SİYASET

İsmail Kılıçarslan : Suruç’u galiba, sanırsam, kesin AK Parti yapmıştır

Tarih
04 Ağustos 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
İsmail Kılıçarslan

4 Ağustos 2015

'Devle' adlı bir örgüt olduğunu ve Suriye'de savaştığını 2013'ün başlarında, o vakitler Anadolu Ajansı'nda savaş muhabirliği yapan arkadaşım Samet Doğan'dan duymuştum. Bir yazışma grubunda ona 'kim bu adamlar abi' diye sormuş ve uzun uzun okumuştum yazdıklarını.

O vakte kadar biz, Suriye'de Nusra, Ahrar, Liva-i't Tevhid, Türkmen Cephesi ve benzeri irili ufaklı mücahit gruplarını biliyorduk. Kamuoyu bütün bu oluşumlara 'Özgür Suriye Ordusu bileşenleri' diyordu, fakat ben uzun süredir ortada bir Özgür Suriye Ordusu falan olmadığını, mücahit grupların -zaman zaman operasyon için ittifak yapsalar da- tek başlarına hareket ettiğini biliyordum. Hatta bu meselelerle ilgili insanların o günlerdeki en önemli konu başlığı 'mücahit gruplar nasıl birleşir?' sorusu idi.

2013'e gelindiğinde Halep ve Şam'dan gelen haberler enteresanlaşmıştı. Suriye rejiminin her cephede sapır sapır döküldüğü, özellikle direnişin üç güçlü cephesi Nusra, Ahrar ve Liva'nın sık sık 'operasyon ittifakı' yaptıkları, beklenen genel ittifakın ise çok da uzakta olmadığı konuşuluyordu.

'Azez'de Devle ile diğer gruplar çarpışıyor' haberi tam o sıralarda geldi. Samet'in 'yahu bunlar çok organize ve başka adamlar. İyi eğitimliler, silah ve para bakımından hiç eksikleri yok. Suriye'de savaşın yönünü değiştirecekler ve bu Suriye halkının işine yaramayacak bir yön olacak' dediğini iyi hatırlıyorum.

Bir küçük parantez açalım Azez'e. Kilis'in hemen öte yanı olan bu küçük şehri elde bulundurmak, Suriye'de çarpışan mücahitlerin Türkiye üzerinden dünya ile irtibat kurmalarını sağlayan en stratejik nokta idi. IŞİD'in o saldırısı püskürtülmese ve Azez'i alabilselerdi bugün bambaşka ve çok daha karmaşık bir Suriye denklemi olacaktı elimizde.

Evet, Suriye'de savaşın yönünü Devle (yani bizim şimdi IŞİD, DAEŞ, DAİŞ falan dediğimiz örgüt) değiştirdi. Ayrıldıkları Nusra başta olmak üzere savaşmadık grup bırakmadılar. Şöyle bir mantıkla yaptılar bunu: 'Önce kafirle mi, mürtetle (dinden döneni) mi savaşacağımız konusunda kafamız nettir. Önce mürtetle savaşılır. Bize biat etmeyen gruplar mürtet olduğu için işimiz önce onlarladır.'

Şimdi burada duralım. Bugün HDP, eski tüfek barışsever(!) solcular ve paralel yapı başta olmak üzere pek çok kesimin 'AKP IŞİD'i destekliyor' dediği örgüt budur işte.

'Peki, bu iddianın elle tutulur bir izahı, akılla mantıkla ilgili bir açıklaması var mıdır?' diye sorarsanız cevabım net: Elbette yoktur.
Yoktur, çünkü savaşın çıkmasının ardından yönünü 'Sünni Suriye bloku'na çevirmiş, onları desteklemiş yapının adı AK Parti hükümetidir. Hatta tüm unsurların bir araya gelip güçlü bir yapılanma oluşturmasını istediğini hiç kimseden saklamayan, bunun için uluslararası toplumun desteğini arayan AK Parti'dir. Yani 'AKP IŞİD'i destekliyor' diyenler aşağı yukarı şunu demektedirler: 'AK Parti, Suriye'de bir 'üçüncü cephe' olarak ortaya çıkan ve kendisinin geliştirdiği bütün Suriye tezlerine karşı olan IŞİD'i destekliyor.'
Yerseniz tel dolapta peynir olacaktı.

Hatta yerseniz, 'IŞİD saflarına katılmak isteyenler Suriye'ye Türkiye'den geçiyorlar. Türkiye buna müsaade ediyor' peyniri de var elde. Sanki IŞİD'e karşı savaşmak için Kobani ya da Rojava'ya geçen ve YPG saflarına katılan Amerikalılar, Almanlar, Türkler falan ışınlanarak gidiyorlar oraya.

Tabii, 'AKP IŞİD'i destekliyor' bühtanının son derece kullanışlı bir yanı var. Özellikle Batı kamuoyuna yönelik muazzam bir mesaj barındırıyor çünkü bu cümle. Nerdeyse bir 'büyü' oluşturduğu bile söylenebilir.

O yüzden Der Spiegel Dergisi 'daha önce Suruç saldırısının hükümet senaryosu olduğunu söylemiştiniz, elinizde kanıt var mı?' diye sorunca Selahattin Demirtaş yapıştırıyor cevabı: 'Eğer bununla ilgili yazılı bir belge, bir doküman soruyorsanız, hayır yok. Ama çok açık belirtiler var. Tüm araştırmalarımız gösteriyor ki, IŞİD'in 32 genci katlettiği o saldırı AKP sayesinde gerçekleşmiştir. O sayede mümkün olmuştur. Yıllardır aşırı dincilerin eylemlerine göz yumuyorlar.'

Yani şunu diyor: 'Elimizde belge, doküman, hatta bilgi bile yok ama Suruç'u kesin AKP yapmıştır. O yönde bir inancımız var.'
Söylemiş miydim daha önce? Yerseniz tel dolapta peynir olacaktı.

Ne diyordu Hans Zimmer: 'Ulan 50 yıldır beste yapıyorum, ben böyle güfte ne gördüm ne duydum arkadaş.'


Yenişafak 

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;