Sesli Makale

17 Nisan 2015

Önce olayın bir fotoğrafını çekelim.. 

Siyasi partiler gece gündüz çalışıp, halka seslerini duyurmaya çalışacaklar..

Halktan oy talep edecekler.

İktidara gelmek... Veya en azından TBMM’ye temsilci göndermek için didinecekler..

Öbür tarafta..

Eli silahlı teröristler.

Bir siyasi parti lehine halka baskı uygulayıp..

Haksız rekabet oluşturacaklar.

Halkı tehdit ederek, bir partinin oylarının artmasını sağlayacaklar. 

Bu olay, sadece adli bir olay mıdır?

Yani, tehdit edeni yakalayıp, cezalandıracağınız, basit bir asayiş olayı mıdır? 

Bence hayır..

Ben olayın lokal, sıradan bir adli olay olmadığı kanaatindeyim.

Niçin?

Onu da izah edeyim..

Madem ki bu tehdit, yıllardır her seçimde devam ediyor..

Bir siyasi parti lehine.. Belli bir terör örgütü tarafından organize ediliyor..

Tek bir köyde.. Tek bir ilçede.. Hatta tek bir ilde değil de.. 30’a yakın ili kapsayan bir kitleye yönelik olarak bu baskı yapılıyor ise..

Lokal gibi görünen bu olaylar, bu yoğunlukta işlendiğinin ispatı halinde..

Olay sadece adli vaka olarak değerlendirilmemeli..

Özellikle lehine çalışılan siyasi parti yöneticilerinin de, bu tehditlerden haberinin olduğunun ispatlanması şartı ile..

O partinin aldığı oylar geçersiz sayılmalıdır.

•

Bu nasıl yapılacak?

Halkı tehdit eden örgüt elemanlarının, yurtdışından gelerek bu çalışmaları yaptığı illerde.. MİT olaya el koyarak..

Zaten yurt içindeki örgüt elemanlarının, bu yönde çalışma yaptığı illerde ise, Emniyet istihbaratının araştırmaları ile..

Konu delillendirilmeli..

Şu köyde.. Bu köyde..

Ağrı’daki “fidan dikme festivali” benzeri etkinliklerle.. Teröristlerin gelip, halka baskı uyguladığı ihbarları tek bir merkezden toplanıp..

Bu konudaki lokal gibi görünen kısmi ihbarlar teknik imkanlar da kullanılarak kayıt altına alınmalı.

Ve belirtildiği üzere birçok ili kapsayan bir yaygınlıkta bu tehdit söz konusu ise..

Tüm deliller YSK’ya sunulmalı..

Ve YSK da..

Baskı ile oy alan siyasi partinin oylarını geçersiz saymalıdır.

•

HDP’nin barajı geçme ihtimali olmadığını daha önce de belirtmiştim.

Bu sebeple, daha rahat olarak bu öneriyi dile getiriyorum.

Nasıl olsa.. Barajı geçemediği için, zaten oylar çöpe gidecek..

YSK’nın vereceği bu şekilde bir iptal kararı, sonucu değiştirmemiş olacak..

Ama o tehditleri yapanların yanına kâr kalmaması için.

Lehine tehditlerde bulunulan siyasi partinin de, “Bize ne.. Biz mi tehditte bulunuyoruz.. Varsa bir tehdit, devlet önlesin. Tehditleri önlemek bizim işimiz mi?” kurnazlığı ile olaydan sıyrılmaması için..

YSK bu konuya el atmalı..

Ve bundan sonraki seçimlerde benzer girişimlerde bulunulmaması için..

Konu adli vaka ile sınırlı görülmeyip..

Lehine tehditle oy kullandırılan siyasi partinin aldığı oyların geçersizliğine hükmedilerek..

Bundan sonrası için caydırıcı bir karar alınmış olmalı..

•

Şu olabilir..

 Tehdidin sökemeyeceği büyük illerde.. İl merkezlerinde.. 

Örneğin İstanbul, Ankara gibi yerler için bu yönde araştırma yapmaya da, gerek olmayabilir.

Ama Ağrı’nın küçük ilçesinde..

Hakkari’nin beldesinde..

Şırnak’ın küçücük köyünde..

Okuma yazma bilmeyen vatandaşlarımızın oylarıyla.. Matematiksel olarak.. Bir ilde üç milletvekilini birden bağımsız listesinden çıkaracak kadar organize bir çalışma ile karşı karşıyaysak..

Artık bu saçmalığa bir son verilmeli..

Tehditle..

Sandığa hile karıştırılarak bir partinin haksız kazanç sağlamasının önüne geçilmeli..

•

“Ne biçim demokratsın..

Nasıl bir talep bu? Bir partiye verilen oyların geçersizliğini nasıl isteyebilirsin” diyecekler çıkabilir..

Ben demokrat değilim ama..

Talebimin demokratlıkla çeliştiğini de sanmıyorum.

Bir siyasi parti..

Bazı bölgelerde fiili durum oluşturuyorsa..

Adaylarını ateistlerden belirlediği halde..

Dindar halktan şu veya bu şekilde oy devşirebiliyorsa..

Burda oynanan oyuna, seyirci kalmak mümkün değildir.

İstanbul’da Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı mahallelerde bile % 15’den fazla oy alamayan bir siyasi çizgi.. Doğu ve Güneydoğu’da % 75’lerle ifade edilen oyları alabiliyorsa..

Bunu sorgulamak, bizim hakkımız olsa gerek.

Sorgularken de.. 

Devletle adeta alay edercesine..

“Nanik.. Biz tehditleri yaptırırız.. Olsun olsun, tehdit eden militanlarımızı yakalayabilirseniz, bir-iki yerde seçimi iptal edersiniz. Aslında seçimi o bölgede iptal etmek de, seçimin geneline gölge düşmemesi için, sizin de işinize gelmez.. Biz de bu boşluktan yararlanırız” diyenlere..

“Naniğe nanik.. Biz de tehditlerin hepsini kasetlere aldık. Partinin yönetimi de, tehditlerden şu şu delillerden anlaşıldığı üzere haberdar. O halde, bu partinin o bölgede aldığı tüm oylar geçersiz..” denilir, bu hokkabazlığa artık son verilir..

Verilmelidir.

YeniAkit