Sesli Makale

Bir platform düşünün… Amacını; “Toplumun farklı kesimlerinden akademisyen, gazeteci, sivil toplum temsilcisi ve karar alıcıları bir araya getirerek çoksesliliğin çözüme dönüşeceği zeminler oluşturmak” olarak açıklıyor.   
 

Ama ne var ki çokseslilik derken Hendek terörünü meşrulaştırmaya çalışan ne kadar isim varsa onlarla birlikte hareket ediyor. Karar alıcı ise platformda hiç yok! Ancak algı ustası oldukça fazla var.   
 

Abant Platformu…   
 

Toplanmışlar yine.  
 

Çözüm yerine çözümsüzlüğü konuşmuşlar.   
 

Katılımcıların ortak özellikleri:  
 

Erdoğan düşmanlığı,  
 

Hükümet karşıtlığı,  
 

Yeni Türkiye rahatsızlığı,  
 

Hendek yandaşlığı…
  

Bu kadar mı elbette değil.   
 

Zamanında AK Parti siyasetinde tutunamayan, hükümete “danışmanlık” alamadığı için savaş açan, oğlunu vekil yapamadığı için kinini kusan, iş takipçiliği teklifi geri çevrilen, savrulan, başarılı olamayan, akil adamlar listesine giremeyince PKK’ya “sakın silah bırakma” çağrısı yapan, liberalizm maskesi altında ırkçılık yapan ne kadar isim varsa bir araya gelmiş.   
 

Türk solu ve Mao sosu da eklenince ortaya salata çıkmış.   
 

Bakmışlar sos eksik, eski Türkiye’de söz sahibi olan bir iki isimle masayı bağlamışlar. Yeni Türkiye’de bizzat milletin eliyle, iradesiyle tasfiye edilmiş kim varsa masanın etrafında toplanmışlar.   
 

Yok yok unutmamışlar! Elbette salatayı terör bildirisinin altında imzası bulunan akademisyenlerle süslemişler.

Kambersiz düğün olur mu?  
 

TBMM’yi de unutmamışlar. TBMM’den temsilci gönderen HDP… İki vekil ile masaya ortak olmuş. Kendilerini “farklı görüşlere yelken açanlar” olarak sunanlar, HDP ile dümeni Kandil’e çevirmiş! Yelkenli alabora olmuş, panel “Erdoğan’ı nasıl yıkarız” toplantısına dönüşmüş. 28 Şubat sürecinde ‘silahsız kuvvetlerin’ komutanlığını üstlenen isimlere özenilmiş, darbeye zemin hazırlamak için 2006 yılında oluşturulan Ulusal Birlik Hareketi taklit edilmiş. Sunumlar aynı, söylemler de, hedef alınan isimler yine aynı…  
 

Gezi ve 17/25 Aralık kalkışma provası tutmayınca, yeni görüşler gündeme getirilmiş.   
 

Tutmaz beyler!  
 

Uyandı millet!   
 

Dirilişi engelleyemediniz, dönüşümü de durduramazsınız. Son on yılda milli iradeye kasteden her post-düşünce boşa çıkarılmış, her post-girişim de bizzat millet tarafından bertaraf edilmiştir. Yine öyle olacaktır.   

Sorunları tartışmaya sözümüz yok. Biz diyoruz ki: Türkiye’nin her meselesi kendi mecrasında tartışılmalı, gayrimeşru zeminlere çekilmemelidir.   

Bugün Gazetesi
2 Şubat 2016