SİYASET

Ergün Diler : İşte asıl cemaat

Tarih
16 Ağustos 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Ergün Diler
İçinden geçtiğimiz günler ileride TARİH sayfalarında çok önemli yer tutacaktı. Şimdi anlamadığımız pek çok şeyi çocuklarımız okuyacaktı.
Tabii kaybetmez ve saldıranlar galip gelmezse... Bu nedenle kesinlikle ve kesinlikle omuz omuza olmalıyız...
Neyse... 15 Temmuz gerçeğini uzun bir süre öğrenemeyeceğiz. Perde arkasında nelerin yaşandığına uzak kalacağız. Bu işler böyledir. Ama garip olan, 1 NUMARASI OLMAYAN DARBE GİRİŞİMİNİN TÜRKİYE'de yaşanmasıdır.
Bizim aklımızla alay ettikleri ortada...
Gerçekleri ileride öğrenecek olsak da bilmediğimiz, üzerinde durmadığımız ve kimselerin konuşmak istemediği çok önemli bir ayrıntı var. Birkaç gün yazdım.
KESTANE PAZARI...
Buraya geleceğim ama önce eskilere gidelim.
Tahta geçen II. Mahmud 17 yıldır YENİÇERİ OCAĞI'nın kaldırılmasını istiyordu. Devlet içinde devlet olmuşlardı.
PARALEL gibiydiler. Her taşın altından YENİÇERİ çıkıyordu. Daha fazla beklemenin bir faydası olmayacağını düşündü. EŞKİNCİ OCAĞI isimli yeni bir askeri sınıf kurdu. Tabii bu bardağı taşıran son damla oldu. Avrupa tarzı üniforma giydirilen yeni ordu eğitimlere başladı. Kısa bir süre sonra da YENİÇERİLER ayaklandı. Tam 3 gün sonra... Etmeydanı bunlarla doldu. Gösteriler iyice arttı. Yeniçeriler çoğaldıkça çoğaldı. Bunun üzerine Sultan II. Mahmud (Cumhuriyet'in temelini atan Sultan) DEVLETİ topladı. Artık yapılacak tek şey vardı!
YENİÇERİLERLE SAVAŞMAK...
Sultan'ın emriyle SANCAK-I ŞERİF çıkartıldı. Halk Yeniçeri'ye karşı savaşmaya davet edildi. Yeniçeri Ocağı dışındaki bütün askerler Sultan'a bağlılık yemini etti. Sonra da düğmeye basıldı.
Yeniçeri Ocağı top ateşine tutuldu. Kışlalar kan gölüne döndü. 6000 Yeniçeri öldürüldü, 20 bin isyancı tutuklandı! Bu operasyonla YENİÇERİLER ortadan kaldırıldı. Tarihte bu olaya "VAKA-İ HAYRİYE" yani HAYIRLI OLAY ismi verildi. Yerine ise Asakir-i Mansure-i Muhammediyye yani Muhammed'in Zafer Kazanmış Orduları isimli ocak kuruldu... Bu işlemin hemen arkasından BEKTAŞİ ocakları hedef seçildi. Burada da çok konuşulmayan bir olay vardı.
Belki de HAYIRLI OLAY denilen tam da burasıydı. Tabii ki bizim tarih bunları yazmayacağı için bilmiyorduk. Oysa 15 Temmuz'da karşımıza dikilen tehlike ile VAKA-İ HAYRİYE aynı kalıbın içinden çıkmıştı! Atladığımız buydu!
Birkaç gündür yazdım. İsimlere girmeden! Kestanepazarı bilerek, özenle seçilmiş bir noktaydı. İBRANİLER'in merkezlerindendi. Cemaat bu nedenle orada kümelendi, tohumu atıldı ve oradan çıkıp büyüdü. Herkes bu YAPI ile mücadele ediyor ama kimse kimsenin ne olduğunu bilmiyor! KAPANİLER, KARAKAŞLAR ve YAKUBİLER bu işin içinde. Bunları yazmak çok hoşuma gitmiyor. Pek mutlu değilim.
Elbette bütün bir inanç grubunu işaret etmiyorum. Elbette bütün bu kolları temsil eden insanlar karşımızda değil.
Elbette hepsi DARBECİ değil... Ama bazıları işin tam merkezinde... 1826'da da 15 Temmuz 2016'da da...
Cemaate girip çıkmış kimseler hiç bu konulara değinmiyor. Herkes gerçeği saklıyor. Sorduğunuz zaman eminim "Hiç bilgim yok" cevabı alacaksınız!
Bu gücü en iyi Sultan II. MAHMUD biliyordu. Bu ocaklardaki sızıntıyı ve Yeniçeriler'i kimlerin yönettiğini fark ettiği için buraları TOPA tuttu! "HAYIRLI OLAY" buradan geliyordu. İBRANİLER'in gizlenerek devleti ele geçirmelerinin önü kesilmişti.
HAYIRLI olan buydu! Biliyorum kimse bu konulara girmez. Bilenler de kaçacaktır. Ama 1826'da yaşanılanı biz 200 yıl sonra yine yaşadık... Şaka gibi değil mi! Eğer şimdi 200 yıl sonra bu adamların etkili isimlerine ve yaptıklarına girersek kitap yazmak gerekecek.
Devam...
Ergenekon-Balyoz gibi davalarda TARAF gazetesini gördük. İnandıkları gazeteciliği yapmışlardır. Olabilir.
Ama bir dönem dikkatimi çeken bir ilişki vardı! Bir büyük özel bankanın tepesindeki isim buraya para veriyordu.
Annesi belli ki İBRANİ'ydi. Ama şehirli görünen çok kişi PARALEL YAPI'nın içinde, yanında ve arkasındaydı.
Mesela ALTEMUR KILIÇ bunlara söz söyletmezdi. Garip değil mi?
Altemur Kılıç, 500. Yıl Vakfı kurucusu... İstiklal Mahkemesi Başkanı Kılıç Ali'nin oğlu, GS'li Gündüz Kılıç'ın kardeşi. Çeşitli yerlerde kalem oynatsa da "Gözlem" isimli Türkiyeli Yahudilerin gazetesinde de İngilizce köşe yazıyordu. Kendisi Rothmans'ın Türkiye temsilcisiydi. Rothmans "Şark tipi tütün ekiminden vazgeçin" diye şart koşan şirketti.
Peki basına gelin!
Cumhuriyet'e, Hürriyet'e bakın! Kim kurucuları! İBRANİ! Suç mu bu? Değil elbette. Ama bilmiyoruz. Bilmeden gidiyoruz. Medyaya bakın! Belli ailelere mercek tutun. Hep aynı isimlere ulaşırsınız. Siyasete girersek çıkamayız.
Kimler bunlardan değil ki! Bakın yanlış anlamayın! OLMALARINDAN hiç şikayetim yok. GİZLENMELERİNDEN rahatsızım! Yoksa herkesin özgürce kardeşçe yaşaması bu ülkenin hakkı!
Ama birileri kendilerini 50 yıl saklayabiliyor.
AKINCI ÜSSÜ'nde Adil Öksüz isimli imam yakalandı. Hocası kim?
Suat Yıldırım... Ne yaptı bunlar?
Bilmiyorsunuz tabii... TEVRAT ve KUR'AN-I KERİM arasındaki yakınlığı örgütledi. Bakın çalışmalarına ve eserlerine... Konu hep bu!
Bizim meslekte öne çıkanlara bakın! Siyasete iyice bakın! İsim yazmak istemiyorum ama inanılmaz bir BAĞLARI vardır. 15 Temmuz'da alınan gazetecilere (Gazeteciler işin dışında tutulmalı) fokuslanın! İçlerinde YAKUBİ aile bağları olanlar var.
Elbette bu suç değil. Elbette gazeteciler hapse atılmamalı. Ama yaşantıları ile PARALEL'in uyuşması mümkün olmayanlar nasıl bu işin arkasında oluyordu. Merak ettiğim bu!
Sadece büyük şehirlerde mi bu ilişkiler? Hayır!
Anadolu'da da var. Öyle isimler, öyle aileler var ki DUYSANIZ şaşıp kalırsınız. Ama hepsi bizim bilmediğimiz gizli cemaatin üyesi... Asker de, siyasetçi de, işadamı da... Ne ararsan var... Münevver Ayaşlı'dan Altemur Kılıç'a kadar geniş bir yelpazenin içindeyiz! Biz yanımızdakilerin kim olduğunu bilmiyoruz. İSLAMİ BİR CEMAATLE BU İNSANLARIN NE İLGİSİ OLUR! Ama var.
Yaşayanları sayamıyorum. Gerek de yok. Amacım kimseyi kırmak incitmek değil, MODELİ anlatmak... GEZİ'deki işadamı ile bugün içeri alınan gazeteci akrabaysa bu sorular pek doğal olarak gelir. Dünyanın her yerinde gelir!
Unutmayalım ki MASONLAR ve içindeki yapılanmada da ne kadar SABETAYİST olduğunu bilmiyoruz.
Ve aralarındaki bağdan haberimiz yok.
Daha önemlisi İBRANİ ÇOCUKLARI İÇİN HAZIRLANAN KUR'AN-I KERİM KURSLARINA kimlerin gittiğini bilmiyoruz... IŞIK isimli liseler, IŞIK isimli evler hep etrafımızda...
IŞIK sevdasının nereden geldiğini de bilmiyoruz. Ama ortada öyle bir IŞIK var ki herkes bunun etrafında toplanmış durumda. Sadece Müslüman Türkler bunu bilmiyor!
Dün Hürriyet'te ABD eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey çok önemli bir cümle kullandı. "...ancak demokratik bir sistemi yıkıp yerine gizli bir teşkilatı iktidara getirmeyi amaçladıkları açık..." Üzerinde kimse durmadı! Herkes GÜLENCİLER'i kastettiğini zannetti!
Oysa Jeffrey bambaşka bir şey söylüyordu! "Eğer 15 TEMMUZ başarılı olsaydı İLLÜMİNATİ İKTİDARA GELECEKTİ" diyor...
Karşımızda kendi halinde bir vaiz ve ona inananlar yok... Kestanepazarı, Boğaz, Londra, Tel Aviv ve New York eksenine hakim olan bir DÜŞMANLA savaşıyoruz... Nasıl II. Mahmud zamanında içeriden geldilerse yine içeriden gelecekler...
Şunu unutmayalım!
Ayrılırsak biteriz! Sakın ha!

NOT: Ders alınsaydı hiç; eder miydi tarih tekerrür! Bir de koca koca paşaların "Hiçbir şey görmedik" sözlerine bakın! Herkes işin içinde değilse bile herkes göz yumuyor! YUMMUŞ!


Takvim
16 Ağustos 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;