SİYASET

Ergün Diler : Kapandaki kaplan!

Tarih
14 Kasım 2014
İzlenme
Kişi
Yazar
Ergün Diler

14 Kasım 2014...
Agatha Mary Clarissa Miller Christie Mollowan... Ünlü İngiliz yazardır! Popüler edebiyatın kraliçesidir! Çok bilinen Hercule Poirot tipini var etmiştir!
Mary Westmacott takma adıyla aşk romanları da yazdı... Ancak ününü 80 dedektif romanına ve West End tiyatrolarındaki oyunlarına borçludur! Babası Frederick Alvah Miller'di!
Agatha küçük yaştayken babasız kaldı. Annesi tarafından evde eğitilen küçük kız, yalnız bir çocukluk geçirdi. Küçük yaşta öyküler yazmaya başladı.
16 yaşında, şan öğrenimi görmek üzere PARİS'e gönderildi! Çok uzun sürmedi bu! Ancak kader daha sonra onu yine Fransa'ya gönderdi!
1914'te Albay Archibald Christie adlı bir albay pilot ile evlendi.
Fransa'dayken vakit geçirmek üzere okuduğu dedektif öykülerinin daha iyilerini yazabileceğini düşündü! İlk polis romanı olan The Mysterous Affair at Styles'ı (Styles'daki Esrarengiz Olay) yazdı. Kitap çeşitli yayınevinlerince geri çevrildikten sonra 1920'de Bodley Head Yayınevi tarafından kabul edildi. Bu roman, Agatha Christie'nin ilk Hercule Poriot romanıydı!
Ölmeden önce BRİTANYA BÜYÜK KADIN KOMUTANLIĞI ünvanını alan Christie çok özel biriydi! Christie'nin kitaplarının yanı sıra oyunları da çok bilinirdi! En çok bilinen ve aralıksız 1951'den beri sahneden inmeyen oyunu FARE KAPANI'ydı!
Molly ve Giles Davis yeni evlenmiş bir çifttir! Davis'ler, Monkswell Köşkü'nü pansiyona çevirmeye karar vermişlerdir.
Bu onların ilk pansiyon işletmeciliği olacaktır. Victoria devrinden kalma olan köşk, içindeki eşyaları ile bir pansiyon için son derece uygundur.
Üstelik yeni çiftin paraya da şiddetle ihtiyacı vardır. Ancak olaylar düşündükleri gibi gelişmez... Kar yağışının şehri esir aldığı günlerde yollar kapanır! Hayat durur! Açılan pansiyonda yola çıkamadığı için kalmak zorunda olan Christopher Wren, Bayan Boyle, Binbaşı Metcalf, Paravicini, Trotter, Müfettiş Parminter'ın yanı sıra genç bir katil de konaklamaktadır!
Katilin bir önceki cinayette bıraktığı defter kendisinin burada olduğuna işaret etmektedir!
Gösterişli Victoria salonu, gürül gürül yanan şömine, yüksek arkalıklı koltuklar, üst kata çıkan geniş merdivenler, eski tip lambalı radyo, piyano ve pencere açıldığında yağan karların görüntüsü eşliğinde Köşk'te can pazarı yaşanmaktadır! İçlerinde biri katildir! Ve misafirler bunu ortaya çıkarmak için çalışmaktadır! Köşk'ün sakinleri mesafe aldıklarını düşündükleri anda bir cinayet daha işlenir! Herkes şoktadır! Herkes katilin peşindedir! Ama kimdir?
1951'den beri neredeyse haftanın 6 günü sahnelenen oyunda salonu dolduranlar cinayetin kimin tarafından nasıl işlendiğini görür! Ancak oyun her defasında kapalı gişe oynar! Sonuçta bir Köşk'te işlenen cinayet vardır! Yani sonunda varacağınız nokta katili bilmektir!
63 yıldır binlerce insan oyunu kendi salonlarında izleyip çıkmıştır! Londra'ya gelenlerin de olmazsa olmazlarındandır!
Çok bilinen, çok tanınan oyununun SİHRİ başkadır!
Katilin belli olduğu sahneden sonra ışıklar yanar ve bütün oyuncular elele vererek seyircileri selamlar!
Selamlama anında oyunculardan biri ya da hepsi "Ne olur KATİLİN kim olduğunu kimseye söylemeyin! Bu bizim sihrimiz!" derler! Bir tiyatro oyunu 63 yıldır sahnelenir ve kimse de çıkıp "Ha o oyun mu sonunda katil ....'dir!" demez! Bu sırra bütün İngilizler uyar! Düşünsenize, bir isim söylemeniz bütün oyunu çöpe atacakken kimse çıkıp tek söz etmez ve 63 yıldır aynı oyun aynı şekilde sonlanır!
İngiliz istihbaratıyla ilişkili olduğu çok yazılan Christie'ye, yani BÜYÜK KOMUTAN'a saygı gerçekten büyüktür!
Kendi değerlerine sahip çıkarlar! Biz saraylarımızdaki TABLOLARI çalıp satar ve paraya dönüştürürüz! Parayı çok sevdiğimiz için de en zenginlerimiz bu ahlaksızlığı yapar! Yüzümüz kızarmaz!
Adamlar bir tiyatro eserine bile dört elle sarılırken, bizler kendimizi içeriden vurmak için can atarız! Saray'a takarız! Meydana çıkarız! Kamu düzenini alt üst ederiz!
Devlete küfür eder, asker-polise kurşun sıkarız! Hiç olmadı taşla karşılık veririz!
Hiçbir hizmeti beğenmez, aramızda bölünmek için çırpınırız!
Orada BÜYÜK KADIN KOMUTAN'a ayıp olmasın diye KATİL'e sahip çıkılırken, biz de ise ne dine, ne tarihe, ne geleneğe, ne hedefe kimse bakmaz! Onlar bir oyunun finalinde bile birlik olmayı başarırken, bizler geleceğimiz için bir araya gelemeyiz! Her konuda ayrışır ve çatışırız!
Ne tarihimizi anlamayı, ne de doğru olanları gençlere aktarmayı başarabiliriz!
Bu nedenle de 100 yıl önce bize kurulan FARE KAPANI'nı bir türlü bilmeyiz!
Kapanın içinde kavga edip dururken, kapanı kuran AGATHAGİLLER ise bize Londra'dan, Tel Aviv'den ve New York'tan bakıp bakıp gülmekteydi!
Parayı da siyaseti de onlar yönetmekte, kiminle dost kiminle düşman olacağımıza da onlar karar vermekteydi!
Büyük yalanlara SIR gibi sahip çıkarken, büyük doğruları pas geçmekteydik!
İsrail'i kuran ve yaşatma azminde olan Londra'ydı! Son iki yıldır başımıza bela üstüne bela açanlar da bunlardı! Ankara, Müslümanlar'ın ABİ'si olma yoluna girdikçe, o yola mayın döşeyenler de bunlardı!
Aslında kavga buydu! Katoliklerin, Ortodokslar'ın ve Protestanlar'ın öyle ya da böyle birer merkezi vardı!
Londra, liselerde bile kiliseyi zorunlu tutarken, İstanbul'un İslam'ın merkezi olmasına şiddetle karşı çıkıyordu!
Yahudiler de bizim unisex olmamızı istiyordu! "Hem bizi, hem Ortadoğu'yu yönetsinler!" diye!
İşin kötü tarafı içeride bunu çok kişi görmüyordu!
CEP TELEFONUNDAN bile muhalefet çıkaran zekamız, sıra FARE KAPANI'na geldi mi bir parça peynire fit oluyordu! GARİP!
Takvim

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;