KÜLTÜR/SANAT

İsmail Kılıçarslan : Medeniyet tasavvuru versus kültür simsarları

Tarih
02 Mayıs 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
İsmail Kılıçarslan

2 Mayıs 2015

'-Hayırlı günler, İsmail Bey mi?
-Buyurun benim.
-İsmail Bey sizi x belediyesinden arıyorum. Bir konferans için sizi buraya davet etmek istiyoruz.
-Konu nedir?
-Konuyu siz belirlersiniz. Biz size o gün araç göndeririz. Birkaç gün sonra da afişe yazmak için konuyu sizden öğrenirim.
-Konuyu hemen söyleyeyim size. Kurbağaların solunum sistemleri ile ilgili yeni araştırmalardan söz edelim. Adı da şu olsun konferansın: Kurbağalar nefes alırken…
-Anlamadım…
-Ben de sizden pek bir şey anlamadım. İlçenize konuşma yapmak için davet ettiğiniz insanın hangi meselede konuşacağını ona bırakıyorsunuz.
-Anlamadım?
-Yani diyorum ki güzel kardeşim. Yapacağım konferansın konusunu seçme hakkına sahipsem kurbağaların solunum sistemleri ile ilgili konuşmak istiyorum.
-Şimdi ben… Bunu bi sorayım bizim patrona.
-Patrona derken… Belediye çalışanı da değilsiniz değil mi? Kültür ihalesini almış firmanın personelisiniz.
-Evet.
-Peki bir şey sorayım size? Ben gelmesem, benim yerime düşündüğünüz başka isimler var mı?'
Konuşma bu minvalde bir süre daha devam etti. Sürekli bu ve benzeri birçok telefon konuşması yapmak zorunda kaldığım için o gün bir değişiklik yapayım istedim. Telefondaki delikanlının 'ben gelmezsem yerime çağırılabilecek isimler listesi' tam bir fecaatti üstelik. Harcıâlem bir isim listesinden seçilip rastgele arandığım çok belliydi. Ben olmazsam sıradakini deneyeceklerdi. Ve sıradaki pekâlâ 'Allah'ı kişisel gelişim uzmanı zanneden bir dangalak' olabilirdi. Sorun yoktu. Aldıkları ihalede yazılı konferans sayısını tutturmaları kâfi idi…

Ondan sonra da 'medeniyet tasavvuru…' Tel dolapta peynir var; yer misiniz?
Bilenleriniz vardır. Ben bilmeyenlerinize anlatayım. Ülkemizin güzide belediyelerinin pek çoğu temmuz-ağustos gibi 'eylülden başlayıp eylülde bitecek' yıllık kültür sanat faaliyetlerini ihale ediyorlar.
İhaleye göre 12 ayda şu kadar konferans, bu kadar konser, şu kadar sempozyum, seminer, sergi… Hepsi kayıt altına alınıyor.
Bence buraya kadar sorun yok. Bir firmanın, bir ilçenin ya da ilin kültür sanat işlerini organize etmesinde yani. Sorun, genellikle kanalizasyon kapağı ihalesine girmekle kültür sanat ihalesine girmek arasında pek de bir fark görmeyen bu firmaların o şehrin kültürünü de yönetmeye başlamaları.

Az sayıda başarılı örneğe haksızlık etmeyelim. Bazı belediyelerin zıpkın gibi kültür sanat yöneticileri oluyor. Senenin başında kendilerine bunu dert edinip şehirlerine uygun bir kültür sanat eylem planı çıkarıyorlar. İhaleyi alan firmaya da sadece konukların koordinasyonu, etkinlik tanıtımı, telif ödemeleri ve benzeri 'organizasyon işleri' kalıyor. Fakat genelde belediyelerimiz, bu şirketlerin kendilerine getirdikleri eylem planlarıyla hareket edip yılın sonunda 'kültür sanata şu kadar para harcadık, etkinliklerimize de bu kadar insan geldi' diyerek övünmeyi tercih ediyorlar.
Ondan sonra da 'medeniyet tasavvuru…' Tel dolapta peynir var; yer misiniz?
'Zıpkın gibi kültür sanat yöneticileri' dedim. Allah sayılarını artırsın. Artırsın tabii de, senin kültür sanat yönetimiyle ilgili hiçbir derdin olmazsa, şehrinin kültür sanat yönetimini bir simsara terk edersen, her şey o simsarın insafıyla ilerlerse niçin artırsın?
'Medeniyet tasavvuru' önermesi şehirde hat, ebru, tezhip kursları açmak, öğrencileri Çanakkale'ye götürmek midir? Sadece bunlar mıdır?

'Salon dolmuş maşallah' cümlesini tek gerçek başarı ölçütü sayıp Mevlana sömürücülerinin, kişisel gelişim üçkâğıtçılarının, son aforizma bükücülerin önünü açmak mıdır bu kurban olduğum medeniyet tasavvuru?
Şehrine çağırdığı adamın ne konuşacağı ile ilgilenmeyen bir medeniyet tasavvuru olur mu yahu?
Gençliği yetiştirme işini, onları donanım sahibi insanlar haline getirme işini ihale ettiğinizin farkında değil misiniz? Simsarların planladığı kültürün, sanatın, medeniyetin hiçbir şeye benzemediğinin farkında değil misiniz?
Medeniyeti tasavvur edip durmakla medeniyet üretmiş olmuyorsunuz. Uygulama bekliyoruz. Planlama bekliyoruz. Yönetim iradesi bekliyoruz. Umutsuzca bekliyoruz.
Ne diyordu Dante: 'Ondan sonra da 'medeniyet tasavvuru…' Tel dolapta peynir var; yer misiniz?'

Yenişafak 

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;