YAŞAM

İbrahim Tenekeci : Allah şaşırtmasın

Tarih
09 Aralık 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
İbrahim Tenekeci

Dostlukta ve düşmanlıkta aşırıya kaçmamak gerekir. Ölçü iyidir. Çünkü yarın ne olacağını bilemeyiz.
Aşırılık, görme duygumuza zarar verir. Terazimizi, dengemizi bozar. Büyük yanlışlarda bile bir hikmet ararız. Nitekim az aramadık.
Aşırıya gittiğimiz vakit, hem yoldan çıkarız, hem yoldaşlardan oluruz. Sonu yıkıcı bir yalnızlıktır. Düşen düşman aramasın, o sizi bulur.

İnsan aldanır ve aldatır. Hakkaniyetten ayrılan, haksızlığa varmış olur. Kim orada olmak ister? Tahmin edeyim: İnsanlıktan ve İslâmlıktan uzaklaşanlar. Duamız: Allah şaşırtmasın.
***
Rus ordusunun himayesindeki Ermeni çetelerinin katliamlarını biliyoruz. Bu mezalimin Kürtlere yansıması korkunç olmuştur. Mesela Van vilâyeti kurtarılmasaydı, bugün orada kimler yaşıyor olurdu? Sorumuz bu.

Suriye rejiminin Kürtlere nasıl davrandığını bizzat gördük. Onlara kimlik kartı bile vermediler. Hama hâlâ kanıyor.
İran'ın Kürtlerle ilgili tavrı belli. Darağacı kurma zahmetine bile katlanmıyorlar. Vinç.
Irak'ın sabıkası da oldukça kabarık, karanlık.

Böyle birçok üzücü örnek var. Musibet anında hangi ülkeye dönüldüğü de malum. Bütün bunlar gün gibi ortadayken, sadece Türkiye'yi katil ilan etmek, evvela hakkaniyetten uzaklaşmaktır. Cellâdına âşık olmak, hatta onunla iş tutmaktır. Ne yazık ki, çok sayıda insan bu duruma gelmiştir.

1 Kasım seçimleri öncesinde, ülkemizdeki terör olayları artmıştı. Birileri buna 'sarayın savaşı' diyordu. Değilmiş. Çünkü terör örgütünün saldırıları seçimden sonra daha da şiddetlendi, çirkinleşti. Cami yakmaya başladılar. Dünyaya bir bakalım. Camileri ateşe verenler başka kimler?

Beş yüz yıllık caminin kundaklanması, hepimizi, şu sorunun cevabına götürür: Beslendiğimiz kadim kaynaktan ayrı düşersek ne olur?
***
Artık yazalım. Arkamızı kollamaktan önümüze bakmaya fırsat bulamıyoruz. Üstelik tarihimiz boyunca. Selçuklu için Moğollar, Osmanlı için İran, Türkiye için terör belâsı ve tekrar aynı ülke. Tehlike sürekli yaklaşıyor.

Fethi Gemuhluoğlu'nun Dostluk Üzerine isimli eserini kaç gündür dua kitabı niyetine cebimde taşıyorum.
Kitabın özünü, 1975 yılında yaptığı bir konuşma oluşturuyor. Farklı sayfalardan birer cümle: “Bize artık Anadolu Beylerbeyliği'ni de çok görüyorlar.”' (Sayfa 22) “Ben aşksız insanlar görüyorum. Türkiye'nin içinde bulunduğu felâketi idrâk edemiyorlar, huzur içindeler.” (30) Bir de uyarı: “Ahiret dünyada başlar.” (35)

Bu cümleler kırk yıl önce kurulmuş. İrfan dediğimiz, basiret ve feraset dediğimiz işte böyle bir şey. Biraz açalım mı? Evet: “Bıraktığımız Irak'ı görüyorsunuz. Bıraktığımız Suriye'yi görüyorsunuz. Fitnenin evveli Şam, âhiri Şam.” (23)
Benim için sözün bittiği yer. Ancak şunu ekleyebilirim: Bu memleket bize emanettir. Mümin ile münafık arasındaki üç temel farktan biri emanet bahsidir. Biri korur, diğeri ihanet eder.

Yenişafak
9 Aralık 2015

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;