GÜNCEL

İsmail Kılıçarslan : Çörek otu mu alacağız, Yakup’u mu kurtaracağız?

Tarih
30 Aralık 2014
İzlenme
Kişi
Yazar
İsmail Kılıçarslan

30 Aralık 2014

‘Allah inananlarla beraberdir. Beni merak etmesinler. Dimdik ayaktayım ve çok güçlüyüm. Önceki tutukluluk dönemimi Medrese-i Yusufiye olarak tanımlıyordum. Şimdi ise sanki doktora yapmaya gelmiş gibi hissediyorum kendimi. Tabii bizim bu rahatlığımız dışarıda bu meseleyi çözebileceklerin de rahatı olmamalı. Hatta bizim bu rahatlığımız onları rahatsız etmeli.’

Yeni Şafak’tan Nil Gülsüm’ün yaptığı söyleşide tam olarak böyle söylüyor Yakup Köse.

Ekrem Dumanlı, Hidayet Karaca ve diğerlerinin gözaltına alınmasından bir gün sonra, bindiği otobüs durdurularak tutuklandı Yakup. Tutuklandığı karakolda kendisine bir takım adi herifler tarafından ‘gelsin de Cumhurbaşkanı seni kurtarsın şimdi’ denildi. Yetmiyormuş gibi aşüftenin teki, Yakup’umuzun o güzel, o aydınlık, o mümin yüzüne bakıp ‘şunun tipine bakın, nereden getirdiniz bunu’ diye havladı.

Kahrolarak, hatta kalemime ciğerimden kan çekerek söylemek zorundayım ki bütün bunlar, ‘28 Şubat bitti, tüm vesayetleri kaldırdık’ diyen bir hükümetin devr-i iktidarında oldu.

Yakup’un ve diğer 28 Şubat mağduru tutsakların durumunu 2 adalet bakanına, iki cumhurbaşkanına ve iki başbakana defalarca ilettik. ‘Ne olur şu işe bir yasal zemin bulun’ dedik. ‘Sadece 28 Şubat mağdurlarını değil, saçma sapan iddialarla hayatları karartılan tüm insanları bu dertten kurtaracak bir yasal düzenleme yapın’ dedik. 

Hayır. Yapmadılar bunu. Bunu yapmadıkları gibi Yakup hakkında 25 Aralık 2013 günü tutuklama kararı alan Yargıtay 9. Dairesi’nin etkinliğini bile azaltamadılar. Belki güçleri yetmedi, belki de çok önemsemediler. Ama işte o daire, Hrant, İBDA-C, Hizbüt Tahrir, Balyoz, Şike gibi davalarda öyle kilit roller oynadı ki... 

Hayır efendiler hayır. 28 Şubat’ı gerçekten bitirmek istiyorsanız, Türkiye’deki vesayet düzenini gerçekten sonlandırmaya niyetliyseniz lütfen artık elleri görelim. O elleri Meclis'te, ‘her kesimden mağdur insanların iade-i itibarlarını düzenleyen kanun’ için evet oyu verirken görelim.

‘Her kesimden mağdur insan’ dedim evet. Zira mahpuslarda sadece 28 Şubat mağduru tutsaklar değil, PKK’dan irili ufaklı sol örgütlere kadar ‘hiçbir suça karışmamış’ bir sürü mağdur var.

Bu tabii, meselenin hükümete, iktidara bakan tarafı...

Meselenin bir de bize bakan tarafı var. Bize, yani mevcut iktidarı oylarıyla iktidar yapan biz halka...

Ne yapıyoruz biz? Yanlış sordum soruyu. ‘Çörek otu yağı almadığımız zamanlarda ne yapıyoruz biz’ olacaktı doğrusu.

Hadi bunu şöylece yazayım. İrili ufaklı birçok ‘sözde’ İslami televizyonda bir takım at hırsızı kılıklı adamların bize gece gündüz ‘çörek otu yağı’ pazarladıkları bir sosyal ortamımız var kardeş. ‘Çörek otu yağı deyip geçme, çok şifalıymış’ geyiği yapmaktan ve telefon vasıtasıyla ‘çörek otu yağı’ sipariş etmekten başka işe yarar bir eylemimiz de yok.

Biliyorum kardeş biliyorum. Buhari, Müslim ve Tirmizi’de çörek otu ile ilgili hadis-i şerifler mevcut. Dolayısıyla çörek otu ve çörek otu yağı kullanmak sünnet kardeş.

O yüzden ekrandaki at hırsızı kılıklı herifin sorduğu ‘Efendimiz(sav)’in ilk eşinin adı nedir’ sorusuna cevap vererek indirimli şekilde çörek otu al kardeş.  Cevabı bilememen imkânsız. Zira o at hırsızı kılıklı herif ‘H_t_ce’ yazmış zaten ekrana. İki harfi tamamlayıp indirimi kap kardeş.

Zaten o at hırsızının yardırmalarından da anladığımız kadarıyla bir çörek otu yağı fabrikası ile ortaklık söz konusu. Niye şaşırdın kardeş? Cemaatine, muhibbine, müridine cennet dahil her şey pazarlayan adam bir de çörek otu yağı pazarlamış çok mu? 

Yani demem o ki benim gözünü, dinini sevdiğim kardeşim. Çörek otu yağı kullanmak sünnet elbette. Fakat Yakup’un, Yakup’umuzun mağduriyetini ortadan kaldırmak da hepimizin üzerine farz yahu.

Hocanın sakalını bugün sağa mı sola mı taramış olduğuna gösterdiğin önemin, hocanın sapık dediği adamı sosyal medyada rezil rüsva etmeye verdiğin önemin, Müslüman kardeşlerinle giriştiğin ‘tefrika rüzgarları’ isimli savaşı sürdürmeye verdiğin önemin yarısını bile değil, onda birini bu meseleye verseydin, verebilseydin şu an Yakup Köse çocuklarına sarılabilen özgür bir adam olurdu kardeş.

Azıcık uyan yahu. Çünkü uyanırsan direnecek, direnirsen özgürleşeceksin kardeş.  

Ne diyordu Hegel: ‘Şimdi çörek otu yağı sünnet derken hafız. Bunu sadece tarihsel bağlamda değerlendirirsen diyalektik çöker. Sünnet olan, sağlığın için bitkilerde şifa aramaktır. Eczadır yani.’

Yenişafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;