Sesli Makale

Ne onlar saklanıyor, ne biz söylemekten kaçınıyoruz!
Basit bir örnekle başlayalım...
Continental, 1871'de bir plastik malzeme üreticisi olarak kuruldu.
Dünyanın dördüncü araç lastiği tedarikçisi oldu.
2008'de Schaeffler Group tarafından satın alındı. Schaeffler ise 1946'da Georg ile Wilhelm Schaeffler kardeşler tarafından kuruldu. Şirket şu an Georg Schaeffler'in serveti 30 milyar doları bulan oğlu Georg F.W. tarafından yönetiliyor.
Şirketin diğer ortağı ise dünyanın 30. zengini olan patron Georg'un annesi Maria Elisabeth. Şirketin patronu Georg F.W.
Schaeffler İsviçre'de ekonomi okuduktan sonra Duke Üniversitesi'nde yüksek lisans yaptı. Dallas'ta ise uluslararası iş hukuku alanında çalıştı.
Aynı zamanda Alman Hava Kuvvetleri'nde subaylığa yükseldi. Anne ve oğulun toplam servetinin ise 50 milyar doları geçtiği biliniyor. Schaeffler Group'un yüzde 20 ortağı olan anne Maria-Elisabeth Schaeffler aynı zamanda Deloitte Almanya, Deutsche Bank-Avrupa'nın danışma kurulu üyesi; Bayerische Landesbank (Banka) ve Nürnberger Lebensversicherung AG (sigorta şirketi) isimli şirketlerde denetleme kurulu üyesi olarak görev yapıyor. İŞTE BU ŞİRKET yani CONTINENTAL DÜNYADAKİ FAALİYET GÖSTERDİKLERİ ÜLKELERİ AÇIKLADI. HARİTA ÜZERİND EN! AMA HARİTADA TÜRKİYE YOK! NE İSMİ NE CİSMİ VAR!
Pentagon'un yayınladığı haritaların bir benzeri diye düşünebilirsiniz! İLGİNÇ GELDİ PAYLAŞAYIM İSTEDİM...
Niyet bu!
Devam...
Washington'ın Suriye planları, Türkiye'deki darbe girişiminden sonra değişti.
Darbe girişiminden önce başlayan Washington-Ankara gerilimi, Türk ordusu içindeki Pentagon'a bağlı generaller nedeniyle Suriye politikasında çatışma hali yoktu. Türkiye'nin Irak'ta veya Suriye'de bir askeri operasyon ihtimali de son derece zayıftı. Çünkü Pentagon'a bağlı Türk generaller, bu operasyonlara izin vermiyordu.
Bilmediğimiz çok şey vardı!
Buna rağmen Türk Ordusu bir operasyon yapsaydı, büyük kayıplar verirdi. Bu grupların etkisi nedeniyle OPERASYON yapamadık! Risk alamadık! Ancak ilerleyen süreç Türkiye'nin Suriye'de operasyon yapmasını zorunlu hale getirecekti.
Biliyorlardı! O nedenle askeri darbe girişimi, 2016 sonundan önceye çekildi.
Yani 15 Temmuz darbe girişimi, en az 5 ay öne çekildi. Planı yapanlar hedefledikleri sonuca ulaşamadı ve onlar için KABUS başladı!
Türk Ordusu büyük bir tasfiye operasyonu başlattı. Pentagon'la ortak çalışmaya katılan belki tüm komutanlar tasfiye edildi. Önemli pozisyonda görevli olan ama Pentagon'la ortak çalışma yapan birkaç general dışında hepsi gönderildi. Washington merkezli bir darbe planı, Pentagon'a darbe ile sonuçlandı. Bu ihtimal Pentagon binasında hiç beklenmiyordu. Tüm çalışmalarda bu ihtimal ön görülmüyordu. Türk Ordusu'nun DARBE GİRİŞİMİNDEN yaklaşık 1 ay sonra Fırat Kalkanı operasyonunu yapması Suriye'de bekleyen değil, hareket eden güç olduğunu gösterdi.
Bu bizden beklenen en son şeydi!
Bizi tanımıyorlardı!
Ordu içinde büyük sıkıntıların yaşanmasına rağmen başlatılan bu operasyonlar başarılı şekilde sonuçlandı.
Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye açıklamaları da o derece sertleşmeye başladı. Ancak bölgede geriye giden bir Amerika Birleşik Devletleri vardı... Sadece PENTAGON ve istihbarat ile yürümek zorunda kalıyorlardı!
Türkiye de gerilimde geri adım atmadı haklı olarak. Bu Washington'u kayıtsız şartsız YPG'ye yöneltti! YPG'nin öne çıkartılması, güçlendirilmesi ve teknolojik bakımdan üst seviyeye çıkartılması Beyaz Saray'ın değil CIA ve Pentagon'un kararıydı.
Öyle de oldu.
Obama döneminde atılan adımlar, Trump'ın gelmesiyle sürdü. Hatta Nisan 2017'de Esad rejiminin kimyasal silah kullanmasıyla ABD'nin ilk önemli saldırısı yaşandı. Pentagon, Esad'ı Nisan ayının sonuna kadar bitirmeyi düşünüyordu. Bu plan dahilinde YPG'nin hazır olmaması, planın durdurulmasına neden oldu.
Çünkü o günlerde ABD, Esad'ı bitirseydi bölgenin en güçlü ülkeleri Rusya ve Türkiye olacaktı. İran bile oyun dışı kalacaktı ki, Pentagon oyun değiştirdi.
Sınırlı saldırı ile operasyonu bitirdi. Hatta vurulan rejim uçaklarının tamamı, zaten kullanılmıyordu.
Bilgisayar oyunu gibi bir saldırıydı.
Amerikan medyası bu saldırıyı çok güçlü gibi göstermeye çalışsa da, kamuoyundan hiçbir destek gelmemişti. Birkaç gün içinde de saldırı sonlandırıldı.
Uzatılmadı!
ABD, bölgede YPG ile yürümenin çok güçlü getirileri olmayacağını gördü.
YPG'nin yanı sıra Suudi Arabistan'ı, Mısır'ı, BAE'yi, Bahreyn'i ve sarsılmaz müttefiki İsrail'i yanına aldı.
O günlerde yeni bir ortak daha vardı. Daha doğrusu Washington'daki kadar etkin oldukları tek başkent Berlin'i de Suriye'ye göndermeye karar verdiler.
İki başkent bu konuda ellerini birleştiriyordu! Pentagon'un emri ile Berlin'in elit birliklerine ait timler Suriye'ye geçti. Hiçbiri kendi üniformasıyla değil!
YPG'nin yanında planlayıcı rolüne soyundu. Tam rakam bilinmemesine rağmen 700'ün üzerinde ÖZEL BİRLİK ASKERİ, YPG'de savaşıyor. Şu ana kadar sadece 4 kayıp verdiler.
Türkiye'deki en önemli Amerikan üssü İncirlik'in çok güçlü denetlenmesi nedeniyle Almanya'nın BAE'deki askeri üssünden YPG'ye Amerikan silahları gönderildi. BAE'deki Amerikan üsleri Port of Jebel Ali ve Fujairah Naval da, Almanya'nın üssü ile ortak çalışmalar yapıyor. ABD, Suriye'de Suudi Arabistan- Mısır-BAE-Bahreyn-İsrail-Almanya ve YPG ile ittifak kurmuş durumda! İŞTE BU İTTİFAK IN KARŞISINDA EN KARARLI EN DİK ve EN GÜÇLÜ olan sadece bir ülke var!
TÜRKİYE...
Bir de bölgede hiç kaybetmeyen İNGİLTERE var! Tam olarak ne yaptıkları konusunda net bilgiler yok!
Ama ABD'nin kurduğu ittifaktan rahatsız oldukları kesin...
Washington onların ne yapacağını anlamaya çalışmakta. Ama sonuç alabilmiş değiller! Washington da biliyor ki İNGİLTERE ve TÜRKİYE bölgenin kaybedeni olmaz! Ama yine de şanslarını sonuna kadar zorluyorlar! Özellikle Türkiye'nin attığı adımların önemini bilen ve İngilizler'in gizli hazırlıklarından haberdar olan AKILLI isimler Winston Churchill'in sözünü hatırlatıyor:
"Amerikalılar her zaman doğru olanı yapacaktır, tüm diğer seçenekleri tükettikten sonra..." Biz bu kadar etkili ve güçlü olmasak bu ittifaklara gerek var mıydı?
Biz bunu bilerek yürüyoruz ve yürüyeceğiz... Kendi göbeğimizi kendimiz kesmek zorundayız....

Takvim
10 Şubat 2018