Sesli Makale

Cumhuriyet muhabiri Ayşe Yıldırım, Kandil'de PKK lideri Cemil Bayık'la görüşmüş ve röportajının sonuna şu notu iliştirmişti: “Kandil'de doğaya saygı önemli. Dağ taş demiyorlar, sigara izmaritlerini bile yerlere atmıyorlar.” Kimdi bu sigara izmaritini yere atmayıp ama uykusunda ensesinden polis vuran hatta üzerine yerleştirdiği mühimmatla kendini canlı bomba yapıp patlatanlar?

Tüm toplumsal dinamiklerin özellikle terör örgütlerin en büyük gücü çocuklar ve genç nesildir. PKK/KCK terör örgütüne katılım en çok 15-21 yaş arasında başlıyor. Tabii bunun yanında 15 yaş altı çocukların da örgüte katıldıkları ve hatta silah talimi yaptığı terör örgütünün internet sayfalarındaki eli silahlı çocuk resimleriyle görülebiliyor. Çocukların örgüte katılması kendi hür iradeleri dışında da gerçekleşiyor. Son iki yıldır Doğu ve Güneydoğu illerinde kaçırılan binlerce çocuğun terör örgütünün elinde olduğu çoğu kez medyaya yansıdı.

Örgüte katılan çocuk ve gençlerin büyük bir kısmı, sosyo-ekonomik durumu iyi olmayan ve çok çocuklu aile yapısı içinde doğuyorlar. Kendi gelecek beklentisine ailesinden yanıt alamayan bu çocuklar çoğunlukla, töreler ve erken yaşta evlilik sorunları nedeniyle kendilerine sığınacak dal arıyorlar. Bunun yanında daha önce terör örgütünde yer almış ve çatışmalar sonucunda ölmüş gerillaların kardeşleri de terör örgütünün en büyük potansiyel elemanları haline geliyor. Bölgenin yüzyıllar boyunca çözülemeyen yarası olan kan davası töresi, terör örgütü bünyesinde hayatını kaybetmiş gerilla kardeşleri için yol gösterici oluyor.

Terör örgütünde bulunan kadın sayısı toplam üyelerin oranı ise %10-15. Örgütteki kadınların ortalama yaşı 18. Zorla evlendirilme ve kız çocuklarının eğitimine önem verilmemesi örgüte katılımdaki en büyük etken. Terör örgütüne katılan kız çocukları ve genç kızlar, etnik milliyetçilik ve örgüt propagandaları ile kendince kimliğine değer verecek bir sığınak bulduğunu zannediyorlar. Ancak kamplara vardıklarında, durumun farklı olduğunu görseler de geriye dönme ihtimalleri bulunmuyor. Çünkü örgütten kaçış girişiminin sonucunun infaz olduğunu biliyorlar. Örgütte uzun yıllar kalmış Dilaram’ın yazdığı ‘Özgürlüğe Kaçış’ kitabında; Apo’nun ve PKK komutanlarının tecavüzlerini, gözlerinin önünde kurşuna dizilen örgütteki kız arkadaşlarını ve örgütün diğer iç infazlarını anlatılıyor. Kitapta PKK’nın korucu kızlarını kaçırarak örgüte militan devşirme hikayeleri ve infazları da var. Özetle PKK’nın söylemlerinde var olan özgürlük, örgüt içerisinde realitede yok.

Örgüte katılan erkeklerin ortalama yaşı 19. Dağdaki militanlar ortalama 6-7 yıl örgütte kalıyorlar. Ölen militanların cinsiyet ayırt etmeden ortalama ölüm yaşı 26, örgüte en genç katılım yaşı ise 9. Araştırmalarda PKK terör örgütüne katılan gençlerin ortalama yaşlarının 15-16 olmasının terör örgütleri tarafından gençlerin gençlik psikolojilerinin kullanıldığının teyidi niteliğinde olduğuna vurgu yapılıyor.

Hanefi Avcı’nın Haliç’te Yaşayan Simonlar kitabında henüz 15 yaşına gelmemiş ve lakabı Küçük Ağa olan bir PKK itirafçısı çocuktan bahsedilir. Kitapta PKK kamplarında okuma yazma öğrenmiş ve eğitim almış bir çocuğun emniyet personeline nasıl ders verdiği anlatılır. Hikayeye göre Küçük Ağa bir gün Avcı’nın okuduğu gazetede Marx, Engels ve Lenin’in resmi olduğu kızıl bayrak fotoğrafını görür ve ‘Ben bunlar yüzünden bu hale geldim’ der. Avcı fotoğraftaki resimde bulunanların isimlerini küçük çocuğa sorar ve Küçük Ağa hepsinin adını tam söyler. Avcı daha sonra gazeteyi çocuğa vererek bulundukları istihbarat personeline aynı soruyu sormasını ister. Küçük çocuk 20-25 kişiden oluşan istihbarat birimini dolaşır ve Avcı’nın yanına geldiğinde yalnızca 1 kişinin bildiğinin bilgisini verir. Kısacası örgüte gelen çocuklar; uzun eğitimlerden geçtikten sonra bilgisiyle istihbarat elemanlarının eksik yanlarını ortaya çıkarabilir. Günümüz gençliğinin okumaktan kaçtığı zamanlarda bu çocukların günlerce örgüt propagandasını yalayıp yuttuğunu ve çoğu insana taş çıkartan siyasal ve edebi bilgilere sahip olduğunu kaç kişi bilir?

Elleri kalem tutacakken silah tutan çocukların hikayeleri kah sokaklardaki örgüt propagandası şenliklerinde kah oyuncağı ile oynarken gizli ellerin onu dağa kaçırmasıyla başlıyor. Dağdaki ömürleri ortalama 6-8 sene.Kurtarıcılarını yanlış yerde aradıklarını anlamaları ise ortalama 2-3 yıl.

TBMM 2013 yılı araştırmasında Diyarbakır Ak Parti Milletvekili Oya ERONAT’a bırakıyorum sözü. İşte PKK’ya en çok katılımın gerçekleştiği Diyarbakır ve bölge çocuklarının yaşadıkları: “Dağa çıkan çocukların kendi rızasıyla çıktığını nasıl kabul edebiliriz? On bir, on iki yaşındaki hâllerimizi hatırlayalım. Ben o yaşta okul okuyan bir insan olarak kendi kahvaltımı bile hazırlayamazdım. Hiçbiriniz eminim kendiliğinizden uyanamazdınız, hepimizin annesi gelirdi başımıza, “Beş dakika daha” derdik. Peki, bu çocuklar dağda hangi koşullarda yaşıyorlar? Hepsi nasıl kandırılıyor biliyor musunuz? ‘Bakan yapılacaksınız’ diye”, “Çocuk haber gönderiyor: “Yakında beni bakan olarak göreceksiniz, vali olarak göreceksiniz.” Şunu demek istiyorlar çıkarken “Sen bakan olacaksın, işte bir devlet kurulacak, vali olacaksın.” Çocuk bu, kral olmayı da hayal eder. Hepimiz belki prenses olmayı hayal ettik çocukluğumuzda. Bu hayallerle dağa çıkıyorlar, ama benim bildiğim o ailelerin çocukları şu anda hayatta değiller. Peki, bu çocukların hesabını kim verecek?”

seslimakale.com

[email protected]

@ElvanKavi