SİYASET

Fehmi Koru : Gül hangi hesapların içinde? Herhalde okuyup işittiklerinizin değil…

Tarih
03 Ocak 2018
İzlenme
Kişi
Yazar
Fehmi Koru
Bazıları benim 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile neredeyse her gün görüştüğümü sanıyor; hayal bu ya, söylediği her söz ve attığı her adımda bir biçimde rolüm olduğunu düşünenler de az değil.

Benim yazdıklarımı da ondan onaylı yazılar sananlar çok.

Gerçek şu: Ayda yılda bir görüşüyoruz. En son görüşmemin üzerinden hiç değilse iki ay geçmiş bulunuyor. Zaten şu sıralarda İstanbul dışındayım. Yüz yüze görüşmediğimiz gibi, başka vasıtalarla da aramızda iletişim yok.

Cumhurbaşkanı Gül’le sanıldığı türden bir ilişkimiz bulunmuyor.

İster inanın ister inanmayın, Gül cumhurbaşkanı iken de durum şimdikinden farklı değildi.
Onun ne düşündüğünü, niyetlerini, nelerden hoşlanıp neleri tolere ettiğini, nelere dayanamayıp isyan noktasına kadar vardığını bilmem için her gün birarada olmam da gerekmiyor zaten.

Bazılarının sandığı ve herkese de kabul ettirmeye çalıştığının aksine, Abdullah Gül, hesapçı olmayan, açık bir kitap gibi şeffaf biri. Kendisinden çok başkalarını ve ülkeyi düşünür. Attığı her adımda uzun yıllardır tanıdığı yol arkadaşlarına en çok sorduğu soru, attığı o adımın içinden çıktığı kesime mensup sıradan insanlar tarafından nasıl karşılandığı sorusudur.
Genel eğilimin dışında kalmak istemeyen bir yapısı vardır.

Son KHK’daki ‘müphem’ ifadelerin daha kesin ifadelerle yer değiştirmesini talep ettiği ilk mesajından itibaren ağzından ve kaleminden çıkanların hep bilinen nazik üslubunu yansıttığını da herkes görüyor olmalı.

Sabır, ama nereye kadar?

Ne yaptığını, neler yapabileceğini tahmin etmesi hiç de zor olmayan bir insan Abdullah Gül.
Şimdilerde sağda-solda çıkan değerlendirme yazılarını okuduğum ve TV ekranlarına taşınan yorumlara kulak verdiğim zaman, yazılanlar ve söylenenlerden dehşete düşüyorum.

Elbette Gül’ün de sabrının bir sınırı vardır; ancak onun sabır eşiği biraz daha geniş. Elbette, kendisinden beklentiler arttığında, kişisel yapısı öne çıkmamaya müsait olduğu halde, görev üstlenmekten kaçınmadığı da biliniyor. Ancak sabrının taşması ve ‘‘Bana bir görev düşüyor mu?’’ sorusu eşliğinde öne çıkması o kadar kolay olmuyor.

Başgösteren tartışmalar sabrını zorluyor olabilir mi?

Zorlasa da medyadan bazılarının ona biçtiği rolü kabullenmesi için bu kadarının yeterli olmadığını düşünüyorum.

Ortak aklın ve sağduyulu yaklaşımın ortadan bütünüyle kalktığı bir ortamla karşı karşıya kalınırsa ancak o zaman iş değişebilir.

Refah Partisi’nde başlayan siyasi yolculuğunu farklı bir düzleme taşıma kararına varması öyle bir ortamda gerçekleşmişti. Genel başkanlığa adaylığını, birbiri ardına iki kez Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmış partisinin hiçbir şey olmamışcasına yola devam ettirilmek istenmesi üzerine koyduğu unutuluyor.

O karara varması için de beraber siyaset yaptığı yol arkadaşlarındaki ve kitledeki genel eğilimin o yönde olduğunu anlaması gerekmişti.

Elbette yanılabilirim, sonuçta o da bir insan ve insanların başkalarını şaşırtma özelliği de vardır.

Bu noktada yıllardır gözlemlediğim bir özelliğini daha belirtmek isterim: Bir kere karar verdi mi, sağına soluna bakmadan, ‘‘Kim ne der?’’ hesabı yapmadan sonuna kadar gitmekten geri kalmayan bir yapısı da vardır.

Yanlışa ‘yanlış’ denmeyecek mi?

Türkiye ve içerisinde yer aldığımız bölge ilginç bir dönemden geçiyor. Bu dönemde bütün kararların hiç yanlışsız alınması, başlatılan uygulamaların üzerinde kafa patlatılmış bir sürecin eseri olması gerekiyor.

Yanlışları fark ettiğinde ‘‘Sakın ha’’ uyarısında bulunmak, düşünen herkesin görevi.
Herkesten fazla da, uzun yıllar bakanlık, bir süre başbakanlık ve 7 yıl da cumhurbaşkanlığı görevini yürütmüş Abdullah Gül’ün…

Ne yapmalı yani, yanlış olduğunu düşündüğü bir tasarrufa ses çıkarmamalı mı?

‘Doğru’ kimsenin tekelinde olmadığı gibi, ‘yanlış’ da herkes tarafından yapılabilir. Hep ‘doğru’ yapması beklenenlerin ‘yanlış’ yaptıklarında bilebilecek durumdaki birinden bunu öğrenmeleri herkesten önce kendilerinin yararınadır.

Bütün bu mülahazalar içerisinde 2019’da yapılması beklenen cumhurbaşkanlığı seçimi hesapları yok mudur? Abdullah Gül böyle bir beklenti içerisinde midir?

Kritik soru bu.

Soruya benim kısa cevabımı sizlerle paylaşabilirim: Cumhurbaşkanlığı döneminde partiler-üstü bir tavır sergilemiş olmasına rağmen, kurucusu olduğu partiye samimi bağlılığı vardır ve ancak denklemin içerisinde AK Parti de bulunursa bunu o zaman düşünmeye başlayabilir.

Bunlar benim tamamen sübjektif tespitlerimdir ve öyle de değerlendirilmelidir.

fehmikoru.com
3 Ocak 2018

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • Tahir danacı

    04 Ocak 2018 22:57
    0 0
    At recep at .Sizi gidi İngilizler siziiiiiiii.Bir kere Abdullah gül sinsi ve fırsatçı bir kişiliğe sahip.Bu zaman kadar hiç mevkiye mücadele ile gelmemiş bilakis fırsat kollayarak bedavadan gelmiş
  • SEDAT KALFA

    04 Ocak 2018 20:10
    0 0
    sayın safa selim beyin yorumlarına aynen katılıyorum . YEMEZLER FEEEEMİ
  • Bozacının Şahidi

    04 Ocak 2018 15:34
    1 0
    Bozacının şahidi ŞIRACI.. Yemiyor...
  • Safa Selim

    04 Ocak 2018 14:54
    3 0
    Artık bunları Millet yemiyor.Fehmi Gül.Gülün yıllardır Muğlak Muğlak konuşmasından bıktık.Erkek gibi er meydanına çıkmıyor.Daima kaçak güreşiyor.Vatanı milleti düşündüğü felan yok devamlı kendi çıkarını önde tutan karektere sahip.Erdoğan Kendisine Kardeşim Abdullah Gül diye Cumhurbaşkanlığını ikram etmesine rağmen hiç bir zaman hiç bir konuda o Erdoğanın yanında durmadı.
  • Reha

    04 Ocak 2018 11:39
    2 0
    ''Ne yapmalı yani, yanlış olduğunu düşündüğü bir tasarrufa ses çıkarmamalı mı?'' diyorsunuz ama; 1-Gezi kalkışmasındaki tavrı 2-Anayasa değişikliğindeki tavrı 3-kudüsün israilin başkenti ilan edilmesindeki suskunluğu 4-teröristlere giden binlerce tır silah ile ilgili suskunluğu vb. bir çok konuda susarken, bu tür konularda konuşmaya doyamamasının sebebini merak ediyoruz biz. Bunlara bir cevabınız var mı?
  • misafir

    04 Ocak 2018 11:29
    3 0
    Abdullah Gül ü aklayacam derken içine düştüğün acizliği göremiyorsun. Seni onlardan farklı bir yerde görmüyorum ki ben. Al birini vur ötekine. Gül, Arınç Şener ve Sen. hepiniz aynısız.
  • mustafa

    04 Ocak 2018 10:33
    3 0
    fehmi gerçek yüzünü açıga vururan yazı yazmış
  • osman

    04 Ocak 2018 09:05
    3 1
    Kendisinden çok başkalarını ve ülkeyi düşünürmüş... artık millet yemiyor fehmiiiii
  • ruhsuz tin

    04 Ocak 2018 04:08
    3 0
    bıdı bıdı bıdı, dır dır dır. laf salatası yapmış durmuş. ondan maaş almıyor olabilirsin ama aynı kapıya hizmet ediyorsun FK denen insanımsı. Senin nelerde ön ayak olduğunu biliyoruz, boşuna kıvranma. yediğin haltlardan haberdarız!
  • kelibo

    03 Ocak 2018 23:37
    4 0
    sn. fehmi koru bey millet neyin ne olduğunu artık iyi biliyor kendinizi boşuna yormayınız yemiyoruz yemeyiz yedirtemezsiniz ve bizde YEDİRTMEYİZ?
  • Hakkı

    03 Ocak 2018 22:45
    5 0
    Yanlış ikaz edilir. Lakin düşmanı haini sevindirmeden yapmayı beceremeyen kişilerin eleştirisi maalesef yapıcı değil yıkıcı oluyor. Ne tekim. Değil mi koru ların femi bey.
  • KAsım

    03 Ocak 2018 22:41
    5 0
    Fehmi bey Gülü parlatmaya çalışmış. Bozacının şahidi şıracıdır :)
  • Vatan Seven

    03 Ocak 2018 22:35
    5 0
    Fehmi bey, neden sayın Gül'ün avukatlığını yapmaya ihtiyaç gördünüz? Siz de bliyorsunuz ki Sayın Gül sadece son KHK hakkındaki beyanınan dolayı eleştirilmiyor, Neden sayın Gül "Kendisinden çok başkalarını ve ülkeyi düşünür" birisi olarak ülkemizin bekası sözkonusu olduğunda hep susuyor?
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;