Laf kalmadı ki
Eski, İstanbul'un kabadayıları için en incitici davranış, onların nargilelerinin ateşinden birinin gelip sigarasını yakmasıymış. Böyle bir kabadayı semt kahvesinin önünde oturmuş, nargilesinden nefesler çekerek keyif yapıyormuş... Derken o semtin kopuklarından biri gelip kabadayının önünde durmuş ve "Ben itin biriyim, ayrıca babam da belli değil, en aşağılık davranışlar benden beklenir" demiş. Sonra da sigarasını kabadayının nargilesindeki ateşten yakmış. Kabadayı bu adama şöyle bir bakmış, "Sana ne diyeyim ki, benim sana söyleyeceklerimi sen önceden kendine söyledin" demiş.
Atsan atılmaz...
Bu ülkelerle NATO'da ve Avrupa Konseyi'nde beraberiz. Ayrıca Avrupa Birliği'ne hem aday üyeyiz hem de Gümrük Birliği ile bağlıyız. Yani ilişkilerimiz "Atsan atılmaz, satsan satılmaz" niteliğe sahip. Ama bunlar yine de bizi açıkça hedef alan, daha doğrusu bizi hafife alan davranışlar sergilediklerine göre acaba ne tür karşılıklar vermeliyiz? Ama ne yaparsak yapalım, çok fazla faydası yok. Çünkü bunlar için gerçekten nazizm ya da faşizm çok utanılacak rejimler değil. Birazcık bitleri kanlandığı zaman, kendileri dışındaki herkesi ikinci sınıf insanlar olarak görürler.
Bunlar hep böyledir
Savaştan yenik ve ezik çıkan Almanya'nın 1945-50 arasını hatırlayanlar ne dediğimizi kolayca anlarlar. Almanya'nın yeniden kendini toparlamasında büyük katkılar yapan "Misafir işçiler"i hararetle davet eden bu ülkenin daha sonra nasıl Türk düşmanlığına büründüğü unutulur mu?
Evet... Ne yapalım ki dünyanın gerçekleri bunlar... Önemli olan bizim bunlar karşısında ezik konumda olmamamız. Galiba bunları çıldırtan durum da bu... Biz kendimizi buldukça ve geliştikçe, bunlar bir türlü "Yeni Türkiye" gerçeğini kabullenemiyorlar. Daha bağımsız, daha güçlü bir Türkiye, bunların kolayca kabul edeceği bir olgu değil ki.
Sabah
13 Mart 2017
Hiç yorum yapılmamış
575 kez izlendi
562 kez izlendi
1478 kez izlendi
2186 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.