Sesli Makale

13 Aralık 2014

Bir Kore yapımı tv programı izledim.
Türk konukları vardı. "Türkiye'de bir zamanlar tuvalete giriyordun 1 MİLYON LİR A ödüyordun" diyordu.
Stüdyo kahkahadan kırılıyordu. "Bir ÇİŞ'e 1 milyon mu" diyerek bağırıyordu herkes. Bize böyle gülüyorlardı yıllardır. Yeni Türkiye 100 yıllık dengeleri allak bullak etti. Mason localarındaki yemin törenlerini izlemiştik.
Kılıçlar eşliğinde sonsuz bağlılık yemini ediyordu locaya girenler. Devletin en tepesine kadar çok sayıda ülkeyi yönetenler hep localardan seçiliyordu.
Madem üstada bağlılık yemini etmiştin yapacak bir şey yoktu.
Yerli localarımız da zaten ya İtalyan, ya İngiliz ya da Fransız localarına bağlıydı. Eğer bir ülkeyi yönetiyorsan ve en üst dereceden üstada yurtdışındaki locadan talimat gelirse... O üstad da seni arayıp talimat verirse... Ne yapacaktın? Bu sorunun cevabı 2002 öncesi eski Türkiye'de açık ve seçik ortadaydı. "IMF'e borçlan" diyorlardı.
Gidip borç alıyorsun, koca ekonomini, tüm gelirlerinin yönetimini, harcamalarını bir devlet olarak IMF'ten gelen görevlilere teslim ediyordun. Ülkenin adı Türkiye, patronu IMF'ti. Geliyordu birileri, "Darbe yap" diyordu. Üstadlardan gelen talimatlarla darbeler yapılıyordu. Yurtdışında "Bizim çocuklar başardı" diyordu birileri. Bu ülkede Türk olmayanların, Türk görünümlü çook çocukları vardı. Onun için "Bizim çocuklar" diyorlardı gayet içten ve samimi. Bu ülke SAHİP'siz değildi. Onun için "SAHİPLERİ MİZ" vardı. Onun için "Ecdadına 200 yıl küfredecek bir Türkiye kurduk" diye gururla haykırıyordu İsrail Başbakanları pervasızca. Kimden çekineceklerdi ki?Nasılsa Türkiye'de bırakın diklenmeyi, "Ne oluyor yahu" diye başını kaldırana sopa indirecek MEDYA GÜCÜ vardı. Öyle bir sopa indirirler, öyle bir operasyon yaparlardı ki, adama en sonunda "Evet yahu ben ŞEYTAN'ım" bile dedirtirlerdi. Demeyenleri asarlardı hatta.
Ne zamanki YENİ TÜRKİYE demeye ve DİK durmaya başladık çıldırdılar.
Hedeflerimizi gördüler.
Dünyanın ilk 10 büyük ekonomisine girmeye aday olmuştuk çünkü. "Yıllık Gayrı safi milli hasılayı 2 trilyon dolara çıkaracağız" diyorduk. Deli miydik neydi? "46 milyon turist, hedet turizmde 50 milyar dolar" diye bağırıyorduk. "500 milyar dolar ihracat hayal değil" diye haykırıyorduk. "AB'ye gireceğiz, turist sayısı 63 milyona, gelir 86 milyar dolara çıkacak" gibi laflar diyorduk. "Ortadoğu'da lider ülkeyiz" cümlesini sarfe diyorduk. "60 milyon kapasiteli bir, 30 milyon kapasiteli iki ve 15 milyon kapasiteli üç havaalanı yapacağız, Batı'nın uçaklarından pay alacağız" diyorduk. Kafayı sıyırmıştık galiba. "Kendi uydumuzu uzaya kendimiz fırlatacağız, kendi uçağımızı, savaş uçağımızı, tankımızı yapıyoruz ve yapacağız" gibi tuhaf laflar döküyorduk ortaya. Dünyanın en büyük on limanından birini yapmaya hazırlanıyorduk. "Hedef kişi başı 20 bin dolar milli gelir" diyorduk. 7 bin kilometre daha hızlı tren için kolları sıvıyorduk. 24 yeni karayolu projesi hazırlıyorduk. Karayolu Akademisi kurmaktan dem vuruyorduk. Enerji hatlarına iniyor, Rus gazını alıyorduk, Irak petrollerini çekiyorduk, Azeri petrollerine hat döşüyorduk. Otomotiv sektöründe 5 milyon araç ve 125 milyar dolarlık ihracat hedefinden bahsediyorduk. Sadece yaş sebze ve meyve ihracatından 10 milyar dolar hedefliyorduk. Yerin altına ray döşüyor, boğazı birleştiriyor, 3. Köprü, 3.
Havaalanı için kolları sıvıyorduk. Kanal İstanbul ile ikinci boğaza ve MONTRÖ'yü suya gömmeye hazırlanıyorduk. "Artık ilk boğazımızı da geri alıyoruz" diyorduk. Bugüne kadar görülmemiş şekilde kendimize yasalarla yasak koyduğumuz topraklarda petrol ve gaz arıyorduk. Vallahi çok oluyorduk. Çok fena gidiyorduk. Biz bir ÇİŞ'e bir milyon lira veren kahkahalarla gülünecek bir ülke haline getirilmiştik.
Yüksek enflasyonla, insan aklını uçuracak orandaki faizlerle bu ülkeyi soyup milyar dolarları dışarıya kaçırıyordu birileri.
Kendi saraylarını 5 MİLYAR DOLARA tamir ettiriyorlardı bizden soydukları paralarla (Örnek; Londra Westminister Sarayı bknz; BBC arşivi) Onun için bir SARAY yaptık delirdiler. "Siz Türk'sünüz yapamazsınız, tuvalet paranızı bile biz belirleriz" diyerek ve de çıldırarak dışarıdan ve içerideki and içmiş bağlıları ile saldırıyorlar. AYAR yiyip gidiyorlar.

Takvim