POLEMİK

İsmail Kılıçarslan : Ekranda iki P.İ.Ç

Tarih
03 Ağustos 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
İsmail Kılıçarslan

P.İ.Ç'in birinin adı Osman Özsoy. Seneler önce bize 'Türkiye'nin en genç profesörü' bilmem ne diyerek pazarlanmış bir P.İ.Ç hem de. Çok uzun süre adam zannettiğimiz; fakat süreç içerisinde adamlık şöyle dursun 'omurgasızlık'ta bile sebat edemeyen bir çıyan olduğunu gördüğümüz bir zavallı.

İşte o zavallı bir süre önce bir konuşma yapmış 'Özgürlük Zamanı' isimli leş ekranında. Şöyle diyor P.İ.Ç: 'Ben profesör olacağıma keşke bir albay olsaymışım. Bu süreçte daha çok katkım olurdu. Tekrar ediyorum bakın. Bu süreç artık bitti. Suç üretmeye çalışıyorlar. %50 desteği falan iplemeyin. Ben siyaset bilimi profesörüyüm ya. Altyazı geçin televizyon kanallarında 'yarın sokağa çıkma yasağı var' diye bakın sokağa çıkıyorlar mı? Bütün darbeler Cuma günü oluyor. Hocaların evleri cami avlusundadır, namaza bile geçmezler korkularından. Türkiye'de insanların demokrasiye sahip çıkmak gibi falan bir refleksi yok. Bunlar kuru kalabalıklar. Bir tane sağcı aydın bile çıkmayacaktır bak.'

Nasıl? Siyaset bilimi profesörü bu P.İ.Ç'in hezeyanları çok acayip değil mi? 'Kuru kalabalık' olarak tarif ettiği o muazzez milletin kendisine ve kendisi gibi düşünen aşağılık güruha attığı tokat ne güzeldi değil mi?

Bunları tanıyalım artık. Bunları tanıyalım. Bu robotlaşmış zihinleriyle, bu aptal, bu iğdiş edilmiş beyinleriyle bizi nasıl gördüklerini, bizi nasıl aşağıladıklarını görelim. Bizi 'kuru kalabalık' olarak gören bu hainlere karşı sürekli, ama sürekli dikkatimizi keskin tutalım.

Gelelim ikinci P.İ.Ç'e. Onun da adı Kerim Balcı. Bu namussuz çetenin dış politika yazarı… Biz bu P.İ.Ç'i Suriye'de Esed'i, Gazze'de İsrail'i, Mısır'da Sisi'yi savunmasından hatırlıyoruz. Hayatı boyunca bir kez bile, sadece bir kez bile mazlumlardan yana durmayan bu alçak P.İ.Ç de, darbe girişimi gecesi yine aynı leş ekranına bağlanıyor ve Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın milleti sokağa çağırması üzerine şöyle diyor: 'Cumhurbaşkanı sorumsuz davranıyor. Eli silahlı insanların karşısına sivil insanları çıkarmak; geçmişte Suriye'de olduğu gibi, Mısır'da olduğu gibi vahim bir hatadır. Bizim insanımız bırakınız bombayı veya G3 tüfeğinin kurşununa karşı nasıl savunmaya geçeceğini, nasıl siper alacağını, yerde yatmayı bilmez. Biz askeri eğitimimizi zaten büyük oranda AK Parti yönetimi döneminde ücretli olarak yapmış bir toplumun evlatlarıyız. Askerin karşısına toplum çıkarılmaz. Askerin karşısına sen öncelikle bir pazarlıkla çıkarsın. Ben de buradan çağrıda bulunuyorum halkımıza. Cumhurbaşkanı içinde bulunduğu hissi durum itibariyle kendi kaderini tehlikeye atmamak için toplumun umumunun kaderini tehlikeye atmak gibi bir hata içerisindedir. Cumhurbaşkanının söylemlerinin ve söylediklerinin herhangi bir bağlayıcılığı yoktur. Zaten akli melekelerini de koruyabilecek bir durumda olduğunu zannetmiyorum.'

Bu düzeyde bir kahpeliğe, bu düzeyde bir hainliğe bir tek bu P.İ.Ç organizasyonunda rastlanır. Bu nasıl bir kendinden geçme, nasıl bir zavallı ruh halidir?

İmdi tam burada şunları söylemek gerekir. Bu ve benzeri P.İ.Ç'lerin sözlerinden anlıyoruz ki bu organizasyonun insanlar üzerinde yaptığı ilk etki onları 'vatansız' hale getirmek. Vatansızlık, yani 'doğduğun, büyüdüğün, yaşadığın topraklara karşı bir aidiyet duygusu geliştirmene engel olmak...'

Amerika'ya 'anavatan' demeleri bir dil sürçmesi değil. Tam da bu 'vatansızlık' hissini ele veren bir ifşa o bakımdan.

Şunu da söylemek gerekir: İnsanları aşağılamak, onları hor, kendilerinden düşük görmek hastalığı da bir seçilmişlik ve kurtulmuşluk mitinden kaynaklanıyor. Misalen Tuncay Opçin denen 'aşırı yumuşak' herif bile 'İslamcılar sokağa çıkmaz, sinik ve korkaktırlar' yazarken tam da bu seçilmişlik zırvasından aldığı cesaretle yapıyor bunu.

Namussuz sümüklü vaizin 'mehdi, mesih bilmem ne' olduğunu düşünerek heder edilmiş zihinler son tahlilde 'vatana ihanet'i bile meşru ve haklı görecek kadar aptallaşabiliyorlar.

O gece bu ebleh suratlıların asıl büyük şaşkınlığı milletin topyekun seferberlik ilan etmesi idi. O kadar eminlerdi ki 'perdelerimizi sıkı sıkıya kapatıp' evlerimizde oturacağımızdan. Yedikleri tokadı anlamaları 2-3 gün sürdü.

Ne diyordu Jung: 'Bunların psikolojik sorunları buradan Pensilvanya'ya yol olur hafızım. Maket savaş uçağı biriktiren haysiyetsizi mehdi zannetmelerinden belli değil mi?'

Yenişafak
2 Ağustos 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;