SİYASET

Hacı Yakışıklı : Hafta sonu Türkiye sallanacak, Batı batacak

Tarih
11 Nisan 2017
İzlenme
Kişi
Yazar
Hacı Yakışıklı
Güya hepsinin ideolojisi farklıydı. 1980 askeri darbesinde sağcı ve solcuların aynı koğuşlarda, aynı adamlar tarafından, aynı işkencelere tâbi tutulduğunu biliyoruz. İdeolojiler farklı, ama cellâtlar aynı!

Günümüzde durum değişti mi? Hayır, yine aynı cellâtların giyotinleri tepemizde duruyor, fırsat bulsalar hepimizi “parti ayrımı yapmaksızın” indirecekler.

Hani bir reklam vardı ya “Neden daha fazla ödeyesiniz?” diye! İşte aynı hesap, neden bizler daha fazla ölelim, ne gerek var. Birbirimizin fikrini değiştiremeyeceğimize göre, bazı ortak fikirlerde buluşabiliriz. Büyük ve güçlü Türkiye fikri ve fiiliyatı gibi!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a önce “içimizdekiler” diktatör diyordu, şimdi Avrupa ve Amerika aynısını söylüyor. Bunu söyleyenler ne gariptir ki “darbeci SİSİ”yi başköşelerde misafir ediyor. Diktatör ifadesi bütün Türkiye’ye hakarettir. Erdoğan’a oy vermiş veya vermemiş olabilirsiniz, ama onu bu toplum seçti. Bülent Ecevit, Amerika Başkanı’nın karşısında el pençe divan vaziyette durduğunda hepimiz üzülmüştük. Çünkü Ecevit’e oy vermesek bile netice itibariyle Türkiye’yi temsil ediyordu.

Haftaya bugün yine güneş her zamanki gibi doğacak. Ve o güneşin altındaki bizler tarihin seyrine tanık olacağız. Bundan asırlar önce bir çağı kapatıp yenisini açmıştık. Şimdi bu kısmet yeniden ellerimize geldi. Yeni bir çağın kapısını aralamak bizim elimizde olduğu gibi, İngiltere başta olmak üzere Batı’nın çizmeleri altında ezilen bir Türkiye, mazlum bir ümmet olmaya devam etmek de bizim elimizde.

 Kut’ül-Amare’de yendiklerimizi bugün de yenebiliriz.

“TÜRK SOLU, İRTİCAİ FAALİYET YUVASI OLDU

“İrtica” kelimesinin dinimiz İslamiyet ile hiçbir ilgisi yok, lakin Türkiye’de 10 sene boyunca öyle bir hava estirildi ki sanırsın İslam’ın kendisi irtica! Yok böyle bir şey, anlıyor musun Olric, anlıyor musun selvi boylum al yazmalım, anlıyor musun sırtını zulme yaslayan postmodern zalim?

Bugün kimlerin irtica-sever olduğu ortada, uzatmanın lüzumu yok!

Bizim şu “terör örgütleri” ifadesinin yerine de başka ifadeler bulmamız lazım; zira terörün amacı olmaz, çeşitleri olur. Bizdeki örgütlerin “amacı” var. Bunlara “terör” demek meseleyi daraltır. Almanya Devleti’nin, Amerika, İngiltere ve İsrail Devletleri’nin göz göre göre destek verdiği örgütlere sadece “terör örgütü” diyemeyiz. Bunlar beslemeli maşa! Her yerden besliyorlar.

Gün gelecek Batı’ya güneş oradan battığı için değil, insanlığını yitirip yerin dibine battığı için Bat’ı diyeceğiz!

“SURİYE’DE NE İŞİMİZ VAR?”

Bir ABD’li veya bir Rus çıkıp da “Suriye’de bizim ne işimiz var?” diyor mudur acaba? Hiç duymadım, galiba diyen yok! Ama bizde kitlesel partilerin başkanları meydanlarda “ne işimiz var” diye haykırıyor. Kendi tarihine ve milletine düşman olanlar daha çok bizim içimizden çıkıyor.

Türkiye’de ne ararsan var. 4 mevsim, 7 bölge, yaz aylarında karlı dağlar, kış aylarında güneşli ovalar, bal var, zeytin var, pekmez var, var oğlu var! Elhamdülillah! Bunun yanında bol kaşarlı satılmışlar da var.

Kollarından tutup atsak pencereden giriyorlar, haksızlıklarını ve arsızlıklarını ispat etsek bacadan giriyorlar. Bir kere satılmış adam, ne namus var ne hayâ!

Demek ki mesele onlarda değil, mesele bizlerde; bunları göreceğiz, bileceğiz, daima uyanık kalacağız. 15 Temmuz sonrası 27 gün nasıl meydanlarda nöbet tutulduysa, aynı nöbet bir ömür boyunca ve nesilden nesile zihinlerde de tutulacak.

Nedir nöbet? Bir kulübenin önünde, elinde makinalı tüfeklerle beklemek mi? Hayır, sadece bu olmasa gerek! Nöbet, hastane kuyruklarında bekleyen insanları bu zilletten kurtarmaktır. Maaş kuyruğunda 80 yaşındaki insanların fenalık geçirmesini önlemektir. Yolları ve insanların kalplerini imar etmektir. Uzaktaki köyde “Beni de bir düşünen yok mu?” diyen garibanın kapısına gitmek yahut o kapıya adam gibi hizmet götürmektir. Nöbet, bir asır sonrasını düşünebilmektir.

Sadece kapımızın önünde mi nöbet tutacağız. Hayır! Almanya’da ve Avrupa kentlerinde, Amerika’nın yollarında, Meksika’nın çöllerinde, Suriye’nin bombalarla yıkılan camilerinde, Myanmar’ın masumiyetinde, Afrikalı çocuğun çadırının önünde, tüm yeryüzünde nöbet tutacağız!

Biz kazanacağız!
YeniAkit
10 Nisan 2017

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;