GÜNCEL

Ferhat ÜNLÜ : ‘Üç maymuncu’ beş imam

Tarih
01 Ocak 2017
İzlenme
Kişi
Yazar
Ferhat Ünlü
15 Temmuz darbe ve iç işgal girişiminin kriptosunu kırmanın en iyi yollarından biri, o gece F-16'ların havalanması talimatını veren Paralel Hava Kuvvetleri imamı Adil Öksüz başta olmak üzere kalkışmada rol alan tüm FETÖ'cülerin yurtdışı giriş-çıkış kayıtları ile çelişkili ifadelerini inceleyip yorumlamak.

Bu hafta Üç Boyutlu Portre'de bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış mukayeseli uçuş analizi belgelerinden ve medyada kısmen yer alan şüpheli ifadelerinden yola çıkarak bunu yapmaya çalışacağız.

İşe öncelikle FETÖ'cü sivil imamların yurtdışı giriş-çıkışlarının karşılaştırmalı analizinin yapıldığı 1 Aralık 2016 tarihli Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı belgesinin içeriğini açıklamakla başlayalım.

Bu belgede giriş-çıkışları analiz edilen sivil imamların her biri 15 Temmuz'da kilit rol oynadı. Bu isimler Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Nurettin Oruç, Harun Biniş ve Hakan Çiçek.

Adil Öksüz, S01487453 numaralı pasaportu ile yaptığı seyahatlerin kayıtlarına göre son olarak 11 Temmuz 2016'da, yani darbeden dört gün önce ABD'ye Kemal Batmaz'ın gittiği uçakla gitti ve 13 Temmuz'da yine Kemal Batmaz'ın da bulunduğu uçakla Türkiye'ye döndü. İki gün, ABD'ye gidip dönmek için -jet lag çekmeye değmeyecek kadar- kısa bir süre. Tabii eğer hain bir darbe planına nihai şeklini vermek gibi acil, önemli bir işiniz yoksa!

Bir başka seyahatinde ise Öksüz, 20 Haziran'da TK003 sefer sayılı Türk Hava Yolları (THY) uçağı ile gittiği ABD'den 25 Haziran 2016'da Hakan Çiçek'in de bulunduğu uçakla döndü. TK002 sefer sayılı THY uçağı ile… 20 Haziran'da diğer sivil imamlardan Nurettin Oruç'un da Lufthansa uçuşu ile Ankara Esenboğa'dan Münih'e bir seyahati var.

23 Haziran 2016'da Kemal Batmaz ve Nurettin Oruç'un yurtdışından aynı gün dönüşleri bulunuyor. Batmaz, TK0008 sayılı THY uçağı ile Washington DC'den dönüyor. Oruç ise Lufthansa LH 1784 ile Münih'ten Ankara Esenboğa'ya geliyor.

ÖKSÜZ'ÜN KAÇTIĞI KESİN

Tekrar Adil Öksüz'e dönelim. Öksüz, 17 ve 21 Mart'ta yine THY uçuşları ile New York'a gidip dönmüş. Bunun yanı sıra bir yıl önce, yani 31 Aralık 2015'te Atatürk Havalimanı'ndan çıkış yapmış. 20 Eylül 2015'te ise yine THY ile New York'a gitmiş ve bu gidişinde ABD'de 10 gün kalmış.

Darbeden yaklaşık bir yıl önce, 28 Temmuz 2015'te bir Sabiha Gökçen uçuşu var Adil Öksüz'ün. 15 Şubat 2015'te de aynı havalimanından bir başka uçuşu daha görünüyor. Görüntüleri medyada çıkan Sabiha Gökçen seyahati elbette bu ikisi de değil. Çünkü hatırlanacağı üzere o görüntüler darbe girişiminden sonra 18 Temmuz'daki bir seyahate aitti. Ki zaten Öksüz, o seyahatten sonra esrarengiz biçimde sırra kadem bastı. Yurtiçinde olduğu söylendi, yurtdışına kaçtığı kulaktan kulağa yayıldı. Artık yurtdışında olduğu kesinlik kazanmış gibi. Kim bilir belki de Sabiha Gökçen'e o son gidişinde bir iç hat uçuşu yaptı ve oradan karayolu ile bir başka ülkeye geçip, ardından ABD'ye veya farklı bir ülkeye gitti.

Bir iddiaya göre Öksüz, bu köşede daha önce 'Paralel Hava Yolları' olarak nitelendirdiğim Tarkim'in patronu Faruk Bayındır'ın 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında 21 valizle yurtdışına kaçtığı süreçte onunla birlikte firar etti.

Adil Öksüz'ün ve Kemal Batmaz'ın Faruk Bayındır'la yakın ilişki içinde olduğu yönünde güçlü istihbari bilgiler var. Burada bir parantez açalım ve Batmaz'ın yurtdışı giriş-çıkış trafiğinden yola çıkarak Batmaz-Bayındır ilişkisini somutlaştırmaya çalışalım. Kemal Batmaz'ın 12 Mart 2016 tarihinde bir Miami seyahati var. THY'nin TK0077 sayılı uçuşu ile gitmiş oraya. Tam 11 gün sonra 23 Mart'ta TK0078 sayılı THY uçuşu ile de dönmüş.

Miami deyip geçmeyin, çünkü bu şehir Faruk Bayındır'ın Haziran 2016'da, yani darbeden bir ay önce tüm anlaşmaları tamamlanan bir satış sözleşmesine imza atıp havacılık şirketi aldığı şehir. Bu şirket, ABD Federal Aviation Administration'dan (FAA) , yani ABD Federal Havacılık Kurulu'ndan tescilli bir şirket. Şirketin merkezi Florida Miami.

Kemal Batmaz'ın gizemli Miami seyahati dışında şifrelerini çözemediğim muhtemel bir İsrail seyahati var. İsrail diyorum çünkü İsrail havacılık otoritesi Aviation Security Operation Center'da (ASOC) bir kaydı var Batmaz'ın. Buna göre Batmaz'ın 2013'te bir İsrail seyahati gerçekleştirmiş olması muhtemel, ama henüz bunun belgesine ulaşmış değilim.

Adil Öksüz ve Kemal Batmaz'ın yurtdışı seyahatlerini araştıran Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Emniyeti de kimi seyahatlerin ayrıntılarına ulaşamamış henüz. Onlar da bu uçuşlarla ilgili araştırmalarını sürdürüyor.

Savcılık sorgusunda bilet numarası verilerek Kemal Batmaz'a ABD seyahatinin esbab-ı mucibesi soruluyor. Batmaz, sorgusunun tekmilinde gözlemlendiği üzere 'üç maymunu oynuyor'. "Adil Öksüz'ü tanımıyorum, aynı uçakta olmamız tesadüf" diyor. Üstelik 2010 yılında Öksüz'le tam 925 kez telefonla irtibat kurduğunu gösteren HTS raporları kendisine hatırlatıldığı halde bu yalanında ısrar ediyor.

Kemal Batmaz'ın 5 Ocak 2016'da bir ABD uçuşu daha var ki o da savcılık tarafından araştırılıyor. Onun haricinde Batmaz'ın, 3 Ekim'de TK007 sayılı THY uçuşu ile bir Washington DC seyahati var. Batmaz'ın ayrıca Ekim, Kasım ve Aralık 2015'te Almanya Münih ve ABD Los Angeles uçuşları bulunuyor. Tüm seyahatler gibi sonuncusunun da bir üst imamın izni olmadan gerçekleştiğini düşünmek safdillik olur.

Batmaz'ın ayrıca Mart ve Nisan 2015'te ABD, 11 Şubat'ta Almanya ve 12 Ocak'ta yine ABD uçuşları var. Bunun haricinde Batmaz; Temmuz, Ağustos, Eylül, Kasım ve Aralık 2014'te Brüksel, New York, Hannover ve Jonannesburg'a uçmuş.

Gelelim diğer üç sivil imamın yurtdışı giriş-çıkış kayıtlarına. İmamlardan Hakan Çiçek'in 24 Mart, 21 Nisan, 7 Mayıs ve 19 Haziran'da Münih ve Los Angeles seyahatleri var. Çiçek'in Ocak ve Şubat 2015'te New York ve Londra seyahatleri de bulunuyor. Çiçek'in ayrıca Mayıs ve Haziran 2015'te New York seyahatleri var. Çiçek'in gittiği yerlerden biri de Bangkok.

Oruç'un ayrıca kayıtlarda olmayan bir ABD uçuşu var ki o da polis tarafından araştırılıyor.

İFADELERİ YALANLARLA DOLU

Gelelim imamların ifadelerine… Darbenin bir numaralı sivil imamı olduğu bilinen Adil Öksüz'ün yalan söylediğini anlamak için salıverilmeden önceki sorgusunda, 18 Temmuz 2016'da Savcı Cihan Ergün'e ne söylediğine bakmak yeterli. Medyada kısmen yer alan bu ifadesinde özetle diyor ki, "Benim FETÖ ile alakam yok. Ben Akıncılar'a arsa bakmaya gitmiştim." Yerseniz!

İfadenin tam metni şöyle:

"Benim amcam Mehmet Öksüz bankacılık yapmıştı Kazan'da. Kazan civarında kıymetli arazi olduğunu ve gelecekte iyi para getireceğini söylemişti. Ben de 14 Temmuz akşamı Sakarya'dan Ankara'ya geldim. 15 Temmuz günü Cuma idi. Cuma'yı Sakarya'da kıldım. Cuma akşamı amcamın Keçiören'deki evinde kaldım. 16 Temmuz günü sabah 09:00-10:00 gibi de Ankara Keçiören'den taksi tuttum ve Akıncı'ya taksiyle geldim. Orada tarla baktım. Akıncı yakınındaki bir köyde Hasan isimli biri var. O muhiti de biliyorum. Hasan isimli şahsın adını köyün camisinin imamından öğrenebilirsin demişti amcam. Köye vardım, taksiciyi geri gönderdim. Alacağım araziye bakmak için beni köy girişine yakın bir yere bırakmasını söyledim. Ve taksici döndü. Sonra beni o yol üzerinde araziden jandarmalar aldılar. Benim Akıncı Üssü'nde tanıdığım herhangi bir subay, astsubay mevcut değildir. Ben üsse de hiç girmedim. Nasıl bir yer olduğunu bilmiyorum. Ben kolluk aracına bindiğim zaman başka insanları da almış olduklarını orada gördüm. Üsse yakın olan bir karakola götürdüler. Orada şiddetli 'darp'a maruz kaldım. Doktor raporunda da darp olduğunu söyledim. Şiddetli 'darp'a maruz kaldığımı doktor yazdı. Beni darp edenler jandarma değildi, sivil polislerdi. Benim Fetullahçı Terör Örgütü ile hiçbir bağım, ilgim olmamıştır. Ne öğrencilik dönemimde, ne akademik hayatım içerisinde bunlarla birlikteliğim, gönül bağım ya da çıkar ilişkim olmamıştır. Benim Fetullah Gülen cemaatiyle ya da FETÖ örgütü veya paralel devlet yapılanması örgütleriyle herhangi bir bağım mevcut değildir. Akıncılar Üssü'ne hiç girip çıkmadım. Asker şahıslardan ya da darbeye kalkışanlardan tanıdığım insanlar da mevcut değildir."

Adil Öksüz'ün ifadesi böyle. Ezberlenmiş tekrarlar, yani 'üç maymuncu' "Görmedim, duymadım, bilmiyorum"lardan ibaret. Ve 'Darpa maruz kaldım' söylemi ile FETÖ'cülerin bir Eagle yazışmasında birbirlerine tavsiye ettikleri şekilde kötü muameleye vurgu yapan bir hukuki kurnazlıkla da örülü.

Kemal Batmaz'ın ifadesi de en az Öksüz'ünki kadar çelişkili. Batmaz, ABD'ye aynı uçakla gitmiş olması bir tarafa, 2010'da 925 kez telefonla görüştüğü Adil Öksüz'ü tanımadığını iddia edebilecek kadar ileri götürebiliyor yalanlarını.

Batmaz'ın 21 Temmuz 2016 tarihli ifadesinin tam metni şöyle:

"Ben emlakçılık işiyle uğraşırım. 15 Temmuz'dan önce eşim ve çocuklarım memleketim Nevşehir'e gittiler. Ben de Cuma günü onları ziyarete gidecektim. Daha önceden tanıştığım Harun Biniş beni aramıştı. Ben de Nevşehir'e çocuklarımın yanına gideceğimi söyledim. O da 'Giderken Ankara üzerinden geçeceksen, bir miktar param var, arsa bakalım, bana yardımcı ol' dedi. Onunla Çay Yolu'nda buluştuk. O yerleri gösterecekti. Ben de gösterdiği yerlerin piyasa değerini araştıracaktım. Taksi ile Kazan'a gittik. Çay Yolu'nda Harun ile görüşürken darbe teşebbüsünden haberim oldu. Hükümetin ve Cumhurbaşkanı'nın güçlü olduğunu, teşebbüsün çok bir şey ifade etmeyeceğini düşündüm. Bizi Kazan'da jandarma çevirdi. Kazan'a ticari taksi ile gittik. Benim FETÖ ile herhangi bir bağlantım yoktur."

Batmaz, diğer ifadesinde ise Harun Biniş ile ilişkisini açıklarken elektronik postaların izlediğini bildiği için önceden hazırlanmış bir mizansene göre konuşuyor. Diyor ki, "Harun Biniş benim emlak işiyle uğraştığımı bildiği için bana e-mail üzerinden Ankara'da bir yer bakacağını söyledi ve ona yardımcı olup olamayacağını sordu. 16 Temmuz günü Çay Yolu'nda buluşmaya karar verdik."
Bu cümleleri, darbe girişiminin başarısız olması durumunda yakalanıp sorgulanma ihtimaline binaen önceden örgütle birlikte hazırlamış belli ki. Hatta öncesinde bu ifadeyle uyuşacak biçimde bir elektronik posta trafiği de kurmuşlardır muhtemelen.

Batmaz'ın ifadesinin diğer kısımları şöyle:

"Ben Fetullah Gülen'i basından tanırım. Kendisiyle hiç görüşmedim.

Dosya kapsamında Adil Öksüz'ün ABD uçuş kayıt analiz raporu şüpheliye gösterildi. 11 Temmuz 2016 tarihinde İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan New York'a Adil Öksüz ile birlikte uçtuğu, yine 13 Temmuz 2016 tarihinde New York'tan İstanbul Havalimanı'na Adil Öksüz ile birlikte geldiği, her iki seyahatteki ortak tek yolcunun kendisi olduğu, dosya kapsamındaki mevcut yolcu kayıt listesinde de bu durumun anlaşıldığı, kendisinin de bu uçuşla 2351001210458C1 numaralı uçak biletini kullandığı hatırlatıldı. Cevaben 'Ben Adil Öksüz'ü tanımadığımı söyledim. Adil Öksüz ile birlikte darbeden hemen önce, 11 Temmuz 2016 tarihinde ABD'ye gitmem ve 13 Temmuz ABD'den Adil Öksüz ile aynı uçakta dönmem tesadüftür.'

Temmuz'un başından itibaren telefonunu neden kapattığı sorusuna ise 'Ben zaman zaman telefonumu kapatırım' diye üstünkörü bir yalanla cevap veriyor Kemal Batmaz.

Batmaz, FETÖ'nün en önemli yöneticilerinden Mehmet Sungur'la görüşmesini de izah edemiyor. Söylediklerini inandırıcı kılmak için Fetullah Gülen'e -herhalde bir kripto olarak bunu söyleme salahiyeti bulunduğu için- "Teröristbaşıdır" diyor.

Batmaz, Akıncı Üssü'ndeki görüntü kayıtlarına göre bir generalin selam verdiği kişinin kendisi olduğunu da deyim yerindeyse yüzsüz biçimde inkâr ediyor. "Bu görüntülerdeki şahıs ben değilim. Bana benzeyip benzemediğini inceletmem gerekir" diyor. "Tanımıyorum" dediği Adil Öksüz ile 0539… .. .. numaralı hattan yaptığı 925 telefon görüşmesi de soruluyor kendisine. Bu soruya da "Hatırlamıyorum" diye cevap veriyor.

Diğer sivil imamlar olan Nurettin Oruç, Harun Biniş ve Harun Çiçek de ifadelerinde FETÖ ile ilişkilerini yalanlamaya çalışıyorlar. Oruç, özetle "Adil Öksüz, Kemal Batmaz ve Hakan Çiçek ile ABD seyahatlerini aynı tarihlerde yapmış olmam tesadüftür" diyor.

'GÜLEN'LE İLGİLİ YORUM YAPAMAM'

Harun Biniş ise Kemal Batmaz ile 'paralel' ifade veriyor ve "Kazan ilçesine arsa bakmaya gittik. Bende Vertigo var. Ben Ankara'daki bombaları duymadım" gibi komik cümlelerle 'üç maymun'u oynuyor. Ama şunu söyleyecek kadar da 'anti-kripto', dolayısıyla dürüst:

"Fetullah Gülen hakkında olumlu ya da olumsuz herhangi bir yorum yapmak istemiyorum."

Bu yazının konusu son sivil imam Hakan Çiçek ise ABD seyahatlerini "Yılsonu hesaplarını kapatmaya gidiyorum" diyerek izah etmeye çalışıyor.

Ayrıntılarını okuduğunuz üzere beş sivil imamın da ifadeleri çelişkilerle dolu. Yalan söylediklerini anlamak için yalan makinesi olmaya gerek yok. Takiye yaptıklarını görmek için takiye yöntemleri konusunda ihtisas sahibi olmaya gerek yok. Şener Şen'in "Yaz kızım" repliğindeki gibi sonuna kadar inkâr taktiği güttüklerini anlamak için, aldatıldığına şahit olan bir kadının şüphesizliğine de gerek yok. FETÖ'yü biraz olsun tanımak yeterli.

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;