Sesli Makale

Şimdi dönüp içeriye, iç siyasete bakın. İç siyasette ne tartışılıyor? Başta ana muhalefet partisi CHP ve onun çevresinde konuşlanan eski vesayetçi medya sabahtan akşama FETÖ'ye can suyu verecek Sarraf davasını ve kendi deyimleriyle "suç olmayan" Man adası belgelerini tartışıyor. Bir de onunla ilişkili açıklama yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu...
Hürriyet'ten Sözcü'ye, bütün vesayetçi medyaya bakın her yerde Bakan Soylu var. Siyasi hayatlarını kongrelerde delege hesabı üzerine kuran CHP'liler bile işi gücü bırakmış, Soylu'nun geçmişiyle ilgili kazı yapıyor. O kazıdan bir şey çıkmayacağını biliyorum ama "Bu korku ne?" diye sormadan da edemiyorum. Bakan Soylu'nun tespitleri büyük olasılıkla siyasi bir sona işaret ediyor. Korkunun asıl nedeni bu. Çünkü bugüne kadar yalan ve kumpas üzerinden siyaset ve gazetecilik yapanların yaptıkları yanlarına kâr kaldı, gerçek yüzleri deşifre edilemedi.
İşte Bakan Soylu, tam da bunu deşifre ediyor: "Burada söylüyorum, kendisi rezil oldu. Bütün Türkiye gördü ki bu siyasi sahtekâr yalanları ve iftiraları üzerinden Türkiye'de başka bir oyuna soyunmuş. Konu mahkemeye intikal etti. Sonra hızını alamadı kurumları, hepimizi, aHaber'i asmakla tehdit etti. Kılıçdaroğlu, senin aklın gibi ipin de çürüktür, sen onu da beceremezsin. Kılıçdaroğlu, sana açık açık söylüyorum sen bittin."
Bu siyasi bitişe işaret etmek değil de nedir? Muhatabı da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçaroğlu... Çünkü salladığı hiçbir belge, ortaya attığı hiçbir iddia doğru çıkmadı. Ne oldu 120-180 ByLock'çu AK Partili? Ne oldu Adil Öksüz'ün MİTajanlığı? Saymakla bitmez bu iddialar... Ama en önemlisi ve tehlikelisi FETÖ'ye verdiği kirli destek. FETÖ bugün hâlâ varlığını sürdürüyorsa bunu Kılıçdaroğlu'nun desteğine ve verdiği can suyuna borçlu. Bu konuda da sona yaklaşılıyor.

Ülke mi siz mi bittiniz?
Bu siyasi yaklaşımın medya versiyonları da Bakan Soylu'ya saldırmakta gecikmedi. Başı da vesayetçi medyanın has temsilcisi Ertuğrul Özkök çekti. İçişleri ve Adalet bakanlarını kastederek söyle diyordu: "Bu iki bakandan biri, bu ülkenin herhangi bir vatandaşına 'Sen bittin' deme cüretini gösterebiliyorsa... Bilelim ki biten ana muhalefet partisi başkanı değil, bu ülkenin kendisidir..."
Hani o ünlü söz var ya, "Dinime küfreden bari Müslüman olsa..." Sanki AhmetKaya'yı ölüme sürükleyen, Irak operasyonunda katliam çığırtkanlığı yapan, vesayet rejiminin seçilme hakkını gasp ettiği bugünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Muhtar bile olamaz" manşeti atan, meclisin verdiği bir kararı "411 el kaosa kalktı" diye yorumlayan ve onlarca kirli haberle ülkeyi çıkmaza sürükleyen o değilmiş gibi...
Evet, bir şeyler bitiyor ama o ülke değil, sizsiniz. Ülkenin bitmesi hayalini çok kurdunuz ama siz bittiniz. Kızgınlığınızın, öfkenizin nedeni de bu...

Sabah
14 Aralık 2017