GÜNCEL

Fehmi Koru : Sürece ‘Fâtiha’ okumanın hemen öncesindeyiz

Tarih
11 Kasım 2014
İzlenme
Kişi
Yazar
Fehmi Koru

11 Kasım 2014...
Hükümet de siyasi muhatap kabul ettiği HDP/BDP çevresi de sorumluluğu üzerlerine almak istemedikleri için telâffuzda zorlanıyorlar, ama benim öyle davranmak için bir zorunluluğum yok; o sebeple gerçeği rahatlıkla söyleyebilirim: Hükümetin ‘barış ve kardeşlik projesi’, HDP/BDP’nin ‘Kürt sorununun çözüm süreci’ diye adlandırdığı yol arkadaşlığının sonuna gelindiği belli.

 

Başladığı ilk günden bu yana süreç pek çok darbe aldı, çanak çömleğin patlamasına ramak kaldığı durumlar yaşandı, buna rağmen yaraya tuz basarak da olsa yolcu yolundan vazgeçmedi...

 

Ancak bugünkü durum farklı.

 

Şimdiki durum, süreç yara aldığı veya güven açığı genişlediği için ortaya çıkmadı; sorun, mevcut şartları değiştiren yeni gelişmelerden kaynaklanıyor.

 

‘Mevcut şartları değiştiren gelişmeler’ deyince, akla ilk, 6-7 Ekim’deki toplu kalkışma ile ‘misilleme’ amaçlı olduğu izlenimi veren sivil giyimli erlere yönelik öldürücü saldırılar geliyor; ama sebep onlar da değil...

 

Ya da, HDP/BDP çevrelerinin şikâyetçi oldukları, devlet yönetiminde yer alanların uzlaşmaya kapalılık hissi veren söylemlerindeki daha önce pek rastlanmamış sertlik de sebep sayılmaz.

 

Kalkışma ve erlere saldırılar ile devletin keskinleşen söylemi değişen şartların taraflara yansımasından ibaret...

 

Taraflar yeni bir durumla karşı karşıya olduğumuzu tavırlarıyla belli ediyorlar: Hükümetin sürecin başında görevlendirilmiş ‘âkil insanlar heyeti’ni yeniden toplantıya çağırması ve ‘3. Göz’ arayışına girileceği mesajı vermesi bir işaretti; HDP sözcülerinin son zamanlarda ‘3. Göz’ talebinde bulunmaları ve meramlarının bir ‘ülke’ olduğunu belirtmeleri de öyle...

 

‘Ülke’, ama herhangi bir ülke değil. HDP çizgisinin istediği, ABD’nin süreçte devreye girmesi... Siyasi sorumluların ikide bir ‘üst akıl’ sıfatıyla anmayı tercih ettikleri ülkenin...

 

Çözüm sürecini, başından bu yana meydana gelen pek çok olumsuzluk yolundan çıkaramamıştı, ancak Musul’u ele geçirdikten sonra dikkatini Kobani üzerinde yoğunlaştıran IŞİD örgütünün varlığı, bölgedeki pek çok dengeyi sarstığı gibi süreci de berhava edecek sanki...

 

Ankara’nın IŞİD’e kuşkuyla bakması, “Neden onca başka yer varken illâ Kobani?” sorusu eşliğinde Washington’un niyetlerini sorgulaması, muhtemelen bu yüzden...

 

Geçen salı günü yapılan ara seçimin sonuçları ABD’deki Ortadoğu’ya nizamat vermeye hevesli Neo-Çılgınlar tayfasının yüzünü yeniden güldürdü; eh, ABD ekonomisi hafif tertip yeni maceralara göz kırpacak şekilde iyileşme emareleri de veriyor...

 

Kobani’ye özel ilgi gösteren Washington’u devreye sokmanın pürüzlü alanlarda kantarın topuzunu kendilerinden yana oynatacağı hesabını yapıyor olmalı HDP/BDP çizgisi...

 

Nedense, büyük güçlerin ancak kendi çıkarları söz konusuysa devreye girdiklerini, bunu da genellikle muhatap devleti tâvize zorlama niyetiyle yaptıklarını ve iki taraftan birini tercih etmesi gerektiği nihai aşamada tâvize zorladığı devleti tercih edip kendisini kullanmaya kalkışanları ortada dımdızlak bıraktığını hatırlamaz görünüyor.

 

İyi de, Ankara, sürecin şu aşamasında --ABD de olsa-- araya başka bir ülkenin girmesini neden kabul etsin? Özellikle öyle bir yöntemi ‘Oslo süreci’ ile deneyip başarısız olduğunu gördükten sonra?

 

Bu tablodan benim çıkardığım sonuç şu: HDP/BDP çizgisi, hesaplarının yanlışlığını anlayıp sürece bıraktıkları noktadan devama yanaşmazlarsa, hepimizi umutlandıran barış süreci maalesef akamete uğrayacak...

 

Uğramamalı.
Habertürk

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;