardınıza bakmadan...

Kimseyi düşünmeden...

Güle güle eşekler cennetine gidin...

Oğlunuzu, kızınızı, bunlara kurban edin!

Ya da...

Bu çakma “sol” başkanlarınıza hesap sorun, hadlerini bildirin!

Tercih sizin...

İster ölün, ister ölmeyin...

SELOCAN’IN TASMASI...

Yazının bu kısmı size değil “Hevaller”! Siz işinize bakın, boş vakitlerinizde hendek eşeleyin, ölün, ölün...

Gelelim yazının “finaline”...

Hani, Proje Selahattin için “Küresel Ortadoğu projesinin “tek kullanımlık aparatı” derim ya... Ekleyeyim...

Ortadoğu projesinin bu tek kullanımlık, minnak aparatı Demirtaş, öyle orijinal falan da değil, resmen “yan sanayi”...

Olsun...

Madem Putin parmak şıklatınca koşa koşa gitmiş...

Dedim ki Selocan’a bir şarkı önereyim!

“Selocan’ın tasması yandan/Putin’i sen çıkardın baştan”.

Ama sanki daha dokunaklı bir şey daha önermeliyim... Selocan eline sazı alınca, Putin için şöyle bir şey söylesin:

“Bir bakış baktın, kalbimi yaktın/Rusya kemendini, boynuma taktın 

Bahçende .tin, kapında kölen/Olmaya razıyım Putin’im senin 

Canım fedadır senin yoluna/Günahların da benim boynuma 

Çıkalım seninle Kandil yoluna/Sen bir şahinsin, ben garip serçe 

Attın kalbime demirden pençe”

Cuk oturdu çalgıcı Selocan’a...

Hadi hem çal, hem söyle...

YeniAkit
26 Aralık 2015