YAŞAM

İsmail Kılıçarslan : Akrep ilacı

Tarih
24 Ekim 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
İsmail Kılıçarslan
Nereden uydurduğumuzu bilmediğim ranzanın alt katındaki yataktayım. Sık sık okuduğum kitaptan başımı kaldırıp duvara bakıyorum. Duvarda bir o yana bir bu yana ilerleyen iki kertenkele var. Kitaba dönüyorum. 'İnsan gençliğinden ibarettir' yazıyor kitapta. Tekrar duvara dönüyorum. İki kertenkele. Az kalsın unutuyordum. Bir de iyiden iyiye alıştığımız nemle karışık küf kokusu. Bir de fareler. Bunlar neyse de en kötüsü hiç ışık görmüyor oluşumuz. Sürekli ve kesintisiz bir karanlıkta yaşayıp gidiyoruz. 'Şuraya boydan boya bir direk çakıp geceleri onun üzerinde tepe üstü uyuyasım var' diyor bir arkadaşım. Diğeri eli büyütüyor: 'Evrim diye bir şeyin olmadığı buradan belli ortak. Şimdiye bizim yarasaya dönüşmemiz lazımdı.' 


Sanki dönüşmemişiz gibi gülüşüyoruz. Hâlbuki çoktan dönüştük. Sabah erkenden yatıp akşama doğru uyanıyoruz.

Başarısız yemek yapma girişimleri, başarısız sınav sonuçları, başarısız âşık olmalar, başarısız hayal kurmalar. Hepimiz kişisel başarısızlığımızın zirvesindeyiz, ancak hiç önemsemiyoruz. Hem herhangi bir şeyi önemseyeceksek niçin genciz ki patron?

Ranzadan kalkıp şiir yazmak üzere diğer odadaki çalışma masasının başına geçiyorum. Ha ha ha. O ikinci el eşyacıdan alınan ve üzerinde ders çalışıp yazı yazdığımız o minicik mutfak masasından 'çalışma masası' diye söz ettim iyi mi. Zaten tam o esnada sırtımda ropdöşambır, boynumda fular, ağzımda pipo vardı. Ben, yeşil eşofmanım ve Yeni Harman. Hepsi bu. Ama o eşofmanın yeşilini size tarif edemem. Şu yaşıma geldim, yeşilin o denli zevksiz bir tonunu henüz görmedim.

Biraz baştan anlatayım mı?

2 arkadaş olarak biz, bir cemaatin evinden kovulduk. Bir başka cemaatin yurdunda kalan bir diğer arkadaşımız da 'burada canım çıktı ulan' diyerek bize katıldı. 3 arkadaş, 'ille de Üsküdar'da' bir ev aramaya koyulduk. 3 bekar adam ve Üsküdar'da ev öyle mi? Bilmem. Atomu parçalamak daha kolay olabilir.

Kimse ev vermedi. Her türlü numarayı çektik. Bence en sevimlisi bir ev sahibine sorduğumuz şu soruydu: 'Amca, evinizde daha önce içki içilmemiştir inşallah. Biz orada namaz kılacağız da…'

I ıh. Üsküdar'ın ev sahipleri, bu üç adama ev vermeme konusunda örgütlenmişlerdi sanki.

Tam o anda çıktı karşımıza şimdi adını hatırlayamadığım o emlakçı. 'Bekara ev var tabii, niye olmasın? Hem de az yukarıda' dedi. Derhal gittik. Sokağın bir yanında evler, diğer yanında Karacaahmet mezarlığı. Güzel. Evin genişliği de uygun. Kira da ödenebilir bir meblağ. Eh, ev biraz eski ve bodrum kat olduğu için feci bir küf kokusu var. 'Alışılır' diyor emlakçı. 'Alışırız' diyoruz. Bir sorun daha var. Pencerelerden ışık gelmiyor. 'Hiç mi gelmiyor?' diye sorun bana. Hiç gelmiyor. İncecik, belli belirsiz bir hale var tabii, ama o kadar. Hele bir de pencere önüne bir araba park ettiğinde 'karanlığın krallığına hoş geldiniz!'

Eve Fatiha ile girip Fatiha ile çıkıyoruz. Tam karşımız mezarlık. Hem de ecdat yatıyor.

Eh, tuttuk tabii. Memleketten gelen kimi eşyalarla ikinci el dükkânlarından aldığımız bazı diğer eşyalar eve berbat ötesi bir dekor sağladı.

İşte o evin, 'çalışma odası' olarak kullandığımız o küçük odasında, o küçük masada ilk dizeyi yazdım kâğıda: 'Ellerinden açılıyorum genişçe bir ormana'

O anda ayağımda bir şey 'cız' etti. 'Yerde iğne mi var, nedir' diye bakınca karşılaştık kendisiyle. Hatırı sayılır büyüklükte bir Üsküdar akrebi. Bilenler bilir. Anadolu'da görülen kırmızı ya da sarı akreplerden değildir zatıâlileri. Simsiyahtır.

Hastaneye gittim tabii. Baktı etti doktor. 'Üsküdar akrepleri zehirsizdir delikanlı, sende de alerjik reaksiyon yok. Bir şey olmaz' deyip yolladı. Sonradan o alerjik reaksiyonun tıbbi terimini de öğrendim: 'Anafilaksi.'

Eve geldim. Bir çay demledim. Masanın başına geçip ikinci ve üçüncü dizeleri de yazdım: 'Yetişir bu zehirli kış uykusu / aydınlığın gelsin, gözlerinin aydınlığı'

Sonrası gelmedi şiirin. Zaten beni de bir daha akrep sokmadı. Sadece eczacıya sorduğum o tuhaf soru kaldı geriye: 'Sizde akrep ilacı bulunur mu? Bizim evdekiler biraz hasta gibi görünüyorlar da…' 

Yenişafak
24 Ekim 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;