GÜNCEL

Ali Turhan : NSA’in Katar Takıntısı

Tarih
12 Haziran 2017
İzlenme
Kişi
Yazar
Ali Turhan
 Son günlerde, ekonomi haberlerine göz ucuyla bakan biri olsanız dahi gördüğünüz bir kelime dikkatinizi çekmiş olmalı, Bitcoin! Kazanç olarak Dolar, altın, gayrımenkul gibi değerleri sollayan bu meretin ne menem bir şey olduğunu henüz duymamış değerli okurlarımız için kısa bir bilgi verelim. Bitcoin bizim TL gibi, ya da Dolar gibi bir para birimi aslında... Normal bir paradan en önemli farkı ise kağıt ya da metal gibi elle tutulur bir şekli olmaması ve bir devlet tarafından basılmıyor olması , dolayısı ile de bir merkez bankası tarafından yönetilmiyor olması. Peki nasıl oluyor derseniz, Bitcoin bir internet para birimi. İnternet üzerinden sözde bağımsız sivil gruplar tarafından oluşturulmuş ve devlet denetimi dışında kalabilerek, serbest bir şekilde ve gizli olarak kullanılabiliyor.

 

Sistemin ortaya çıkışı, insanların bilgisayarlarını uzaktan kullandırma için kiraya verdiklerinde kira bedellerini hızlı, gizli, vergisiz ve masrafsız bir şekilde kira bedellerini alma ihtiyacından kaynaklanıyor. Yani, siz bilgisayarınızı birilerine uzaktan kullanma hakkı veriyor ve saat başı kira ücretini bu Bitcoinlerle anında alabiliyorsunuz. Masraf yok, vergi yok! Daha sonra buBitcoinleri paraya çevirip gerçek banka hesabınıza Dolar olarak gönderen siteler aracılığı ile cebe indiriyorsunuz. Bu işlemin adı Bitcoin madenciliği. Bu iş karlı olmaya başlayınca insanlar evlerine Bitcoin madenciliği yapan büyük bilgisayar sistemleri kurup 7x24 çalıştırmaya başladılar.

 

Peki, kimler kiralıyor bu bilgisayarları derseniz , işin bu kısmı biraz muğlak... Yani kimin bilgisayarınızı kiralayıp ne yaptığını Bitcoin Madencileri olarak bilemiyorsunuz. Siz sadece bilgisayarınızı kullandırıyor ve para kazanıyorsunuz. Söylenenlere göre kiracılar grafik ve mühendislik tasarım yapan şirketler ve bilimsel kuruluşlar. Acaba gerçekten öyle mi? İşte, zurnanın zırt dediği yer de tam da burası! Bu noktada kuşkular ABD'nin şifreleme ve izleme üzerine uzmanlaştırdığı NSA adındaki karanlık istihbarat kuruluşa yöneliyor. Normalde çözülmesi yüzyıllar alacak şifreli yazışmalar ve kriptolu telefon görüşmelerini yüzbinlerce bilgisayarı aynı anda kullanmak suretiyle, birkaç hafta içersinde çözmeleri mümkün olabiliyor. Üstelik bunu tıklama ile yapabilecek kadar güçlü bir ağ mevcut. NSA kullandığı bilgisayarların paralarını öderken de bitcoin kullanarak perde arkasında kalmayı başarıyor.

 

Hayatına böyle başlayan Bitcoin gizli ve vergisiz para saklama ve transfer yeteneği sayesinde bilgisayar korsanlarının, kara para aklayıcıların, suç örgütlerinin de dikkatini çekmeye başlayalı çok oldu. Derin Ağ(Deep Web) denen kontrol dışı internet sitelerinde uyuşturucu, silah , sahte kimlik ve pasaport ticareti yapan şebekeler, ödemeleri Bitcoin ile alıyor artık.. Arjantin ve Güney Kıbrıs gibi ekonomik kriz yaşayan ülkelerde insanlar devletlerinin paralarına el koyacağı korkusuyla birikimleriniBitcoin sisteminde saklamaya başladı. Terör örgütleri finansal işlemlerini Bitcoin üzerinden yaparak güvenlik güçlerine karşı avantaj elde etmeye başladılar. Geçtiğimiz ay dünyayı kasıp kavuran, kilitlediği bilgisayarları çözme karşılığında fidye isteyen korsan hacker çetesi de fidyeleri Bitcoin olarak aldı. Bu çete, İngiltere sağlık bakanlığı ve Renault gibi büyük kurumları bile kilitlemeyi başarmıştı.

 

Peki gelelim bizi ilgilendiren kısıma, ülkemizin başına bela olmuş terör örgütleri ve bunların ağababaları bu sistemi aleyhimize kullanıyorlar olabilirler mi? Cevap maalesef ki, evet. Kara para aklama ve vergi kaçırmaya hevesli bazı şirketlerin bu sistemi kullandığı zaten biliniyor ama asıl tehlike terör örgütlerinin kayıt dışı para transferleri yapabilmeleri. Örneğin PKK uyuşturucu transferinden elde ettiği paraları Bitcoin olarak saklıyor ve alt örgütlenmelerine dağıtıyor. DAEŞ örgütü de kanlı planları için gereken parayı Bitcoin olarak transfer ederek güvenlik güçlerinin denetiminden kaçıyor. Ama bu sistemin en büyük kullanıcısı tabi ki küresel terör örgütü FETÖ. Dünya çapındaki terör birimleri arasındaki para transferlerini Bitcoinüzerinden yaparlarken , devletimizin mal varlıklarını blokelemesini engellemek isteyen bazı FETÖcülerin paralarını Bitcoinolarak saklamaları da dikkate değer bir eylem.. 15 temmuz kanlı kalkışması öncesi ve sonrası yurtdışına kaçan bazı FETÖcülerin paralarını Bitcoin olarak saklayıp gittikleri ülkelerde gerçek paraya çevirdikleri biliniyor. Bitcoin'in parasal değerlerinin son 1 yıl içinde 1600 Dolardan gün itibariyle 2700 Dolara gelmesinde, darbe öncesi ve sonrasında FETÖcülerin yoğum alım yapması ne kadar etkilidir , cevabını konunun uzmanı ekonomistlere bırakalım en iyisi.

 

Peki, bu durumda ilk akla gelen soru bu ciddi manzara karşısında ne yapılmalı sorusudur elbette. Devletimiz malum hain kalkışmanın hemen sonrasında Bitcoin alım satımı yapan sitelerin banka hesaplarını kapattı. Bu yerinde bir önlemdi. Ancak merdiven altı tabir edilen piyasada hala alım ve satım yapılmakta. Üstelik Bitcoin benzeri başka sistemler de türedi. Kurulma aşamasında olan siber ordumuzun bu merdiven altı aktörleri takip ederek yakalayacağı ve suç ve ihanet şebekelerinin finansal ağlarını barındıran bu sistemin ülkemizden tamamen silineceği ümidini taşımaktayız. Bir zamanlar güvenli sanılan Bylock'un bugün nasıl adli delile dönüştüğünü unutan ve Bitcoin değerinin fırlamasıyla paralarına para katan bazıBitcoin'cilere de bir mesajımız olacak:

 

Bu kadar Ayrıntı anlattıktan sonra terör örgütlerini kullanan istihbarat teşkilatları küresel aktörlerin Katar eline geçmesinden rahatsız olduğunu sanırım anlamışsınızdır. Terör örgütlerinin el emeği göz nuru yaptığını Müslüman katliamlarının karşılığı olarak Hristiyan katliamına dönmesine korkan derin Amerika kaygısını arap dünyasıyla paylaştı. Arap dünyası da İsrail e gösteremediği koalisyon birliğini Katar’a karşı abluka olarak kullandı.

 

Yazımızı anlamlı bir hikaye ile bitirelim müsadenizle...

 

19.yüzyılda, Fransız ressamlarından Delacroix, Paris’te bir resim sergisi açar. Sergiyi gezenlerden bir kişi, büyükçe bir şövalye tablosunun önünde uzun süre durarak, yakından uzaktan ciddi ciddi seyreder, beğenmediğini belirten bir biçimde de başını sallar. Bu durum ilgisini çeken ressam, adamın yanına gelerek sorar:

-“Bu tablo ile çok ilgilendiğiniz belli oluyor.”

-“Evet” der adam. “Şövalyenin çizmesindeki körük kıvrımlarında hatalar var.””

-“Pekala, bunu nasıl anladınız bakalım, işiniz bu mu yoksa?”

-“Ben kunduracıyım, çizme dikerim.” deyince ressam hemen tuvalini ve boyalarını getirerek adamın söylediği biçimde çizmeyi düzeltir ve gerçekten daha iyi olduğunu görmekten memnun olarak adama teşekkür eder. Fakat adam yine tablonun başından ayrılmadan, bu kez de şövalyenin pantolonunda ve kemerinde de hatalar olduğunu belirtince bu çok bilmişliğe dayanamayan ressam:

 

-“Bak dostum” der, “sen kunduracısın, çizmeyi aşma!”

 

Saygılarımızla.

Seslimakale.com
12 Haziran 2017

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;