Sesli Makale

27 Temmuz 2015

Bir yandan sınır dışında teröre karşı operasyonlar devam ederken bir yandan da terör örgütü mensupları memleketi karıştırıyor.. Kendisine, içinde ‘barış’ kelimesi geçen birtakım süslü adlar takıp sokakları savaş alanına çeviriyor. Barışın tesisi için elini, gövdesini taşın altına koymuş bir iradeyi de ‘savaş’ yanlısı olmakla suçluyor.. Dün İstanbul’da yapılması planlanan bir yürüyüş vardı biliyorsunuz. Neyin yürüyüşünü yapacaklardı, kimdi bunlar?.. Bir platform.. Yasal bir zeminleri, dayandıkları bir yer yok. Arkalarına almışlar terör örgütü PKK’yı, yurtiçindeki PKK hedeflerine dönük yapılan operasyonları protesto edeceklermiş.. Geçenlerde Gazi’de protestolarını nasıl yaptıklarını gördük.. Ellerde kaleşnikof, yüzler maskeli.. Lafı gelmişken arz edeyim.. Ben bu noktada, İstanbul Emniylet Müdürümüz Sayın Selami Altınok’a teşekkür ederim. Evet o anda sokaklarda öyle bir işgal hali görüntüsü olsa da ertesi gün evlerinden, ağaçtan armut toplar gibi topladılar bu örgüt üyelerini.. Peki şimdi ne olacak?. Toplayıp yargının eline teslim ettiler. Bundan sonrasıyla savcılar, hakimler ilgilenecek.. 

•

Bakın bu son İstanbul’daki eylemleri engellenen yasadışı yapı ile ilgili, ilgililerin derhal suç duyurusunda bulunması lazımdı.. Başta da Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun.. Yapıldı mı böyle bir suç duyurusu?. Ben göremedim. Ki yapılsa bile ümidim yok.. Neden? Çünkü paralel yapının nerelere kadar sızdığının tespitinin bile yapılabildiğini sanmıyorum. Bakın bireysel başvuru ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar.. Çok açık ortada değil mi?. Bir toplantı ya da gösteri yürüyüşü yapmak için izin ya da bildirim yapılmasına gerek olmadığına dair karar. Şimdi çıktı bir grup bu taraftan izinsiz, bildirimsiz.. Bir grup da karşıdan çıktı izinsiz bildirimsiz.. Karşılaştılar Taksim’in orta yerinde.. Kim verecek ortaya çıkacak olan manzaranın hesabını.. İşte Suruç.. Ellerini kollarını sallaya sallaya gidiyorlar bölgeye.. Kobane’ye geçeceklermiş. Kimsenin haberi yok. Neden?.. Bir yere bir şey bildirmek zorunda değiller çünkü.. 

•

Yeniden dönelim terörize edilmek istenen sokaklara.. Bakın çok açık bir soru var vatandaşın kafasında.. Diyorlar ki, hani bir iç güvenlik yasası geçmişti, ne oldu o yasaya?.. Eğer uygulanacaksa, şimdi değilse ne zaman?. 

•

Bir konu daha.. Son operasyonlarda 600 kişi gözaltına alındı.. Vatandaş şu soruyu sormakta haksız mı: eğer bu 600 kişiyi biliyorduysanız, sokağa çıkmalarına, ortalığı terörize etmelerine nasıl izin verdiniz?.. Biz hep şuna güvendik.. Bizim devletimiz çok büyük devlet, nerede terörist var, nerede vatan haini var, bilir ve gereğini yapar.. Dolayısıyla bugün de bunu bekliyoruz.. Ama gerek emniyet teşkilatı içinde gerek jandarma teşkilatında gerekse yargıda, hâlâ daha paralel yapının temizlenmediğini de çok açık görüyoruz. Bu sakat yapıyla nereye kadar yol kat edebilirsiniz ki?. 

•

Söylenen şu, teröristler bir şekilde toplanıyor, yargısal süreç şu veya bu şekilde başlıyor.. Ama sonra ne oluyorsa gözaltına alınanlar serbest kalıyor haklarında yapılan suç duyuruları takipsizlikle sonuçlanıyor, mahkemeye dönüşürse davaları düşüyor.. Hoppala.. Ne oluyor arkadaş?.. Devletin tüm organları organizeli bir şekilde üzerine düşeni yapmazsa bu mekanizma yürümez ki.. Yasama gereğini yapmış, yasasını çıkarmış.. Yürütme gereğini yapmış.. Peki yargı?.. İç güvenlik yasasının, bugün kararlı bir şekilde uygulanabiliyor olması lazım.. O yasa bugünler için lazımdı.. Kalın sağlıcakla.

YeniAkit