Sesli Makale

Ülke genelinde PKK, DAEŞ ve DHKP-C’ye yönelik operasyonlar sürerken, üst akıl ve piyonları bilgi kirliliği meydana getirerek üç terör örgütünün tek merkezden yönetildiğini perdelemek istiyor. Psikolojik harp taktikleriyle sahada algıyı yönetmeye çalışan bu grup, gri propagandayla provokasyon ve saldırıları değil, operasyonları hedef alıyor. Malum medya ise psikolojik harbi; yazı, program ve haberlerle destekliyor, millete rol biçmeye çalışıyor.  
 

PKK, devrimci bir Kürt hareketi olarak gösteriliyor…  
 

DAEŞ, İslamcı bir Sünni hareket olarak sunuluyor…  
 

DHKP-C ise aynı yapılar tarafından Alevi devrimci sol hareket olarak empoze ediliyor…  
 

PKK’dan başlayalım…   
 

Devrimci bir hareket emperyalizmden beslenir mi? Hayır.  
 

Peki PKK’ya destek veren ülkeler kim? Emperyalist devletler, diktatör rejimler…   
 

İstihbarat raporlarına göre başı hangi ülkeler çekiyor?   
 

Rusya, Suriye, İran, Irak, Sırbistan, Ermenistan, Yunanistan, İngiltere, ABD, Almanya…  
 

Kürt olduğu iddia edilen bir hareket Kürtler’i katleder mi? Hayır.  
 

Peki bugüne kadar PKK, kaç Kürt’ü acımasızca katletti? Raporlara göre en az 5 bin.   
 

Neymiş PKK, emperyal projelere hizmet eden, Kürtler’i harcama makinesi.   
 

                                                                  ***
 

DAEŞ’e gelecek olursak…  
 

İslamcı bir hareket, İslam dinini olumsuz yönde etkileyen faaliyetlerde bulunup, İslamofobiye hizmet eder mi?

Etmez.   
 

Sünni olduğu iddia edilen hareket, Şii örgütlere suni teneffüs yapar mı? Yapmaz.   
 

Peki, DAEŞ kimden besleniyor?  
 

Rusya, Suriye, İran, Irak, Sırbistan, Ermenistan, Yunanistan, İngiltere, ABD, Almanya…  
 

Evet! DAEŞ, PKK’ya destek veren ülkelerden besleniyor. Neymiş DAEŞ; İslam’ı bütün bir yeryüzü sathında gözden düşürmeye çalışan terör örgütü.   
 

                                                                     ***
 

DHKP-C’ye bakalım…  
 

Halk Kurtuluş Cephesi, halkın çocuklarını hedef alır mı? Almaz.   
 

Devrimci bir hareket, militarizm ve mezhepçiliği körükler mi? Körüklemez.   
 

Aleviler’in haklarını; yeryüzünde bir otoriter ve totaliter cehennem kurmak için mücadele eden DHKP-C mi koruyacak? Elbette hayır.   
 

DHKP-C’nin emperyalist ve diktatör rejimlerle bağlantısı var mı? Bağlantı olmasa aynı PKK ve DAEŞ gibi; Rusya, Suriye, İran, Irak, Sırbistan, Ermenistan, Yunanistan, İngiltere, ABD, Almanya’dan destek alır mı?

Almaz. Peki ne demek istiyorum:  
 

Üst akıl Kürtler’e PKK’yı,  
 

Sünniler’e DAEŞ’i,  
 

Aleviler’e de DHKP-C’yi işaret ediyor.   
 

Üst akıl; Türkiye’de meydana getirilmek istenen iç savaşta Kürtler’e, Sünniler’e ve Aleviler’e üç terör örgütü üzerinden rol biçiyor. (Uzantılarına da Ortadoğu’da aktif görev veriyor.) Malum medyaya halkın kendi aralarında olan uyuşmazlık ve kavgalarını yayma görevi veriyor, eş zamanlı olarak üç terör örgütünün propagandasını yaptırarak milleti yönlendirmeye çalışıyor. Milletin düşüncelerini, duygularını, davranışlarını, tavır ve hareketlerini etki altında tutmak ve onları değiştirmek amacıyla PKK’dan sahte kahramanlar, DAEŞ’ten çakma öncüler, DHKP-C’den sanal devrimciler üretiyor, topluma dayatıyor. Tutuyor mu? Tutmaz! Bunların hepsi eski Türkiye’de kaldı. Eski Türkiye’den Yeni Türkiye’ye kalan ise sadece emperyalist devletler, diktatör rejimler; Rusya, Suriye, İran, Irak, Sırbistan, Ermenistan, Yunanistan, İngiltere, ABD ve Almanya…  

Bugün
8 Şubat 2016