Sesli Makale

Şu soruya bakın; Ahmet Hakan televizyonda emekli korgeneral Erdoğan Karakuş’a soruyor:

-17 saniye ihlal yapılmışsa ne olmuş? Çok mu önemli yani? Bir uçağı vurmak için gerekçe olabilir mi?
Olacak şey değil, ama oldu. Evet, Ahmet Hakan bu soruyu sordu. Bir televizyon programcısından çok Putin’in sözcüsü ya da Rusya’nın avukatı gibi davranabildi. İçinde girdiği muhalefet psikolojisi benliğini o derece sarmış ki, maalesef Ahmet Hakan’a bunu bile yaptırabildi!
“Ne olmuş?” diyor…
Bilmiyor ve unutmuş olamaz. 22 Haziran 2012’de Doğu Akdeniz üzerinde bir Türk savaş uçağı düşürülmüştü. Sebebi de “sınır ihlali” idi. O uçağın Tartus’taki Rus üssünden gönderilen füzeyle vurulduğu iddiaları ortaya atıldı. Ancak, Ruslar direkt olarak vurmamış olsa bile o uçağımız Rus hava savunma sistemleri kullanılarak düşürüldü.
Şimdi anladın mı Ahmet Hakan, o zaman ne olmuşsa şimdi de o oldu!

Haberin var mı Ahmet Hakan, ondan sonra ne oldu?..
Türkiye angajman kurallarını değiştirdi ve bunu da bütün dünyaya ilan etti. Sonra da 24 Haziran ve 12 Kasım 2012’de, 16 Eylül 2013’te, 23 Mart 2013 ile 18 Mayıs ve 16 Ekim 2015’te Birleşmiş Milletler’e mektuplar yazdı. Yetmedi, aynı tarihlerde Ruslara da “angajman kurallarının değiştiğini” bildirdi.
Bu arada, 16 Ekim 2013’te sınırda bir Suriye helikopterini düşürdük. 16 Ekim 2015’te de sınır ihlali yapan Rus yapımı bir insansız hava aracını vurduk.
Haklıydık, egemen bir ülke ne yapması gerekiyorsa onu yaptık. Kimseden de ses çıkmadı, hatta destek buldu.
Son olayın ardından yine aynısı oldu. Rusya hariç herkesten destek geldi. Farkında mısın bilmem ama bir tek Rusya ve Katil Esad ile sen ve senin gibiler hop oturup hop kalkıyor.

Bak bunları da bilmende fayda var…
Rusların yaptığı yeni değil. Daha önce de defalarca Türk Hava Sahası’nı ihlal etti. Bunun üzerine geçtiğimiz Ekim Ayı’nda Ankara’ya gelen bir Rus askeri heyetine, “Yapmayın güzel kardeşim” dedik:
-Angajman kurallarımızı size de bildirdik. Yapmayın, tatsız olanlar yaşanır.
Yetmedi, “Kimlik tanıtım sistemlerinizi açın. Bilelim İran mı, Suriye mi, yoksa Rus uçağı mı olduğunuzu” dedik.
Daha ileri gittik, aramızda “mavi hat” kurduk, “güzel kardeşim” diye yaklaştık onlara:
-Operasyon yapacaksanız ve sınır ihlali ihtimali varsa bize bildirim. Bilelim ki tatsızlık olmasın.
Dinlemediler, bir kulaklarından girip öbür kulaklarından çıktı. Son olayda da defalarca uyardık. Rus pilotlar, kimliklerini bildirmeye bile tenezzül etmediler.
Bunun üzerine olması gereken oldu, Ahmet Hakan. Çünkü Türkiye semaları yolgeçen hanı değil!

Bilmiyorsan öğren Ahmet Hakan, o uçaklar bomba yüklüydü. Uyarılara rağmen üzerimize üzerimize geldi.
Rus değil, Suriye ya da başka bir ülkenin uçağı da olabilirdi. Mülteci kamplarına ya da bir yerleşim yerimize bomba yağdırabilirdi. Hatta teknik bir arıza sonucu Türkiye’ye düşebilirdi.
Farkında mısın, Türk Silahlı Kuvvetleri sınırlarını ve vatandaşlarını korumak için var Ahmet Hakan!
O uçak, bizim sınırlarımız içinde bir operasyon düzenleseydi, yine “ne olmuş” mu diyecektin?
Senin için önemli olmayabilir ama olayın bir de milli menfaatlerimizi ilgilendiren insani boyutu bulunuyor. Rusya, hemen sınırımızda bir katliam yapıyor. Büyük bölümü bizim kardeşimiz olan masum insanları vuruyor. İnsani yardım konvoylarına bile saldırıyor. Bir vahşet sergiliyor. Türkiye’deki 2,5 milyon mülteci yetmezmiş gibi yenilerini sürüyor.
1 Aralık’ta başlayacak görüşmeler öncesi, Türkiye aleyhine ve Suriye’deki kanlı rejim lehine fiili durum oluşturmaya çalışıyor.

Sen kalkmış, hâlâ “ne olmuş” diyorsun!
Bunları bilmen lazım senin Ahmet Hakan. Bilmiyorsan yazık sana. Biliyor ve buna rağmen “ne olmuş” diye soruyorsan, açık söyle sen kimin ve neyin savunucususun ve amacın ne?

Akşam
27 Kasım 2015