GÜNCEL

Hüseyin GÜLERCE : Birbirimize ‘oh olsun’ dersek...

Tarih
03 Ocak 2017
İzlenme
Kişi
Yazar
Hüseyin Gülerce
Yılbaşında İstanbul Reina gece kulübündeki caniliği, alçaklığı anlatacak söz bulamıyoruz. Bir eğlence mekânındaki insanları rastgele ateş ederek öldürmenin hiçbir izahı yok.

Faili henüz yakalanmadı ama failinin belli olması, katliamı yaptıranların da belli olması anlamına gelmiyor. Mesela terörist DEAŞ’lı çıksa yaptıran DEAŞ, PKK’lı çıksa yaptıran Kandil’dekiler mi olacak? FETÖ’cü çıksa- işte Samanyolu TV’deki dizide Büyükelçi cinayetindeki gibi bir sonraki hafta da Reina katliamını çağrıştıran sahneler var- talimat Pensilvanya’dan mı gelmiş olacak? Neden? Çünkü bu terör örgütlerinin hepsinin üzerinde artık bir şer odağı olduğunu biliyoruz. Hedefe göre terör örgütleri taşeron olarak seçiliyor. Elbette taşeronluk, Kandil’dekilerin, DEAŞ elebaşılarının, Pensilvanya’daki F. Gülen’in hainliğini perdelemez ve onların cezasını hafifletmez. Ama katliamların, terörün arkasındaki asıl kanlı eli gözden uzak tutmamalıyız.

İstanbul Beşiktaş, Kayseri, Reina katliamlarının, aynı zincirin halkası olarak Rus Büyükelçisi suikastının asıl faillerini nerede aramak lazım?

Şu anda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın durmadan söylediği bir şey var: Terör örgütleri üzerinden yarının Türkiye’si engellenmek isteniyor. İstiklal Harbi gibi bir mücadele veriyoruz. Milli seferberlik günleri içerisindeyiz…

Demek faili, bize müttefik göründüğü halde PKK’nın Suriye’deki kolu YPG’ye yardım edenlerde aramak lazım. Bizi DEAŞ’a yardım etmekle suçlayıp, sonra El Bab’da DEAŞ’la çarpışmalarda yalnız bırakanlarda aramak lazım… Biz demedik, ABD’nin yeni Başkanı Trump dedi; “DEAŞ’ı Obama kurdurdu” diye…

Demek faili, bütün terör örgütlerine kucak açan, onları himaye eden Avrupa’nın yöneticilerinde aramak lazım. Demek bizi iç savaşa zorlamak isteyenlerde aramak lazım. Bizi Türk- Kürt, Sünni-Alevi, laik- anti laik diye cepheleştirmeye çalışanlarda, bizi iç savaşa zorlamaya çalışanlarda aramak lazım.

Demek faili, Türkiye ile Rusya’nın ittifakından rahatsız olanlarda, Suriye’deki savaşın bitmesini istemeyenlerde aramak lazım…

İki hususun da altını çizmek lazım. Birincisi, giderek azgınlaşan katliamlar ve peş peşe gelecek suikastlar, elbette toplumu endişelendiriyor. Ancak terör üzerinden siyasî hesaplar yapılması, terör bahane edilerek devletin güvenlik ve emniyet güçlerinin hedefe konulması iktidara muhalefet değil, şer odağının işini kolaylaştırmaktır.

İkincisi, asıl hedefin bizi cepheleştirmek, bir iç savaşa zorlamak olduğu bilindiği halde, bazılarının yangına körükle gitmesidir.

Madem Türk - Kürt çatışması isteniyor. O zaman PKK terörünün arkasından bütün Kürtleri PKK’lı gibi göstermek gafletinden vazgeçilmeli, bunun adi bir provokasyon olduğu unutulmamalı.

Madem Sünni-Alevi çatışması isteniyor, Alevi vatandaşlarımızı hedefe koyanlara dikkat etmeli. Her terör saldırısından sonra “Türk-Kürt kardeştir, Sünni-Alevi ayrımı ne demek, biz farklılıklarımızla bir milletiz” demeliyiz…

Madem laik-anti laik cepheleşmesi için uğraşılıyor, farklı yaşam tarzlarını düşmanlık sebebi yapmamalıyız. Karşılıklı olarak yaşantılarımızı tasvip etmesek bile inanç ve ibadet hürriyetini, fikir ve ifade hürriyetini samimi olarak savunabilmeliyiz. Sadece kendine demokrat olanlarla bu ülkenin birliği ve beraberliği temin edilemez. Hangi mekânda katledilirse katledilsinler, hayatını kaybedenlerin hepsini insan, eşit yurttaş ve mazlum olarak görebilmeliyiz. Reina’da öldürülenler için “oh olsun” demek, insanlıktan çıkmaktır. Biz, bir Yahudi’nin tabutu önünden geçerken ayağa kalkan, “o bir insan” diyen Peygamberin ümmetiyiz.

Star
3 Ocak 2017

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;