GÜNCEL

Cemile Bayraktar : HDP'li vekilin kutuplaştırıcı dili ve tükenmeyen Kobani yalanları

Tarih
26 Haziran 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Cemile Bayraktar

26 Haziran 2015

Vakit ve çaba değerli şeyler, vakti ve çabayı zâyi eden tüm anlayışların insani boyutta zalim; ilâhî boyutta nankör olduğunu düşünürüm. Bundan müteşekkil, tahammül sınırımı zorlayan şey, emeğin zayî edilmesi, vaktin malayân işlere harcanmasıdır.

Türkiye “One Minute” çıkışından bu yana, yerli ve yabancı menşeili yayınların “yalan, gerçek olmayan, saptırma” haberleriyle oyalanıyor. Bir deli bir kuyuya bir taş atıyor, cümle akıllı o taşı çıkartmakla uğraşıyor, bu her anlamda kayıptır, oyalama, bezdirme, yıpratma stratejisidir.

Ortaya çıktığından bu yana en büyük zararı Türkiye'ye veren, en büyük yararı Esed, İran, İsrail, PYD, HDP gibi Türkiye'ye düşmanlık güden yapılara veren terör örgütü DAEŞ, hiçbir delil olmaksızın, Türkiye ile ilişkilendiriyor. Gerçek olmayan uydurma haberler DAEŞ üzerinden Türkiye'yi zor duruma sokuyor. Yalanlamaktan yorulunuyor ancak, yalan haber üretenler bıkmadan bu kurgusal savaşlarına devam ediyorlar.

Kobani günlerinde, bu ülkede Selahattin Demirtaş'ın sokak çağrısı sonucu hiçbir olayla ilgisi olmayan, masum sivil insanlar, DAEŞ'çi denilerek katledildi. Yeni musibet DAEŞ, Kobani'de 17 kişiyi katletmişken, Türkiye'de 50'den fazla masum insan katledildi. Türkiye, koalisyon ülkeleriyle birlikte hem PYD'ye silah verip hem de DAEŞ'e karşı koalisyon güçleri ile birlikte savaşacağının taahhüdünü vermişken, HDP ve PYD menşeili kaynaklarca ve onların yeni ekürisi Paralel Örgüt ve Doğan Medya aracılığıyla DAEŞ ile ilişkilendirildi durdu, halen daha bu müfteri dil ilişkilendirmeye devam ediyor.

Kobani'deki insanların DAEŞ önünde savunmasız kalmasından yana olmamakla birlikte, DAEŞ vahşetini bilmekle birlikte, Kobani'ye DAEŞ gelmeden sivillerin bölgeden uzaklaştırıldığını o dönem yazmıştım. Bölgede yek güç olmak isteyen PYD, birçok köyü boşaltarak, DAEŞ'i oraya davet etmişti. Dahası yek başına güç olmak isteyen PYD, bölgede DAEŞ'ten farksız bir şekilde kendine tabî olmayan Kürt hareketlerine de savaş açmıştı. Muhatap kabul edilmek istenen, silah elde etmek isteyen PYD, sivil Kürtlerin olası bir DAEŞ vahşeti korkusunu bir strateji olarak kullandı ve bunda da başarılı oldu, ancak olan yine Kürt sivillere oldu, varoluş amacı doğrultusunda hakkını savunduğunu iddia ettiği halkına zulmü revâ gören bir PYD ile muhatap olduğumuzu sanırım böylelikle anlamış bulunuyoruz.

DAEŞ musibetinin Tel Abyad/Akçakale sınırında, Esed rejimi ve PYD ile el ele vererek çevirdiği işleri geçtiğimiz hafta bu köşede yazmıştım: DAEŞ, Tel Abyad'ı elinde bulunduruyordu ve sivilleri bir nevi kalkan olarak kullanıyordu, bu nedenle halkın burayı terk etmesini istemiyordu. Esed Rejimi ve PYD'nin elini güçlendirecek hamlelere imza atan, muhaliflerle çatışan, Türkiye'yi terörle ilişkilendirmek isteyenlerce kullanılan DAEŞ, hiç çatışma yaşamadan Tel Abyad'ı PYD'ye teslim etti. Son tahlilde; Tel Abyad, Kobanê, Cezire bir hat halinde birleştirilecek durumda.

Bugün yine bir DAEŞ musibetinin Kobani'ye saldırmasının ceremesini çekiyoruz. Kobani'de sabah saatlerinde DAEŞ militanları tarafından bombalı araçlarla saldırı gerçekleşti. Saldırılarda 35 kişi hayatını kaybetti. Saldırılarda 134 kişi yaralandı. Yaralılar sınır hattından Türkiye'ye alındı, başta Suruç olmak üzere Şanlıurfa'daki hastanelere kaldırıldı ve burada tedavi ediliyorlar. Saldırılarda hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara şifa dilerim. Yaralıların Türkiye'de tedavi edilmesi ayrıca Türkiye'nin kucaklayıcılığının göstergesidir.

Peki, bu saldırıdan, yaralılar Türkiye'de tedavi edilmeye başladıktan sonra ne oldu dersiniz?

Saldırının akabinde Esed rejimi bu menfur saldırıları Türkiye ile ilişkilendirmeye çalışan haberler yaptı, iftira dolu bu haberleri Türkiye'de Radikal, İMC, T24 gibi medya organları dolaşıma soktu. Oysa YPG'li bir komutan “DAEŞ'çiler Türkiye'den gelmedi demişti.

Hem sınırını aç, hem toprağını aç, hem yaralıları tedavi et ama bu ülkede yaşayıp bu ülkeye düşmanlık güdenler iftira dolu haberler ile bu menfur saldırıları üzerine yıksınlar, üstelik hiçbir delilleri yokken.

Daha dün Tel Abyad'da sınır kapısını kapatıp, etnik temizliğe başlayan, evine dönmek isteyen mültecileri toprağına almayan PYD'nin, Türkiye'deki uzantısı, bugün Meclis'te bulunan ve bir Türkiye partisi olarak siyaset yapacağına kandığımız HDP'nin zenofobi hastası, ırkçı Eş Başkanı Figen Yüksekdağ, Twitter adresinden şunları paylaşıyor: “Tüm dünya kanıtlarıyla biliyor ki, insanlık dışı IŞİD çetesi Türkiye hükümeti tarafından destekleniyor. “ bu müfteri dili kullanmaktan vazgeçmeyen, Kürt Kemalizminin bayraktarı bu ağız, bize bir tane dahi delil sunabilir mi? Sunamaz. Yalnızca iftira atıp bundan nemâlanan bir siyaset güder o kadar.

Demokratik seçim diye tutturup, kendi halkına silah doğrultup seçime giren HDP, kendisine bir köyden bir oy çıktı diye imam süren PKK'nin siyasi kolu HDP, bu nefret dili, bu ırkçı söylem, bu kutuplaştırıcı üslup, bu iftiralarla mı Türkiye partisi olacak?

Türkiye'de yerleşmiş birlikte yaşama kültürü arzu ederken, bunun bir parçası olan/olması gereken HDP'nin yalan haber ve iftira üzerinden kutuplaştırıcı bir dil seçerek, Meclis'e girdiği şu günleri vakti ve emeği zayî ettiğini o ideal arzuyu hebâ ettiğini görünce acaba mı? diyorum… Acaba mı?

Yenişafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;