SİYASET

İsmail Kılıçarslan : O kedi o trafoya girmeyecek

Tarih
28 Nisan 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
İsmail Kılıçarslan

28 Nisan 2015

7 Haziran 2015. Saat 19:00. Son zamanlarda geçirdiğimiz bütün seçim günleri gibi oldukça sakin bir gün geçirmişiz ülkece. Oy vermekten dönerken çekirdeklerimizi almışız. Sosyal medya yine aslı astarı olmayan seçim sonuçlarıyla dolu. Fakat artık şerbetlenmişiz. Yüksek Seçim Kurulu'nun yayın yasağını kaldırmasını beklemişiz güvenilir sonuçlara ulaşmak için. Ve yayın yasağının kalkmasıyla birlikte ilk sonuçlar açıklanmaya başlıyor. Sunucu okuyor: 'Yurt genelinde açılan sandık oranı %8. Buna göre AK Parti %54, CHP %17, MHP % 13, HDP %14…'

Normal karşılıyorsunuz bu ilk sonuçları. Sürpriz yok. Sürpriz yok, zira ilk sonuçlar ağırlıklı olarak oy verme işleminin saat 16:00'da bittiği Doğu ve Güneydoğu illerimizden gelmiş.

Saat 20:20'ye geldiğinde tablo epeyce netleşiyor. Açılan sandık sayısı oransal olarak %40'ları geçmiş durumda. AK Parti %48, CHP %25, MHP % 16 bandına oturmuş. HDP ise %10,2 oranında oy almış. Türkiye'de herkes nefesini tutmuş, HDP'nin barajı geçip geçmeyeceği meselesini merakla bekliyor. Batıdan sandık sonuçları geldikçe HDP'nin oy oranları dalgalanıyor. %9,8 oluyor, %10,4'ü görüyor falan…
Artık tüm Türkiye'de hava kararmış durumda. Saatler 21:30'u, açılan sandık sayısı %65'i bulmuş. HDP, %10 bandında gelip gidiyor.

Ve bir şey oluyor. Önce sosyal medyada dalga dalga yayılan haberler, ardından televizyonlara da sıçrıyor. Türkiye'nin çeşitli illerinden elektrik kesintisi haberleri gelmeye başlıyor. CHP, her zamanki tarzıyla 'çalınan oylardan' falan söz ediyor. AK Parti yetkilileri, geçen seçim olduğu gibi 'kardeşim, elektrikler kesildiğinde AK Partili görevliler gece görüş gözlüğü mü takıyor' gibisinden açıklamalar yapıyorlar. Tabii bir de 'trafoya giren kedi' açıklaması geliyor.

Yaklaşık 1-1,5 saat bu elektrik kesintisi haberleriyle uğraşıyoruz ülkece. Durum stabil hale geliyor tekrar. Bu esnada açılan sandık sayısı oransal olarak %90'ı da geçmiş durumda. HDP'nin oy oranı %9,5 civarına oturmuş. Artık yerinden kımıldamıyor.
Haklısınız. Geniş bir hayal gücü ile değil, gayet kısıtlı bir akıl yürütme ile yazdım yukarıdaki satırları. Ancak lütfen söyleyin. Hanginize 'olamaz' geldi yukarıdaki seçim gecesi akışı…

'Çabuk unutmak' bizim ortak derdimiz galiba. Her şeyi, yaşanan her gelişmeyi bir an önce unutmaya ayarlıyız. Tamam, 'hafıza-ı beşer, nisyan ile maluldür' denilmişti, onu biliriz. Ancak bazen bazı önemli şeylerin üstesinden gelebilmek için bize gereken tek şey vardır: 'Unutmamak.'

Bakın, daha 1 ay önce, savcımızın DHKP-C tarafından şehit edildiği o gün, ülkenin tamamında elektrikler kesildi. Doğrusu, o gün yaşanan kesintilerle ilgili hepimizi tatmin edecek bir cevap da alamadık yetkililerden.
Belki de o gün bir yapının, bir örgütün, bir kötülük organizasyonunun 'yapabiliyor muyuz' testi idi o kesintiler. Bunu bilemiyor, ancak tahmin yürütebiliyorum.

Açık konuşmak gerekirse, seçim gecesi gerçekleşecek diğer tüm olumsuzluklar bir yana, olası bir elektrik kesintisi durumunun 'en tehlikeli senaryo' olacağını düşünüyorum. Allah göstermesin, Türkiye genelinde ya da bölgesel olarak gerçekleşecek kesintilerin ülkemize faturası çok ağır olabilir.

Daha şimdiden 'bizi Meclis'e sokmak istemiyorlar' diyerek sanki HDP'nin Meclis'e girip girmemesi verilecek oylara bağlı değilmiş gibi davranmaya başlayan, siyaseten sorumsuz açıklamaları duymaya başladık. CHP'nin de, olası bir başarısızlıkta (bence olası değil mukadder) 'trafoya giren kedi' muhabbeti açacağı kesin gibi.

Bu noktada alınması gereken tedbirlerin tümünün alındığından emin olarak seçime girmemiz çok büyük önem arz ediyor. Oy kullanılacak okulların tamamında derhal devreye girecek jeneratörler bulundurmak bu tedbirlerin ilki ve çok önemlisi. Diğer yandan, yaşanacak olumsuzluklarda krizi 'esprilerle, şakalarla' atlatmaya çalışmak yerine Türkiye'nin tamamını ikna edecek açıklıkta bilgi verilmesi, bilgi saklanmaması da çok mühim.

'Aşırı yorum bu' diyebilirsiniz. Ancak geçtiğimiz yerel yönetim seçimlerinde Ankara'da sıcak çatışmanın kıyısından güçlükle dönüldüğünü unutmayalım lütfen. Bari bu sefer unutmayalım.
Ne diyordu Kafka: 'Şüphe etmek ve kötüsünü beklemek, krizi çıkmadan önlemeye yardımcı olur abiler. Gerçi ben kriz yoksa da hep kötüsünü beklerim; ama siz bana bakmayın.'

Yenişafak 

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;