Sesli Makale

Aylardır hâkimlere ve savcılara ver yansın etmekle kalmadı aynı zamanda Yüksek Seçim Kurulu, Anayasa Mahkemesini ve hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini yok saymaya kalktı… Bunlara hakaretler bile yağdırdı…

Şimdi de “adalet” aramak için yürüdüğünü söylüyor… Esasında gerçek amacı bir türlü karıştıramadığı ortamı karıştırmak ve ülkede “Gezi” havası estirmek ama görünen o ki bu yürüyüş de şu ana kadar tam bir fiyasko.

Bir avuç insanı yollarda organize edip bayrakla resim çektiriyor ama orada kayıp düşüyor ve o da haber oluyor… Daha beşinci gününde yürüme temposu da iyicene düştü, ilgi yok adam gibi bir etki yok. Yani taklit etmeye kalktığı meşhur Gandhi yürüyüşünün tırnağı bile olamayacak bir eylem.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu konuda şunları söylüyor: “Adalet yollarda değil, adliye binalarında aranır. Rahmetli Demirel'in dediği gibi yollar yürümekle aşınmaz. Siyasette sözü olanın da yeri yol kenarı değil meclis kürsüsüdür. Siz TEM'i falan da işgal edecek olursanız durum 15 Temmuz'a dönüşür ki ona da müsaade etmeyiz. Yapılan iş hukuki değildir. Bunu yasal yollardan böyle bir adımı atmak suretiyle gidişiniz hükümetimizin bir inceliğidir, daha da ileri gidiyorum bir lütfudur.”

Esasında kendi partisinde bile ciddi adaletsizlik varken “adalet” aramak için yürüyüş yapan bir insana herkes “bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” der. CHP’de “galiba yanlış yapıyoruz” deme cesaretini gösterenlerin kendilerini kapıda bulduğu bir ortamın var olduğunu herkes biliyor. Ağzını açan disipline gidiyor ve sonunda ihraç ediliyor. Fikri Sağlar’ın başına gelen ortada… Süheyl Batum ve Aylin Nazlıaka’nın başına gelenler de ortada. Adalet’i kendi içinde bulamayanların onu sokaklarda araması çok vurucu değil mi?

Yenibirlik
20 Haziran 2017