SİYASET

Fuat Uğur : Gerçekten sen misin Celal Abi?

Tarih
12 Ağustos 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Fuat Uğur

Önce gözlerime inanamadım.

Çünkü mektubu yazanın adı A.M.C. Şengör olarak geçiyordu.

Yalçın abiyi aradım (Yalçın Bayer) sordum “Gerçekten o mu?” diye. Yalçın abi, hızlandırılmış tempodaki konuşmasıyla “Tabii olum, ta kendisi; Celal Şengör” dedi.

Evet, bildiğimiz Celal Şengör, sıkı Kemalist

“Başörtüsünün serbest kalması hâlinde icap ederse, ülke yöneticileri akıllarını başlarına alana kadar, üniversite kapılarını kapatırız”

"Dinin pek çok dogması bilimin ispatları karşısında çöpe gitmiştir" 

“Bir generalle telefonda konuşurken bile esas duruşa geçerim, onlar da bunu bilirler, bana 'rahat ol' derler”

"Halk cahil, halkı yönetenler de nihayetinde halkın içinden gelen kimseler”

“Deprem olursa İstanbul ile Türkiye’de bütün yetkilerin Türk Silahlı Kuvvetleri'ne devredilmesi gerekir”

“Türkiye'de iyi okumuş tek bir sınıf vardır ve o da Türk Silahlı Kuvvetleri'dir..."

Diyen Celal Şengör’den söz ediyoruz.

Hani o şişman, sempatik tombul, sempatik, pantolon askılarıyla tanıdığımız, dinlediğimizde de dehşete düştüğümüz amca.

Bakın ne demiş:

"Bazı Avrupa gazeteleri muhteşem ‘Yenikapı mitingini Erdoğan taraftarları miting yaptı' diye vermiş. Hâlâ anlayamadılar galiba: Orada Türk milleti vardı. Biz Cumhurbaşkanımızı, başbakanımızı, hükümetimizi, muhalefetimizi, politikacılarımızı en sert şekilde eleştirebiliriz. Hiç kuşkusuz bundan sonra da eleştireceğiz. Ama birisi vatanımıza, bayrağımıza, devletimize, Cumhurbaşkanımıza, hükümetimize, muhalefetimize vs. kastetmeğe kalkarsa o en acımasız şekilde eleştirdiğimiz kişileri hayatlarımızla koruruz. Yenikapı'da elbet Erdoğan yanlıları vardı: Tayyip Erdoğan Bey bu ülkenin cumhurbaşkanıdır ve devleti temsil eder. Onun taraftan olmayacağız da kimin taraftarı olacağız? Dediğim gibi; onun fikirlerini ve icraatını en şiddetli şekilde eleştirebiliriz. O bizim iç işimizdir, kimseyi de ilgilendirmez. Ama iş onu düşmana karşı korumaya gelince, işte o zaman onun o görevde olduğu sürece başkomutanımız olduğunu kimse unutmasın."

Bu satırları yazdığım esnada arayan sıkı solcu arkadaşım Betül aradı. Ona da okudum yukarıdaki satırları.

“Ben de katılıyorum. Yok öyle yağma. Sen dışarıda iş tutacaksın sonra kıçı kırık üç beş adamınla burada darbe yaptıracaksın” demez mi?

Sonra Gülse Birsel’e geldi sıra. “Haklı çıkıyorum, çok havalıyım. Şimdi demokrasi ve hukuku artık koklaya koklaya öpmeye geldi sıra. İnşaallah onda da haklı çıkarım” demekte dünkü yazısında.

Sözcü gazetesine bakıyorum inanamıyorum. Artık Başbakan’ın ya da Cumhurbaşkanı’nın uçağına çağrılırlarsa şaşırmayın. O eski “haince” habercilikten eser yok.

Yenikapı’daki ünlüler yelpazesi zaten ümidimi epey artırmıştı.

Derya Köroğlu ve Cahit Berkay (Moğollar grubu) dinleyince iyice emin oldum.

Hadi hayırlısı.

Vatan ve demokrasi asgari müştereğinde buluşup bir araya gelmeyi başarıyoruz galiba…

Türkiye
12 Ağustos 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;