GÜNCEL

Faruk Aksoy : “Çapkınlık başka tecavüz başka Vladimir…!”

Tarih
26 Kasım 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Faruk Aksoy

26 Kasım 2015

Anna Karenina
'nın, ana karakterlerinden biri, Kont Aleksey Vronski'dir.
Kelimenin tam anlamıyla zamparadır, yakışıklıdır, zengindir, yeteneklidir fakat pek sağlam pabuç değildir.

Anna Karenina
gibi, muhteşem bir kadının aşkını ve hayranlığını kazanmış olmasına rağmen rahat durmamakta ve tabiri caizse aranmaktadır.

Şatafatlı hayatına devam eden Vronski, toplum nezdinde ciddi bir itibar kaybı yaşar ve düştüğü bunalım, onu bambaşka mecralara sürükler.

Kahramanımız sonunda tası tarağı bırakıp “Panistlavist” idealler uğruna Sırbistan'a, savaşmaya gider.
***
Aslında Ruslar, Napolyon'u, yendikleri günden beri, en iyi zamanlarını yaşıyorlar.
90'lı yıllarda, Doğu Karadeniz'de, rakı masalarına meze olan Rus kadınlarının onurunu kurtaran, dünya dengelerini yeniden kurmaya çalışan ve daha da önemlisi, Batı'ya karşı, meydanın boş olmadığını söyleyen bir lider çıkardılar.
Yenik duruma düşen Ruslar, önce beraberliği sağladılar, sonra da galibiyet için yavaş yavaş yüklenmeye başladılar.
Herkes için buraya kadar sorun yoktu.
Lakin, Rusların yaptığı kasti fauller, saha dışı müdahaleler ve oyunun ruhunu yok etmeye yönelik agresiflikler artık can sıkmaya başladı.
***
Bu hayatta, herkes hissettiği şeye sahiptir.

Tolstoy'un Vronski'si, itibarını kurtarmak için Sırbistan'a gidebilir ve hatta Puşkin'in;

Batı'nın liberalistleri dikkatli olun, Rusya, bütün düşmanlarını ezecektir, kim düşman olursa, kaderi değişmeyecektir, Finlandiya'nın buzlu kıyılarından, Colchida'nın yakan sıcağına kadar onun savaşçıları harp etmeye hazırdır. Rusya, bütün Slavların anası ve Slav nehirlerinin döküldüğü okyanustur!” tehdidini de referans olarak kabul edebilir, buna bir sözüm yok.

Fakat Putin'in, Suriye'yi Finlandiya, ya da Colchida (Gürcistan'ın kuzeyindeki Laz ülkesi) zannetmesi başına iş açacak gibi görünüyor.

Daha önceki yıllara göre nispeten içine kapanmış bir Amerika var ve dünyanın geleceği için sağlam antlaşmaların yapılabilmesi de mümkün.

Şu sıralar, yeteri kadar itibar kazanmış, belini doğrultmuş olan Rusya'nın, çapkınlıktan çok tecavüze yeltenmesi, iyiye alamet değil doğrusu.

Ukrayna, Rus kimliğinin oluştuğu coğrafyadır, hassasiyetini anlayabiliriz.
Gürcistan, arka bahçesidir, bunu da anlayabiliriz.
Fakat, Suriye konusunda hele hele Türkmen bölgelerine yönelik olarak giriştiği katliamı asla anlayamayız kimseye de anlatamayız.
IŞİD'le hesabı olan, Türkmen Dağı'na ava çıkmasın Türkiye üzerinde tayyare uçurup, stres atmasın!
***
Müttefiklerimize(!) gelirsek;

Masanın başındalar ve hem Erdoğan'dan, hem de Esat'tan aynı anda kurtulup Rusya'yı öyle evine göndermek istiyorlar bu çok net…

Bir füzeyle kaç uçak vuracakları belli değil!
Açıkça söylüyorum, Türk Silahlı Kuvvetleri, asla ve asla Suriye'ye girmemelidir girecektiyse daha önce girmeliydi şimdi geç kaldı.
NATO, ortak bir 'kara harekatı' kararı alsa bile, Türkiye, Suriye'deki muhaliflere silah desteğini masaya koymalı ve asıl ihtiyacın bu olduğunu tekrar anlatmalıdır.

Türkiye, Suriye'de örgütler üzerinden süren 'Dünya Savaşı'nı, devletler düzeyine yükselten ülke olmamalıdır!
Eğer Türkiye, Suriye'ye girerse, herkesin çekilip gitmesiyle de oradan çıkamaz!
Hatta sekiz yıl süren İran-Irak savaşının bir benzerini İran'la yaşayabilir!
Şunu da söylemeliyim ki, İran'la savaşa tutuşacak bir Türkiye'ye en az 'üç cephe' açılır ve bu da sonun başlangıcı olur!
***
Anna'nın sevgilisi Vronski ve onun gibiler, Boşnak soykırımında da Balkanlardaydılar.
Ortodoks ümmetinin mensupları olarak göğüslerinde haçları, ellerinde kalaşnikofları olduğu halde, Bosna'nın masum çocuklarını cansız bıraktılar!
Filmin terse sardığı yer, tam da burası işte!
Güya İslam ümmeti adına Ortadoğu'ya salınan psikopatlar ya Müslüman Arap ya Müslüman Kürt, ya da Müslüman Türkmen kanı kaynatmaktalar!
***
Sakin olacağız ve “Suriye'de, sadece Türkmen bölgelerinin garantörlüğünden sorumluyuz” diyeceğiz.
Ya IŞİD?” derlerse,
O' işi de Ruslara bıraktık, Afganistan'a nasıl huzur getirdilerse, Suriye'ye de aynısından isteriz” deyip, hiç gülmeden ve hatta gözümüzü bile kırpmadan 'Okçular Tepesi'nde beklemeye devam edeceğiz…

Yenişafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;