GÜNCEL

Boynukalın: Paralel, muhalefetle muta nikahı kıydı

Tarih
02 Haziran 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Özel Haberci

2 Haziran 2015

Haber
7 Yayın Koordinatörü Osman Ateşli'ye konuşan Ak Parti'nin genç milletvekili adaylarından Ak Parti Gençlik Kolları Başkanı Abdurrahim Boynukalın, Ak Parti'nin gençlere bakışını ve bir genç olarak Ak Parti'de siyaset yapmayı anlattı.

Ak Parti'nin gençlere verdiği önemin arkasında yatan sebepleri sıralayan Ak Parti İstanbul 3'üncü Bölge 7'inci Sıra Milletvekili adayı Boynukalın, Erdoğan ve Davutoğlu için, 'onlarla çalışmak büyük bir nimet' dedi.

Ak Parti'nin geçmişin tabularını yıktığını savunan Abdurrahim Boynukalın, Ak Parti'nin gençleri geçmişte biçilen rejim bekçiliği rolünden kurtardığını söyledi.

HDP'nin günahlarının makyajlanarak şirin gösterilmeye çalışıldığını da ifade eden Boynukalın, 7 Haziran öncesi "beş benzemezler" olarak tanımladığı parti ve yapıların muta nikahı kıydıklarını da sözlerine ekledi.

İşte Boynukalın'ın açıklamaları:

"AK PARTİ GENÇLİĞİ OLARAK EN BÜYÜK NİMETİMİZ!"

- Ak Parti'nin Gençlik Kolları Başkanı olarak Ak Parti'nin genç milletvekili adaylarından birisiniz, Meclis'e girdiğinizde siyasete nasıl bir katkı sağlayacaksınız?

Bizim siyasete ne kadar katkı sağlayacağımız partinin gençlere bakışıyla doğrudan ilintili aslında... İstediğiniz kadar iş yapmaya çalışın gençlikle alakalı değer verilmeyen bir yerdeyseniz bütün çabalarınız geçmişin klikleri arasında kaybolup gider. Gençlere önem vermeyen yaşlı ve tecrübeli isimlerin arasında eriyip gidersiniz. Bunu camiamız 69'dan beri yaşadı. Milli Selamet, Milli Nizam, Refah Partisi... Gençlere önem verip vermeme konusunda birçok acı tecrübe  yaşadılar... Ardından Ak Parti kuruldu. Ak Parti gençliği olarak bizim önemli bir nimetimiz var. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan partisinin gençlik kollarından ve teşkilatın içinden yetişerek geldi. Gençlik kollarından geldiği için de Ak Parti tüzüğünde gençlere büyük önem vermiş. Gençlere fırsatlar sunma konusunda Türkiye siyaseti hala Recep Tayyip Erdoğan'ın çok gerisinden gidiyor. Sürekli '18 yaş' diyor. Seçme ve seçilme yaşı 18'e insin diye sürekli söylüyor. 18-25 değil 18-18 olsun diyor. 18 yaşında seçsin 18 yaşında seçilebilsin istiyor.

Gençler, Ak Parti'de partinin en mahrem konularının konuşulduğu MYK'da partinin Merkez Yürütme Kurullarında Gençlik Kolları Başkanı olarak temsil ediliyor. Ak Parti tüzüğüne göre Gençlik Kolları Başkanı, Kadın Kolları Başkanı ile birlikte MYK'nın doğal üyesidir. 18 yaşında bir genç burada görev alabiliyor. Parti size alan açınca bir genç olarak başarılı çalışmalar yapma imkanı buluyorsunuz. Ak Parti siyasette ilerlemek isteyen gençler için çok elverişli bir zemin var diyebilirim.

Bir diğer avantajımız; tabii ki Başbakanımız Ahmet Davutoğlu... "Hoca" olarak çok başarılı akademik çalışmalarda bulunmuş. Gençlerle irtibatı sürekli devam etmiş birisi. Bilim Sanat Vakfı'nda sürekli gençlerle irtibat halinde olmuş, hayatında en çok önemsediği şey ahlaklı ve entelektüel nesil yetiştirmek olan bir isim. Bu anlamda biz siyasetin genç isimleri için Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız ile çalışmak gerçekten büyük bir nimet...

 

"AK PARTİ TABULARI YIKIYOR"

- Ak Parti gençlere nasıl bir gelecek sunuyor?

Siyasette koşturabilmek için çok açık bir alan var. Diğer partilerin hiçbirinde olmayan bir avantaj bu... Ak Parti'nin gençlere bu kadar çok alan açmasının pek çok sebebi var. Çözüm süreci, özgürlük ve yargı konuları, askeri vesayet konusu, bürokratik oligarşiyle alakalı aklınıza gelebilecek bütün tabuları yıkarken bir ezberi bozuyor Ak Parti. 

"GENÇLERİMİZE REJİMİN BEKÇİLİĞİ ROLÜ BİÇİLMİŞTİ"

Cumhuriyet kurulurken 1923'te biz gençlere biçilen bir rol vardı. Kurucu akıl bizlere rejimin bekçiliği rolünü biçmişti. Siz evin dışında bekçi olarak durabilirsiniz diyordu. Esas meseleler konuşulurken siz masada olamazsınız, dışarıdan bir saldırı olduğunda kendinizi siper edersiniz, sizin göreviniz bu diyordu. Rejimin tam anlamıyla bekçilik rolü biçtiği insan topluluğuyduk hepimiz. 60'larda Adnan Menderes'in idam sehpasına götürülüşünde biz dezenformasyon ürünüydük. Gençler olarak kullanıldık resmen. Bazen sokaklara indirildik. Adnan Menderes'in idam sehpasına götürülüşünün sebeplerinden biri de gençlerin mobilize edilişidir. Potansiyel bir güç olarak gençler kenara itilirken kendi vesayetlerini devam ettirdiler. 80'lerde bir sağdan bir soldan asılarak bir denge unsuruna dönüştürüldük.

"BİR SÜRECİN KURBANLARI OLARAK KIYILDIK"

28 Şubat gibi bir süreçte hukuk okuyan, tıp okuyan, iyi okullarda eğitim almış gençlerimiz bir sürecin kurbanı olarak kıyıldı. Ak Parti bütün bunları tecrübe ederek gençlere "siz bekçi değilsiniz" dedi. "Siz dezenformasyon ürünü değilsiniz" dedi. "Siz denge unsuru değilsiniz" dedi. "Sizin işiniz okulların önünde eğitim hakları elinden alınarak tarihe geçmek değil" dedi. "Yedek kulübesinden Çıkın oyuna dahil olun yeni Türkiye'nin inşaası sürecinde rol alın" dedi. "Siyaset üretin ,değer üretin" dedi. Bir genç olarak, Gençlik Kolları çalışmalarında da, millet vekili olarak mecliste de yapmayı arzuladığımız şey budur. İşimiz bu değerler silsilesinin içini doldurmak olacaktır.

"GENÇLER AK PARTİ'DE BİR DOLGU MALZEMESİ DEĞİL"

- Ak Parti'nin hayran olduğunuz yönü nedir?

Pek çok ilde, teşkilatlarda görev almış, gençlik kolları başkanlığı yapmış pek çok isim Ak Parti milletvekili olarak mecliste görev yapıyor. Şu anda aday listesinde olan aynı şekilde seçilecek pek çok arkadaşımız var. Diğer partilerle kıyaslandığında bu konuda da Ak Parti çok önde gidiyor. Şu anda gençler için tüm alan açık bize değer üretmek ve koşmak kalıyor. Gençlik kollarında zamanında emek vermiş tam 36 tane isim aday listesinde yer alıyor. Partide bu güne kadar hiç kısıtlandığımı görmedim. Bir fikir ortaya koyduğumda" sen gençsin bu işlere fazla karışma" denilen hiçbir konu olmadı. Partide bir dolgu malzemesi olmadık, bu gözle bakılmadık.

Gençler bu gün Ak Parti sayesinde akademik alanda yer alabiliyor, özgürce çalışmalarını yapabiliyorlar. 28 Şubat döneminde sırf namaz kıldıkları için gazetelere basılan gençler bugün özgürce o gazeteleri çıkarabiliyor.

Kenara itilmiş Anadolu insanının gücünü merkeze doğru taşıyorsunuz. Buna hayranlık duyuyor insan. Bütün tabuları tek tek yıkan, vesayetleri tek tek kaldıran güce hayran kalıyorsunuz. Sadece yıkmıyor, bir taraftan da yepyeni bir Türkiye hayaliyle inşa ediyor. Sosyolojik, siyasal ve ekonomik anlamda yepyeni bir kulvara taşıyor ülkeyi... Özgürlüklerini kısıtlayan bütün zincirlerini kırma cesareti olan o ruhu hayranlıkla izliyoruz.

- Peki seçim çalışmalarınız nasıl gidiyor? Meydanlarda nasıl bir hava var?

Diğer partiler seçim çalışmalarına henüz başlamadan sahaya çıktık. Ben bile bizzat yaklaşık 45-50 ile gittim. Başbakanımız zaten nefes kesen bir tempoyla koşturuyor. Bütün bunların sonunda rahatça şunu söyleyebilirim; CHP her zamanki gibi sadece sahil kentlerinde var. Seçime günler kala bile henüz seçim atmosferine girememiş görünüyor. MHP güçlü oldukları iller de dahil hiçbir ilde yok. HDP bölgesel olarak kısmen var. HDP'nin kendi motivasyonu var, terör örgütünden güç almaya çalışan bir organizasyon... Tüm illere baktığınızda, tüm vatanı kucaklayabilen sadece Ak Parti var. Millet, Ak Parti'nin Genel Başkanını ve Başbakanı'nı inanılmaz derecede sahipleniyor. Tüm teşkilat sahada... İller, ilçeler, beldeler, köyler tek tek dolaşılıyor. Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan'ın millet nezdinde inanılmaz bir kredisi var. Onun kredisi sayesinde toplumda inanılmaz kabul görüyoruz. Millet bizi onu kucaklar gibi kucaklıyor.

- Gencecik bir milletvekili adayı olarak sahadaki çalışmalarınızda karşılaştığınız seçmenler sizi görünce şaşırıyor mu?

Ak Parti'nin bu eşiği geçen dönem aştığını düşünüyorum. Zira geçtiğimiz seçimde de pek çok genç adayımız vardı. Çok nadir de olsa tabi yine şaşıranlar da oluyor. Kalabalık bir gurupla bir yere girdiğimizde aramızdaki en yaşlımızı göstererek 'sizsiniz değil mi milletvekili adayı' diye sordukları oluyor. Biz de gülümsüyoruz.

"HDP'NİN GÜNAHLARI MAKYAJLANIP ŞİRİN GÖSTERİLMEYE ÇALIŞILIYOR"

- Medya üzerinden köpürtülmeye çalışılan koalisyon çalışmaları için ne söylemek istersiniz?

Bu tam bir temenni hali...Özellikle Selahattin Demirtaş üzerinden yürütülmeye çalışılan senaryo bu. CHP ve MHP'nin durumu zaten belli . Ellerinde tek kozları var. HDP'yi barajın üzerine taşımak. Bütün senaryoyu bu ihtimal üzerine kurgulamışlar. HDP geçmişe ait bütün günahlarını makyajlayarak vatandaşa şirin görünmeye çalışıyor.

Hasip Kaplanlar, Gültan Kışanaklar, Demirtaş'ın Kandil'deki ağabeyi, terör örgütü PKK'nın tam anlamıyla kucağında olmalar��, Kandil'den bir emir geldiğinde anında yerine getirdikleri unutulmuş gibi kendilerince sempatik bir kampanya yürütüyorlar.

Böyle bir aldatıcı süsleme ancak kocaman bir medya operasyonuyla mümkündü. Şimdi bunu yapmaya çalışıyorlar. Enerjilerini konumladıkları tek nokta var: Tayyip Erdoğan düşmanlığı... Bunu parti grup toplantısında çıkarak 'Seni başkan yaptırmayacağız, Seni başkan yaptırmayacağız, Seni başkan yaptırmayacağız 'diyerek açık bir şekilde de ifade ettiler. Fetih şölenindeki kalabalıktan sonra benim gördüğüm şudur. Bu millet Reisi de Hocayı da sonuna kadar sahipleniyor.

"GENÇ SEÇMEN İÇİN DE BİRİNCİ PARTİ AK PARTİ"

- "5 yaşında Ak Parti ile tanışan çocuklar şimdi 18 yaşında... Bu çocuklar geçmişin zorluklarını yaşamadıkları için şimdi Ak Parti'ye oy vermeyebilir" deniliyor. Siz buna katılıyor musunuz?

Ben buna katılmıyorum. Günümüz gençliği, geçmişe ait bir bilgiye ulaşma noktasında 1950'lerin 60'ların gençlerine göre çok daha şanslı... 1950'de yaşamış bir genç 15 yıl öncesini ancak ailesinden gelen bir aktarımla bilebilirdi. Bugün iletişim organları çok daha güçlü. Kitaplar var, yayın organları var, internet var. Bilgiler çok daha hızlı yayılıyor. O anı yaşamak bambaşka bir tecrübe olsa da, yoğun bilgi akışı sizi yaşamış kadar çevreliyor, kuşatıyor. Bu gençleri hafife almayın onlar herşeyin farkında... İlk kez oy kullanacaklar üzerinde yapılan araştırmalarda birinci parti Ak Parti çıkıyor. Günümüz gençliği istikrarı çok önemsiyor, özgürlüklerini aynı şekilde çok önemsiyor. Kendisine değer verilip verilmediğini çok önemsiyor. Bunları ıskalamamak gerek...

- Aydınlarımızın kendi toplumuna yabancı oluşu ile ilgili ne söylemek istersiniz?

Tamamen İttihat ve Terakki ve Jön Türkler ile başlayan bir komedi... Çok komikte bir formülasyonları var. "İyi yönlerini alıp kötü yönlerini bırakacağız" şeklinde Batı düşüncesiyle içli dışlı olarak verilen zihinler bunlar. Böylece kendilerine ait değerlerden kopuş başlamış. Toplumun gerçek sahiplerinin hakir görüldüğü bir Türkiye sunulmuş. Uzun yıllar ülke yönetimini ele geçirmişler, halktan olan herkesin önünü kesmekte başarılı olmuşlar. Bir adam çıkmış idam etmişler, bir adam çıkmış zehirlemişler, biri çıkmış darbe yapmışlar. Her defasında zafer kazandıkları bir tecrübenin sonunda halktan olmalarını gerektirecek hiçbir sebep, hiçbir sonuç olmayınca toplumdan daha da uzaklaşmışlar. Türkiye bu topluma yabancılaşma halinden çok çekti. Bugün ise medyayı, bürokrasiyi, sermayeyi, askeriyeyi değiştirmek çok kolay değil. Bunların tamamının ortasında kendinize alan açabileceğiniz tek yer siyaset. Bugün siyasetle kurumlarımızı kendi toplumumuzla yeniden barıştırmaya çalışıyoruz.

Abdurrahim Boynukalın kimdir?

 

Abdurrahim Boynukalın, 1987 doğumlu. Sakarya Üniversitesi İşletme Bölümünün ardından yüksek lisansını İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde tamamladı.

City University of London’da Medya İletişim Bölümünde ikinci mastırını bitiren Abdurrahim Boynukalın, aynı zamanda Yeni Şafak gazetesinde yazılar kaleme aldı. 

Yaklaşık iki yıl süreyle Kırklareli Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak çalışan Boynukalın, evli ve bir çocuk babası. İyi derecede İngilizce bilen Boynukalın orta derece de Almanca biliyor. 7 Haziran Genel seçimlerinde Ak Parti İstanbul 3'üncü Bölge 7'inci Sıra Milletvekili adayı olan Boynukalın, aynı zamanda Ak Parti Gençlik Kolları Genel Başkanlığı görevini yürütüyor.

BEŞ BENZEMEZ BİR YERDE!

7 Haziran'a doğru algı operasyonlarıyla oluşturulmaya çalışılan siyasi bloklaşmaları nasıl okumak lazım?

Türkiye'de şu anda iki tane silahlı örgütle ilintisi olan muhalefet partisi var. Bunlardan biri CHP... DHKP-C'si var. Bir diğeri de HDP... PKK'sı var. Bunların tam ortasında birbirine hiç benzemeyen başka bir yapı var. Beş benzemez bir yerde diyebiliriz. Bu ülkede Alevi ve Kürt düşmanlığını en kesif bir şekilde yapan örgütlerden bir tanesi Fethullah Gülen örgütüdür. Fethullah Gülen, hareketinin var oluş sebebi saydığı Said Nursi Kürt olduğundan dolayı ziyaret bile etmemiştir. Alevilik için 'nesebi gayri sahih' demektedir. Tüm bunlara rağmen değişen konjonktür gereği bu kadar birbirine zıt olan kutuplar sırf Ak Parti düşmanlığı ile yan yana gelebiliyor.

"ASIL SİYASİ MUTA NİKAHINI PARALEL YAPI KIYDI"

HDP'ye gelecek olursak; KCK operasyonlarında seçildikleri belediyelerin önünde kendilerine plastik kelepçe takan, aşağılayan Paralel yapının kim olduğunu bilmesine rağmen bugün yanında yer alabiliyor. Bütün ilkelerini kenara atabiliyorlar. Her ikisi de kendilerini ortaya çıkaran yapıya karşı savaş açtılar. CHP ve  MHP'nin zaten pek çok benzerlikleri var. CHP tabanının 'biz laik değil miydik kardeşim bu adamlarla ne işimiz var' demesi beklenir. Aynı şekilde MHP tabanının 'bu adamlar terörist değil miydi , birlikte ne işimiz var?' demesi gerekir. Nerede bölücülükle suçlayan, ne oldu ihanet naraları? Nasıl bu adamlarla aynı yolun yolcusu oldunuz? Bugün bütün ilkelerinden vazgeçerek bir oldular. Ben buna muta nikahı diyorum. Gülen bu kaset furyası çıktığında tüm siyasilerin "muta çukurunda olduğunu" söylüyordu. Asıl gerçek siyasi muta nikahını bugün kendileri kıydılar!

"TERÖR VE KAOSTAN BESLENEN PARTİLER VAR"

Karşımızda bütün şımarıklığı yapan bir örgüt aklı var. Yeter ki şehit cenazeleri gelsin oyumuz biraz artsın diyen partiler var. HDP'nin biraz yükseldiği her ilde aynı zamanda MHP'de yükseliyor. İkisi de birbirini yükselten faktörler ve bundan gayet memnunlar. Gerilim, ölüm, kan akması bunlara yarıyor. Terör ve kaos bu adamları besliyor. Krizin bize yaradığını söylerler. Her türlü kriz bu partilere yarıyor aslında. Sadece siyasi ikbal uğruna çok rahat insan canını hiçe sayabiliyorlar. Silahları tamamen terk etmeye yönelik bir adım atılmadığı sürece bu sorun çözülemiyor. Tüm bu ayak diremelere rağmen Ak Parti çözüm için adımlar atıyor. Belki de ülkemiz için asrın en büyük meselesine çözüm arıyor. Ortada olgun, kendinden emin bir irade olmasaydı bu süreç çoktan biterdi.

"YÜZDE 50'NİN OYUNU ALMIŞ CUMHURBAŞKANINA MEDYA ÜZERİNDEN ÖLÜM TEHDİDİ SAVURABİLECEK KADAR ÖZGÜRÜZ"

- Bir genç olarak Türkiye özgürlüklerin kısıtlandığı bir ülke mi?

Gerçeklikle algılar arasında inanılmaz bir manipülasyon var. Geçen sene bu ülkede Ramazan ayının 5'inci gününde yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede eşcinseller Taksim'de bir yürüyüş yaptı. Bütün bu ülkenin kodlarına aykırı bir durum olmasına rağmen hiç bir şey olmadı. Bu örnekler varken hangi yaşam tarzına müdahaleden konuşacağız. Yaşam tarzına müdahale noktasında en fazla mağdur olmuş bir partiden başkalarının yaşam tarzına bir müdahale bekleyemeyiz.

Daha birkaç gün önce bir gazetede bakıyorsunuz "Menderes'ten daha kötü olacak" diye manşet atabiliyor. Paralel bir düşünce, Kemalist bir yayın organı üzerinden meydan okuyabiliyor. Cumhurbaşkanı'na ölüm tehditlerinde bulunabiliyor bu ülkede...

"HANGİ YAŞAM TARZINA MÜDAHALE?"

- Peki yaşam tarzına müdahale iddiaları...

Sekülerler bu ülkede seküler olarak yaşamaya devam edebiliyorlar mı? Ediyorlar. Milliyetçiler edebiliyorlar mı? Ediyorlar. Kemalistler edebiliyorlar mı? Edebiliyorlar. Bir solcu solcu olarak burada yaşayabiliyorlar mı? Yaşıyorlar. Liberal yaşayabiliyor mu? Yaşayabiliyor. Hangi yaşam tarzına müdahaleden konuşacağız. İki üç seneden beri bu yaşam tarzı reteoriği üzerinden başka bir plan yapılmaya çalışılıyor. İşte bu beş benzemez partilerin ve örgütlerin bir araya gelebilmeleri için iklim oluşturmaya çalışılıyor. Bu koca bir kandırmaca ve makyajdır.

Kaynak : Haber7

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;