GÜNCEL

Ersoy Dede : Vicdan ve naylon çamaşır ipi

Tarih
12 Ekim 2014
İzlenme
Kişi
Yazar
Ersoy Dede
12 Ekim 2014...
Münevver Karabulut cinayetinin faili Cem Garipoğlu’nun cezaevinde intihar ettiği haberi geldiğinde mikroblog sitelerinde sosyal ağlarda hemen konspirasyon teorileri yükseltilmeye başlandı.. Aslında Cem Garipoğlu’nun intihar etmediği bir şekilde cezaevinden kaçırılarak yeni bir hayata başlamasının sağlanacağı yazıldı çizildi.. Neden? Pek çok neden sayılabilir. Adalet ve yargı sistemine duyulan güvensizlik, paranın her kapıyı açabileceğine duyulan dogmatik inanç, Cem’in insafsız, vicdansız bir manyak katil olduğu fikri gibi gibi.. Bütün bunlar haksız ya da yersiz mi? Asla değil.. Hepsinin bir haklılık payı var. Yaşanmışlıkları var. Somut örnekleri var. Dolayısıyla eldeki bu veriler, Cem Garipoğlu’nun aslında intihar etmediği kaçtığı iddiasında bulunanların ellerini kuvvetlendiriyor. Ama vakıa, sahiden de Garipoğlu intihar etmiş. Saat kaçta hangi şartlarda intihar ettiği falan hepsi belli.. İyi ama neden?.. Neden intihar etti ki şimdi?.. Topu topu 10 senesi daha vardı. 33 yaşında özgür kalacaktı. Ortalama ömrü 70 yıl desen, 40 seneye yakın daha yaşayacaktı. Zaten dil biliyordu, iyi eğitimliydi, ailesi de zengin. Cezaevinden sonra onu bekleyen bir sefalet de yoktu. Yazılanlar kadarıyla Çin’e gidecekti.. Kimse tanımaz etmez orada. Türkiye’de belki sosyeteye girmesi zor olurdu ama bir buçuk milyar nüfusu olan Çin’de kim bilecekti ki geçmişine dair o karanlık detayı?.. Çok ahmakça değil mi intiharı?..

Değil işte.. İntihar bir psikolojik bunalımın sonucu verilmiş karar. Doğru.. Ama belki de dava sürecinde aldığı (kendince) en rasyonel karar.. Kaçması, ifadeler uydurması, bahaneler bulması, saklanması, arka arkaya söylediği yalanlar hepsini koyun üst üste, Cem Garipoğlu açısından verilmiş tek akılcı karar intihar kararıydı.. Neden biliyor musunuz?. Çünkü bazı suçlar vardır ki cezalarının ahirete kalması bu dünya açısından ödüldür. Allah da bunu bilir ve hiçbir cezayla karşılaştırılamayacak kadar büyük olan o cezaya çarptırır insanı; Vicdan azabı.... Bu sözü Cem Garipoğlu Habertürk Gazetesi’ne söylemiş bundan iki yıl evvel; “bana verilen en büyük ceza vicdanım. Bunu ömür boyu yaşayacağım...” Bu duyguyu hafife almayın beyler.. Bazen romanlarda okursunuz, filmlerde izlersiniz gece yarıları kan-ter içinde uyanan, her gece aynı kâbusu gören, kafasını çevirdiği her yerde aynı resmi-aynı yüzü gören adamları... Bunların fiktif birer roman karakteri olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.

Hani hep söylenir ya; ‘herkesin bir hesabı var, Allah’ın da bir hesabı var’ diye.. Allah’ın hesabını bilemeyiz işte. Bazen bir pedofili sanığının, cezaevinde başka suçtan yatmakta olan bir kız babası tarafından şişlenmesi mi?.. Bazen haram yiyerek yaptığı serveti miras olarak bırakabileceği bir çocuk sahibi olamaması mı birinin?.. Ya da gencecik bir kızı hayatının baharında gitar kutusu içinde sonsuzluğa yollayan birinin bir naylon torba bir de naylon çamaşır ipiyle gelen sonu mu?.. Bu dünyada, vicdan azabından daha büyük ceza yok. Ne idam, ne müebbet... Allah vicdanımızda sorgulayacağımız işler yapmamıza mani olsun. Kalın sağlıcakla.
YeniAkit

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;