SİYASET

Hüseyin Likoğlu : Ölüme koşanlarla, köyüne kaçanlar…

Tarih
18 Eylül 2017
İzlenme
Kişi
Yazar
Hüseyin Likoğlu
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 16 Nisan referandumunun ardından değişen Anayasa nedeniyle partisine katıldığı günden beri, AK Parti’yi dizayn etmeye çalışıyor. Bu nedenle Erdoğan, kimseyi kırmadan nazikçe üstü kapalı uyarılarını yapıyor. “Metal yorgunluğu” dedi, “Yorulanlar” dedi, “İhanet şebekeleriyle iltisaklı olanlar” dedi. Ama kimse üzerine alınmadı. Bu zamana kadar hiç kimse “Efendim ben herhangi temsili bir görev istemiyorum. Nefer olarak partime ve davama hizmet etmek istiyorum” diyen kimse çıkmadı.

AK Parti’de kongre süreci başladı. Teşkilatlarda görev yapmak isteyenler, Genel Merkez’in kapılarını aralamaya başladı. Hatta Genel Merkez’i üs edinenler bile var. Kimi kendi için geliyor, kimi de başkası için. Bazı belediye başkanları da ili veya ilçesi için geliyor. İsimler geldikçe itirazlar da gelmeye başladı.

Normal şartlarda bir gazeteci olarak, herhangi bir partinin iç meselesi olan teşkilat başkanlığı veya farklı makamlar için bir değerlendirme yapmak bize düşmez. Parti içi mesele der geçilir. Ancak bu kez durum biraz farklı. Gelen itirazlar 15 Temmuz üzerine olduğu için değinmeden geçmek mümkün değil.

15 Temmuz gecesi önemli bir teşkilatın başı, darbe girişiminden sonra arabasına biniyor memleketine doğru yol alıyor. Gece tam saat 02.26’da eski Boğaziçi Köprüsü yeni ismi 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde MOBESE kaydına düşüyor. Yani araç Avrupa yakasından Anadolu yakasına doğru gittiği saatte, insanlar Anadolu yakasından Avrupa yakasına doğru köprü geçişini kesen darbecilere doğru yürüyordu. Söz konusu kişi, köprüden geçerken, aksi istikamette darbeciler halka kurşun yağdırıyordu.

Olayı duyunca, İstanbul’da ikamet eden ve benden yaşça epey büyük amcamın oğlunun, o geceye ilişkin anlattıkları geldi aklıma. Hasan abi, o gece köprüye doğru yürürken, gelen ateş sonucu yanındaki yaralandı. (Daha sonra belki de şehit olmuştur. Sonra ne oldu öğrenilemedi) “Bir an durduk” dedi. Çevredekiler yaralıyı götürünce yürüyüp yürümemekte bir an tereddüt etti Hasan abi. Sonra çevresine bakmış 20-25 yaşlarında gencecik insanların yürüdüğünü görünce “Yaşayacağın kadar yaşadın. Şu genç insanlar yürürken benim geri dönmem vatana ihanet olur” diyerek mücadeleye devam etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Korkaklar zafer anıtı dikemez” ifadesini çok sık kullanan bir lider. Öyle 15 Temmuz’dan sonra değil, Erdoğan bu ifadeyi çok önceden beri kullanıyor. Siyasetteki en net karşılığı da 27 Nisan muhtırasına karşı verdiği cevaptır. Korkmak her insan için tabii bir durumdur. Kimseyi korktuğu için yadırgayamayız. Ama “Kefenim ile yola çıktım. Korkaklar zafer anıtı dikemez” diyen bir liderin peşinden gidiyorsanız. Vatandaşlar ölüme koşarken, siz köyünüze kaçamazsınız.

Kimseyi itham etmek gibi bir niyetim yok. Yazımda konu ettiğim olayla ilgili bütün belgeler mevcut. Burada mesele şahıslar değil. 15 Temmuz ihanet girişiminin arkasındaki akıl boş durmuyor. FETÖ’cülerin mahkemeler başta olmak üzere çeşitli arenalardaki tavırlarına bakılırsa yeni hesaplar içinde oldukları açıkça ortada. Dolayısıyla AK Parti 2019 seçimlerini değil 2018 ihanetlerini göz önünde bulundurarak, teşkilatlarını şekillendirmeli.

Sayın Erdoğan ve arkadaşları, partide metal yorgunu aramasına gerek yok. O gece kim neredeydi, nereye hareket etti. Ona bakması bile yeterli olur. Mesela teşkilatta görev vermeyi düşündüğü kişilerin, o geceki kayıtlarına bakılsın. Kimin telefonu nerelerde sinyal verdi. HTS kayıtlarında kimlerle irtibat kurdu. Banka hesap hareketlerine bakılsın. Kredi kartı ile hangi akaryakıt istasyonundan depolar fullendi. Her şey gün gibi ortaya çıkar.

Mesele 2019 seçimleri değil. Mesele seçim olsaydı, ana muhalefet terörle mücadelede en büyük başarıların elde edildiği SİHA’ları eleştirir miydi? Mesele seçim olsaydı, Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin hava savunma sistemi temin etmesine, S400’lere karşı çıkar mıydı? Mesele seçim olsaydı, muhalefet açıkça Türkiye düşmanları ile kol kola girer miydi? Mesel seçim değil, büyük çarpışmaya doğru gidiyoruz. İhanet şebekeleri ve arkasındaki akıl ile final vuruşu yapacağız. Ve muhtemelen bu final 2018’de olacak. Yani 2019 seçimlerine değil, 2018 finaline hazırlıklı olmalıyız. Girdiği bütün seçimleri kaybetmiş bir kafa hesaplaşmayı sandığa bırakır mı sizce?

Yenişafak
18 Eylül 2017

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;