Sesli Makale

Cumartesi gecesi gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Ergün Diler'le yazarımız Bekir Hazar'ın hazırladıkları Yaz-Boz programı yine ezber bozan konuları işledi. Konuların içinde birisi vardı ki, üzerinde titiz değerlendirmeler yapmakta yarar var. Çünkü Türkiyemiz'in siyasi yapısıyla, yönetimiyle bire bir ilişkisi hayati önemde.
Değerli araştırmacı-yazar Süleyman Yeşilyurt, "Çarkçı Kemal" adlı kitabında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na hakaret ettiği iddiasıyla yargılanmış beraat etmişti.
Sevgili Ergün Diler-Bekir Hazar'ın programında önemli açıklamalar yaptı: "Kemal Kılıçdaroğlu'nun eski soyadı Karabulut'tu. Babası tarafından 1950'lerde 'Kılıçdaroğlu' olarak değiştirildi.
Öz amcasının oğlu İbrahim Karabulut PKK'nın Hamburg sorumlusudur. 1971 senesinde Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nde öğrencilik yıllarında ülkücü gençlerden dayak yediği hâlde okul arkadaşı Devlet Bahçeli'ye hiçbir zaman saygıda kusur etmedi. Üniversitede eylemlere fazla katılmasa da gerek sağcı, gerekse solcu öğrencilerle arkadaşlık kurup vaziyeti idare etmesinin yanı sıra bugün söylediğini ertesi gün farklı değerlendirip, sürekli geri adım atmasından dolayı 'Çarkçı Kemal' lakabıyla anılmaya başlandı..." Yaz-Boz programını birlikte seyrettiğim çevremdeki arkadaşlarımın hepsi, "Kemal Kılıçdaroğlu'nu gerçekten tanımıyoruz. Öz amcasının oğlu İbrahim Karabulut'un PKK'nın Hamburg sorumlusu olduğunu ilk kez duyuyoruz" dediler. Ben, Kemal Kemal Kılıçdaroğlu geçmişiyle ilgili bilgi sahibi olduğumdan, şaşırmadım. Siyasetle çok yakın ilişkisi olan arkadaşlarımın, Kılıçdaroğlu'nun geçmişiyle ilgili bazı konuları ilk kez duymalarını, şaşırmalarını çok dikkate değer buluyorum. Türkiyemiz, Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı'nı tam olarak tanıyor mu? Hayır. Kılıçdaroğlu'nu kamuoyu gerçekten tam olarak tanımıyor...
Peki, neden? Anamuhalefet Partisi demokrasilerde çok önemli bir kurumdur.
İktidara gelebilecek bir siyasal yapıdır.
Yani ülkenin kaderine hükmedecek olası bir partidir. Böylesine önemli bir partinin liderini Aziz Milletin tam olarak tanıması söz konusu olmalıdır. Nitekim AK Parti'yi kuran, ilk seçimde iktidara getiren Tayyip Erdoğan'ın geçmişini didik eden Doğan Medya-Cumhuriyet-Eski FETÖ gazetesi Zaman-Sözcü, nedense anamuhalefet partisi başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçmişini özellikle gizlediler. Elbette bunun önemli sebebi vardı. 2010 yılında kasetle genel başkan yapılan Kılıçdaroğlu'nun arkasındaki gücün lokomotifliğini Doğan Medya-Hürriyet yapıyordu. Onu Yeni Türkiye'nin lideri Tayyip Erdoğan'ın karşısına çıkarmışlar, "Gandi Kemal" kampanyalarıyla parlatıyorlardı. Az daha 7 Haziran'da işi kotaracaklardı. 5 seçim kaybeden Gandi Kemal'den umutlarını kestiler. Jilet olmak için bekleyen basının eski amiral gemisi Hürriyet, şimdi CHP'ye yeni genel başkan arıyor.

HÜSAMETTİN ÖZKAN - KEMAL KILIÇDAROĞLU: 2010 yılında "Gandi Kemal" kampanyalar�� yapan Doğan Medya, merhum Bülent Ecevit'in Kılıçdaroğlu'nu, DSP'den aday yapmadığını nedense yazmadı, arka planını özellikle gizledi. SSK Genel Müdürlüğü'nden emekli olduktan sonra Kılıçdaroğlu'nun adı "DSP'nin yıldızları" arasında anılıyordu. 18 Nisan 1999'da yapılacak genel seçimlerde Bülent Ecevit'in DSP'sinden milletvekili adayı olacağı belirtildi, ancak gösterilmedi.
CHP lideri Deniz Baykal, Kılıçdaroğlu'nu parlattı. CHP kontenjanından İş Bankası yönetim kurulu üyesi olarak görevlendirdi.
(2000-2002). Deniz Baykal'ın genel başkanlığındaki CHP'den, 2002 ve 2007 seçimlerinde milletvekili oldu. 2010-Mayıs ayında, FETÖ kaset darbesiyle Deniz Baykal'ın devrilmesiyle yerine Genel Başkan yapıldı. Maymuncuk, Aydın Doğan-Hüsamettin Özkan beraberliğiydi.
2001 krizi sonrasında Başbakan olmaya soyunan Hüsamettin Özkan'ın FETÖ ile yakınlığı biliniyordu. Kemal Kılıçdaroğlu'nun 2010-FETÖ darbesiyle Genel Başkan yapma süreci bir proje olarak yürütüldü.

SONUÇ: Karabulut Kemal'den Kılıçdaroğlu'na geçiş, CHP kontenjanından banka yönetim kurulu üyeliği, milletvekilliği ve FETÖ aracılığıyla Baykal'ın yerine genel başkanlığa geçiş müthiş bir hikayedir.

Takvim
20 Nisan 2016