Sesli Makale

Erdoğan konuşmasın” Bu öneriyi en çok gezi olaylarında duymaya başlamıştık. Erdoğan sussun deniliyordu, diyemeyenler “keşke yumuşak olsa” diyorlar, hiçbir şey diyemeyenler de sadece sessiz kalıyorlardı. Netice, Erdoğan tek başına haykırıyor bir şeyleri fark ettirmeye çalışıyordu. Aradan bir zaman geçti ve anladık ki; Erdoğan sussaymış bizi yakacaklarmış. Ağaçları seven cici çocuklar değilmiş mesele üstelik zaten Erdoğan’da onlara konuşmuyormuş. Bunlar anlaşılınca Erdoğan sussun artık diyenler sustular.
Yumuşasın diyenler bağırmaya başladılar ve susanlar da konuşmaya başladılar.

2005'te Diyarbakır’da “Kürt sorunu benim de sorunum” dediğinde keşke demeseydin diyenler vardı. İyi niyetliydiler fakat ben o konuşmadan sonra bir dert olduğunu fark etmiştim. Suriye meselesinde de keşke öyle demeseydin diyenler vardı. Mursi için de “öyle konuşmasaydın keşke” diyorlardı. Bunların hepsi iyi niyetliydi. Niyeyse hesap edemedikleri şey şuydu; sadece Türkiye değil neredeyse bütün dünya sizin sert bulduğunuz Erdoğan konuşmaları sayesinde bu dertleri fark ediyordu.

Sıra 1128 akademisyen konusunda şu sıralar. “Erdoğan çok sert konuşuyor, yarın unutulacak adamları kahraman yaptı” diyorlar. Yine bir hesap hatası var. PKK’yı bitiremememizin asıl sebebi o 1128 akademisyeni unutuyor olmamız olduğunu anladık Erdoğan konuşunca. Konuşmasaydı, dikkatimizi oraya çekmeseydi PKK meselesini hâlâ sokak aralarındaki militanlar olarak okuyacaktık. Erdoğan konuştu, teröristle terörizmi ayırarak tartışmaya başladık. Erdoğan konuştu 1908 de başlamış kadim bir cepheye yöneldik.

Erdoğan konuştu, Elif evinde uyurken roketle onu parçalayan adamların teorilerini konuşmaya başladık.

Erdoğan konuşmasın. Kabul, konuşmasın. Ama siz konuşacağınıza garanti vereceksiniz önce, sonra Erdoğan kadar gerçek ve dönüştürücü olacağınızı vaat edeceksiniz üstelik başta İslami ve tarihi bağlarımıza uygun bir konuşma yapacaksınız. Eğer bunları garanti ediyorsanız boşuna konuşmayın o zaman bir daha ki seçimlerde Cumhurbaşkanlığına aday olun. Çünkü ben konuşan bir Cumhurbaşkanına konuşsun diye oy verdim. Konuşmayan ve hiçbir anlamı olmayan dengeleri gözetecek birini meclis zaten yıllardır kendi kendine oturtabiliyordu oraya. Eğer öyle biri lazımsa benim oyuma ihtiyacınız yok. Anlaşın sonra mecliste atayın birisini olsun bitsin.

Bütün ümmet için yüksek sesle konuşan elimizdeki tek kişiden uzak durmanızı rica ediyorum. İyi niyetinizden şüpheli değilim. Erdoğan 1998 yılında Siirt’te şiir okuduğunda keşke okumasaydın diyenler ve 2011 yılında mecliste okurken sevinenler kadar iyi niyetlisiniz. Haklı ve hakkaniyetli olabilirsiniz kalpten kabul ediyorum lakin bireysel çerçevenizi Türkiye’ye dayattığınızda mesele ümmetin son kalesi büyük Türkiye politikası olmuyor sizin kişisel görüşünüz oluyor. Ben Erdoğan’ı büyük Türkiye’nin sesi olsun diye seçtim ama bu sese sürekli “sus artık” diyorsanız yerine sizin ne konuşacağınızı duysaydım keşke. Çünkü siz sustuğunuz için ben tahmin etmek zorunda kalıyorum ve tahminlerim hiç iç açıcı değil.

Diriliş Postası
19 Ocak 2016